Geçtiğimiz günlerde “Kilimli Belediyesinde sosyal medya yasağı” başlığı ile yazdığım yazıda Kilimli Belediye başkanı Ali Efendinin son marifetinden bahsetmiştim.

                Yerel seçimler öncesi aday adaylıklarının başvurusunun yapıldığı bu günlerde CHP’li bir belediye başkanının çalışan personeline yaptığı bu faşistlik sanırım CHP genel merkezince değerlendirilecektir. 

                Konuyu işledikten sonrasında gelişmeler ve bilgi akışı sonrasında oldukça ilginç bir o kadarda düşündürücü bilgilere ulaştığımı belirtmek isterim.

                İşçilik yaşamı sendikal mücadele içinde geçmiş biri olarak ibret belgesi bu konuyu siz okurlarla paylaşmanın doğru olacağını düşünüyorum..

                Mesut Şalvarcıoğlu ve Seçkin Özdemir’in sosyal medyada paylaşılan fotoğrafına yorum yazan iki belediye işçisine Ali Efendi imzasıyla savunma yapması için gönderilen yazı şöyle.. 

                Sayın: …………   ………….

                Başkanlık Makamınca defalarda yapılan yazılı tamim ve tembihlere uymayarak sosyal medyada çıkan bir haberin yorum kısmına yorum yaparak, kurum ve kurum başkanına meydan okurcasına olumsuzluk içeren yazılı yorumunuz için Yazı İşleri Müdürlüğüne savunmanızı vermeniz hususunda gereğini rica ederim. İmza Ali Efendi                                                                                                        

                Önce şunu belirteyim yukarıdaki yazıdaki yazım hataları Kilimli Belediyesi Yazı işleri Müdürü  her kimse ona aittir.. Yazdığı birçok yazıda böyle hataları gördüğümü de belirtmek isterim.

                İki işçiye gönderilen bu yazı sonrası sendikacıların hemen devreye girip işçilerle görüşmesi konuyu öğrenmeleri gerekir değil mi? Sendikacı beyler öyle yapmamış.. Geçici statüde çalışan işçi Yazı İşleri Müdürünün yazdığı ifadenin altına imzayı atmış veya attırılmış.. Tabi ifadesinde “uyarılmama rağmen yorum yaptım dalgınlığıma geldi” cümlesi Yazı İşleri Müdürünce yazılıp işçi süresi dolmadan işten çıkarılmış.. Diğer işçi ise ifadesini kendisi yazıp Yazı İşlerine vermiş..

                Bu ana kadar sendikacı beyler sahnede yok..

                Bu tip suçlamalarda işçi ifadesini verirken sendikacının yanında olması yasa gereğidir. Sendikacı hazır bulunmadan hiçbir makam işçinin ifadesini alamaz.. Her iki işçinin verdiği ifade yasal değildir ve geçerliliği yoktur.

Sendikacı beyler kendilerinin hazır bulunmadığı yerde işçilerin ifadesinin alınmasına bile itiraz etmemişler..

                Bu ifadeler sonrasında ne olmuş ona da bakalım!

                Her iki işçi işlediği iddia edilen suçtan dolayı disiplin kuruluna verilir..

                Disiplin kurulu altı aylık geçici işçiyi üç ay kala işten çıkarır. Diğer işçiye ise üç yevmiye ceza ve su işlerinden alıp çöp toplamaya verir.. Disiplin Kurulu kararının sonunda göz dağı vermeyi de ihmal etmez ve şu notu düşerler.. “Tekerrüründe kendisine herhangi bir uyarı yapılmadan iş akdinin feshine gidileceği” bilgisi verilir.

                Sendikacılar bu gözdağı cümleye de itiraz etmez, ve yazının altına imzayı basar..

                Disiplin Kurulunda kimler var ona da bakalım.

                Disiplin Kurulu Başkanı:  Ali Efendi   Belediye Başkanı..

                Üye:  Gündolay Demir Belediye Başkan Yardımcısı.

                Üye: Kezban Güneysu  Park ve Bahçeler Müdürü

                Üye: Osman Karataş Belediye İş Sendikası Şube Başkanı

                Üye: Hasan Aydın   Belediye İş Sendikası Şube Başkan Yardımcısı..

                Şimdi burada durup düşünelim ve mantık yürütelim.. Disiplin Kurulundaki iki üye Gündolay Demir ve Kezban Güneysu Ali Efendinin verdiği ağır karara uymak zorundalar.. Çünkü Ali Efendi emrinde çalıştırdığı personelin itiraz etmeye hakları olmadığı gibi düşüncesini söylemeye de hakkı yoktur zaten her ikisi de böyle bir davranışa cesaret edemezler..

                Peki Osman Karakaş ve Hasan Aydın bu kararın altına neden imza atmışlar.. Bu şahıslar işçilerin haklarını koruyup kollamakla görevli sendikacılar değil mi?

                Peki; soralım sendikacı beylere!

                İşçilerin sosyal medya kullanması yasak mı?

                Her iki işçinin ifadesinde kurum ve kurum başkanına meydan okuma olumsuzluk içeren bir ifade var mı?             

                Sorduğum her iki soruya da izan ve vicdan sahibi biri evet suç var diyemez.. Sendikacı birinin ise “işçiler suçludur” demesi mümkün değildir.

                Peki; sendikacı Osman ve Hasan Beyler siz sendikacı mısınız, yoksa Ali Efendinin memuru musunuz?

                Bu olayda Ali Efendinin işi kılıfına uydurduğunu anlayamadınız mı? Anladınız ama karşı çıkmaya yüreğiniz yetmedi değil mi? Size yazıklar olsun.

                Bu da benim görüşüm!

Belediye İş SARI SENDİKADIR, İşçinin değil, işverenin yanındadır..

Şimdi anlaşılıyor ki çakma CHP’li Ali Efendinin başkanı olduğu belediyede faşizm kol geziyor..

 Bir bilgi daha, bu kararın altına imza atan sendikacı olduğunu zanneden Hasan Aydın aynı zamanda Kilimli Belediye sitesi mahallesinden muhtar adayı olmuş.  Bu mahallede oturanlar dikkat etsin işçisini satan bu şahıs mı mahallenin haklarını arayacak..

                TURGUT GÜVEN

              Yayın Tarihi: 22.10.2018