Bir önceki yazımın hemen başında  “CHP’de aday belirleme dönemleri hep sancılı olmuştur. Bu sancının sebebi öncelikle milletvekilliğine soyunan kişilerin cahilliği yanında bencilliğinden kaynaklanır” diye yazmıştım..  Aradan geçen süre de yaşananlara baktığımda bir kez daha doğru düşünüp yazdığımı anladım..

            Aynı yazıda CHP aday adaylarından Halil Furat’ın diğer aday adayı Deniz Yavuzyılmaz’ı yerel bir gazeteye yaptığı röportaj da karalamaya çalışması sonrası “ben Deniz’i kastetmedim” diyerek çark edişi sanırım benim gibi konuyu bilenleri gülümsemeye sevk etmiştir. Furat’a da bu yakıştı doğrusu..

            Aday adaylıkları başvurusu bittikten, adaylıkların açıklanacağı 10-15 günlük süre siyasi partilerin en sancılı dönemleridir. CHP’de ise bu sancı diğer partilere göre en üst seviyededir. Bu dönemde aday adayları arasında “insan kalitesinde sorun yaşayanlar” sürekli olarak kendilerini öne çıkarma düşüncesiyle diğer adayları karalamaya başlarlar. Oysa bu uğraşın kimseye faydası olduğu da görülmemiştir.

            Geçtiğimiz hafta CHP Genel Merkezi Bülent Tezcan imzası ile il ve ilçe yönetimlerince aday sıralaması yapmasını istedi.  Parti tüzüğünde olmayan böyle bir yöntemin örgütlere sorulması bence ateşe benzin dökmekten başka bir şey değildir.

            Bu istek sonrasında işte yukarıda bahsettiğim dönemde yaşanan sancılar daha da arttı. Yönetimlerin yaptığı ve gizli olması gereken oylama CHP Genel Merkezinde istenen adrese ulaşmadan ne yazık ki yerel ve sosyal medyaya düştü.

Sonuçlara bakıldığında şu analizi yapmak mümkün! Yönetimleri kim tasarladı, kalemi eline alıp yönetici olarak yazdıysa o kişi kendisini yönetici yaptığına inandığı şahsı milletvekili olarak görmek istiyor. Aklınca minnet borcunu ödüyor.. Oysa yönetimleri yazan ile seçip yönetici yapanlar farklıdır.  Yöneticileri seçen partinin mahallerde seçilen delegelerdir.

Aynı sonuca birde tersten bakalım! İl ve ilçe yönetimleri kimi milletvekili olarak görmek istiyorlarsa o yönetimi tasarlayan kişide odur. Zonguldak il ve ilçe yönetimlerinde sonuç aynıdır.

Bir başka ayrıntı ise şudur. İl ve ilçe yönetimini tasarlayan kişiler kendilerine yakın yönetim kurulu üyelerine “benimle birlikte şu kişilere de oy ver” talimatı verdiği seçim sonuçlarına bakıldığında anlaşılmaktadır. Bu aynı zamanda şunu gösterir.. Aday adayları içinde yönetimleri tasarlayanlar seçimlere müdahale etmişlerdir.

Baskın seçim kararı alındıktan bu güne bunca güzel işten sonra CHP’de bu çirkinlikler yaşanmamalıydı.

   Bir düşüncemi yazayım! Yönetimlerin yaptığı milletvekili sıralamasının genel merkez tarafından dikkate alınacağını hiç sanmıyorum. Genel Merkez yönetimlerin nasıl oluştuğunu bilmiyor olamaz.

 Aday adaylarının bazıları oylamadan sonra “beni yönetimler seçti, ben gücümü yönetimlerden alıyorum” palavralarını bıraksınlar.. Adının nasıl öne çıktığını, listeye nasıl girdiğini yazmaya zorlamayın bu aşamada hoş olmaz diye düşünüyorum.. Aslında yazarken kendi kendime de sansür uyguladığımı da belirtmiş olayım.

********

Yaşanmışlıklara farklı bir pencereden bakalım!

Bu yöntemin yanlış olduğunu yukarıda yazdım. Nedeni ise şu.. Yönetimleri tasarlayanların parti üyeleri tarafından sevilmediğini çok iyi biliyorum. Parti, milletvekili adaylarını üyelerle önseçimle belirlemiş olsaydı bu kişiler asla ilk beşte olamazlardı. Bu kişilerin Milletvekili sıralamasında yer bulmalarına parti tabanı sıcak bakmayacaktır. Çünkü önce örgütleri tasarla sonra kendini önermesini sağla anlayışı parti tabanınca kabul edilemez. 

Diğer önemli gördüğüm sorun ise şudur! Yönetimlerin önermediği, sıralamaya koymadığı aday adayları listeye girdiklerinde, (“bence büyük oranda böyle olacak) kendilerini seçip önermeyen yönetim kurullarına nasıl güvenecek ve kendileriyle nasıl çalışacaktır!

Milletvekili sıralamasının yönetim kurulu üyelerine yaptırılması ve bu oylama sonucunun açıklanması, parti üyeleri arasında algı yaratması ne kadar doğrudur. Parti tabanında yaratılan söz konusu algı, farklı listeler açıklandığında seçime beş kala nasıl ortadan kaldırılacaktır.

Bir başka önemli konu ise şu!

Hiçbir ilde yapılmayan bir aday belirleme yöntemi yine şehrimizde yapılmıştır. Kimi kaynaklara göre 5, kimine göre 10 CHP’li belediye başkanı Kilimli Radar tepe de aday belirlemek için bir araya gelmişler.

Toplantı yeri Kilimli Radar tepe olduğuna göre düşünce Kilimli Belediye Başkanı Ali Aslankılıç’tan çıkmış olmalı.. Kendisine bu fikri kimin veya kimlerin verdiği ise aday olarak önerdikleri kişiden belli oluyor..

Fazla derine girmeden yazayım! Önce oylamaya katılan söz konusu belediye başkanlarına kim seçim yapın ve adayları sıralayın dediği bilinmiyor! Kendileri bu yetkiyi nereden aldı. Hadi bizde partiliyiz (!) genel merkeze görüşümüzü bildirme ihtiyacı hissetiniz diye düşünelim, peki o zaman neden basına açıklama yaptınız!

Söz konusu belediye başkanları bu işlerle uğraşacağına halktan destek isteyecek olan milletvekili adalarına kendilerinden gelecek şikâyetleri önleseler daha faydalı işler yapmış olurlardı. Çünkü CHP Milletvekili adaylarının alanlarda en çok karşılaştıkları yakınma belediye başkanlarından olmaktadır. Üstelik hizmet dışında yasa dışı işleri ve adaletsizlikleri ön plandadır.. Bana göre ise aralarında bazıları ayırarak yazıyorum parti ilkelerine inanmayanlar, CHP adını kiralayanlar çoğunluktadır.

Şehrimizde yaşanan aday toto uygulamasıdır çok dikkate almaya da gerek yoktur. Ağzı olan konuşuyor deyip geçin ve rahat olun ve hafta sonuna kadar bekleyin derim.. Aday belirleme yönetimi benimsemediğim halde güzel şeyler olacağına inanıyorum.!

TURGUT GÜVEN

Yayın Tarihi: 15.05.2018