Sınır ötesi bir harekat daha tüm dünyaya ilan edilerek başlatıldı! Dilerim askerlerimiz zayiat vermeden geri döner ve Afrin Harekatı  amacına ulaşılır..

            Yıl 1974! Rum çetelerin (EOKA) saldırısına uğrayan soydaşlarımızı kurtarmak ve Türk’ün gücünü tüm dünyaya duyurmak üzere  20 Temmuz günü Türk askeri Kıbrıs ayak bastı. Bu harekatın adı Kıbrıs Barış Harekatı olarak tarihin sayfalarında yerini aldı. Tüm dünya bu harekatı Türk askeri Girne plajlarına çıktığında öğrendi. Çünkü kimse Türkiye’nin böyle bir harekata kalkışacağını hesap edemiyordu.

            Şimdi moda değişti, Kıbrıs Barış harekatının çok daha küçük çaplısı için siyasilerimiz günlerdir dünyaya meydan okuyor. Yok üç gün sonra, yok beş gün sonra, yok bir gece ansızın başlayacağız derken savaş naraları atmayı da ihmal etmiyor. İç kamuoyuna oynamak, siyasi iktidarın bir başarısıymış gibi göstermek ise başka uğraşıları.

            Kıbrıs Barış Harekatının canlı tanıklarından biriyim, bizim kuşağın Kıbrıs’a gitmek için askerlik şubelerine müracaat ettiği günlerdi. Ülkede milli duygular tavan yapmış, müthiş bir birliktelik sağlanmıştı. Bunun tek sebebi vardı, Türkiye bu harekatı yapmakta yerden göğe kadar haklıydı ve bu durumu dünya ülkelerine diplomatik bir dille anlatmayı başarmıştı.

            Bu ve bundan önce yapılan sınır ötesi harekatlarda bu birliktelik ne yazık ki sağlanamıyor! Çünkü siyasi iktidar her sınır ötesi harekat öncesinde büyük hatalar yapıyor ve bu gibi harekatları iç siyasette kullanmaya kalkıyor!

            Bakınız hemen iç siyasette nasıl kullandığına bir örnek vereyim. AKP Genel Başkanı Tayip Erdoğan bu gün partisinin Bursa’daki bir toplantısına katıldı.. Burada yaptığı konuşmada bu harekata destek açıklaması yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sataştı:  Kılıçdaroğlu bu harekata karşı çıkmış gibi “sen ne diyorsun Kemal Bey şeaadet şerbetide içilecek, gazide olunacak, kanda dökülecek” dedi. Bu çıkışı salonda bindirilmiş kıtalar alkışlayınca da çok mutlu oldu, aynı anda yandaş medya canlı yayındaydı ve amacına ulaşmıştı.

            AKP bu gibi harekatlar öncesinde müthiş hatalar yapıyor!

            Geriye doğru gidip bu hataları ve sonrasında yaşadığımız “U” dönüşlerini hatırlatayım.

            Barış süreci günlerinde PKK ile masaya oturuldu, Dolmabahçe mutabakatı dahi hazırlandı. Her şey çok güzel olacaktı, kan dökülmeyecek, analar ağlamayacaktı!

            Teröristle mücadele edilir müzakere edilmez uyarılarına AKP’li politikacılar kulaklarını kapatmıştı.

            Sonrasında PKK’nin ele geçirdiği ilçelerde günlerce çatışmalar yaşandı. İlçe merkezleri yerle bir edildi. PKK’nın kurduğu hain tuzaklarda ana kuzuları şehit oldu.

            Sonuç kandırıldık oldu.

            Fettullahcı yapılanmanın devletin bir çok kurumlarında örgütlenmesi AKP sayesinde olmuştu. Tüm uyarılar işe yaramadı, balyoz ve Ergenekon davaları ile TSK’ya kumpaslar kurulduğu söylendi AKP’li politikacılar tüm bu uyarılara da kulaklarını kapattıkları gibi birde bu davaların savcısı olmayı seçtiler. Sözde darbe ve suikast iddialarıyla kozmik odayı bile talan ettiler.

            17-25 Aralık’ta Fettullah Hoca Efendinin Fetö olduğu anlaşılınca AKP’li politikacılar yine yüzleri daha kızarmadan yine kandırıldık dediler. 

            PKK ile barış sürecinde masaya oturan AKP’li politikacılar yine o günlerde YPG, PYD, KCK, IŞİD, terör örgütleriyle tüm uyarılara rağmen iyi ilişkiler içindeydi. Bu terör örgütlerinin liderlerinin Ankara’ya biri geliyor biri gidiyordu. Hatta bayrak diye paçavra ile gelen bile vardı!  Savaşta yaralanan IŞİD terör örgütünün militanları hastanelerimizde tedavi görüyordu. 

            Barzani bağımsızlık referandumu yapınca bizimkilerde jeton düştü. MIT tırlarının kime gittiği ise hala sırrını koruyor. Ülkeyi yönetenler yine aldatılmıştı.

            Orta doğu emperyalistler tarafından organize edilirken eş başkan olduğunu ve bu görevden ülkemizin karlı çıkacağını ilan edenlere günümüzde güven duyulmadığı için Afrin gibi sınır dışı harekatlarda bile ne yazık ki ulusça birlik beraberlik sağlanamıyor.

Çünkü Türk halkı günümüz siyasilerine güvenmediği için kolay aldatılamıyor.

 

TURGUT GÜVEN

Yayın Tarihi:22.01.2018