Ülke genelinde olduğu gibi şehrimizde de çeşitli adlarla marketler zincirleri oluştu. Mahalle aralarına aynı markaların şubeleri açılıyor.. Ticaret ve rekabet adına güzel bir gelişme olarak baktığımı peşinen belirteyim. Çünkü halkın önüne ne kadar fazla seçenek koyulursa satılan malın fiyatının düşeceğine, kalitenin ise artacağına inanlardanım.

            Ancak bu ekonomik gerçek ülkemizde ve şehrimizde çok yerleşmiyor. Çünkü marketler arası fiyatlarda bir tekelleşme var. Her market diğer marketin fiyatlarını sürekli kontrol ediyor.

            Söz konusu market patronlarının başka hünerlerine ise aşağıda değineceğim ki yemekte bizimde tuzumuz bulunsun. Ancak daha önce dile getirdiğim ve hiç bir ilerleme kaydedilmeyen kaldırım işgallerine bahsetmeden geçemeyeceğim.  

Zonguldak ve Kilimli de söz konusu marketlerin kaldırım işgalleri hala sürmekte.. Hatta Kilimli Lisesinin karşısındaki “Heybem” market yayalara ait kaldırımın yarısını  işyerine katıp manava çevirmiş durumda. Diğer tarafta eski kasapların bulunduğu yerde “bir milyoncu” kaldırım işgalini sürekli hale getirmiş. 101 ve BİM marketleri kaldırım işgali yapmazken sözünü ettiğim diğer marketler kaldırım işgallerini kimden güç alarak sürdürür merak ediyorum.

 

Kilimli Belediye başkanı ve zabıta ekipleri bu rezalete neden ve niçin sessiz kalıyorlar anlamak istiyorum.. Açık, net ve anlaşılır bir dille soruyorum kaldırım işgallerine sessiz kalınmasının karşılığı nedir? Bir vatandaş olarak kaldırım işgallerinin bir karşılığı olduğunu ve bu karşılığın belediye tarafından alınıp cebe indirildiğine inanıyorum.

Tekrar ediyorum kaldırımlar marketlerin manav olarak kullanacağı yerler değil halkındır. Geçtiğimiz günlerde bir kadının o marketlerin önünde çocuk arabasıyla geçemediği için yola indiğine şahit oldum. O kadına veya çocuğuna Kilimli de bol miktarda bulunan araç kullanan manyaklardan birinin çarptığını düşünün. Olayın sorumlularından birinin de belediyeyi yöneten kişi değil midir?

Kilimli de seyyar satıcılardan biri 101 marketin önünde kamyoneti ile aylardır ve her gün mevsimine göre satış yapıyor. Yapılan iş resmen sözünü ettiğim markete taciz. Peki alt tarafı küçük bir seyyar satıcıya Kilimli Belediyesinin gücü yetmiyor mu?

Kilimli kanunsuz şehir oldu derken haksız mıyım! Zonguldak Vali ve Emniyet Müdürünün belediyenin yapmaya cesaret edemediği işlere el attığını biliyoruz. Aynı uygulama sanırım Kilimlide de gerekiyor..

Kilimli Belediyesi CHP’nin uhdesinde. CHP ilçe Başkan ve Yönetimini göreve çağıracağım ama Belediye Başkanının bahsettiğim kişiler kendisine hiçbir öneri getiremeyeceklerini biliyorum. Öneri getirseler bile dinleyeceğine ihtimal vermiyorum. Çünkü CHP kimliği Ali Aslankılıç’a kiraya verilmiş durumda..

*****

Konu marketlerden açılmışken devam edeyim!

Geçtiğimiz günlerde Umut Şekerci köşesinde Akbal marketler zincirinde “küflü sucuk ve İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından raflardan toplatılan yoğurt” Hatta söz konusu edilen küflü sucukların fotoğrafları yayınlanmıştı.

Şekerci market patronu tarafından tehdit edilmeye başlanınca konu mahkemeye taşındı. Çünkü bu tip sorunları dile getirdiğinizde yapılan yanlışları düzeltmek yerine haberi yapanı, sorunu halkla buluşturanı tehdit etmek bu sokak kabadayılarının işine geliyor. Bir başka deyişle bu marketlerdeki kalite sorununu da ortaya koyuyor! 

Oysa yaptıkları hata yüzünden bir duyuru ile müşterilerinden özür dilemeyi seçmiş olsalardı daha da büyümüş, kalitelerini de arttırmış olurlardı.

Söz konusu marketlere de değinmek istediğim ve çok önemli gördüğüm sorunlardan biri ise çalışanların sorunları.

Çalışanların tamamına yakını asgari ücret karşılığında çalışıyor. Çalışma süreleri ise en az 10 saat ve üzerinde.. Fazla çalışma süreleri karşılığında ise kendilerine hiçbir ücret ödenmiyor.

Yine bu marketlerde çalışanların hasta olup doktora gitme hakları kağıt üzerindeki yasalarda var. Gerçekte ise yok. Bir çoğu izin günlerinde hastaneye gidiyor. Normal günlerde hastaneye giderseniz, patronun gözünden düşer hatta uyarılıp sarı kartı görürsünüz.

Yine bu marketlerde çalışanların iş güvencesi patronlarının keyfine kalmış durumda. Yarın gelme dediğinde işiniz bitti. Örneğin bu marketlerin birinde işten çıkarılan bir kadının elinden istifası zorla, tehditle alınabiliyor ve tazminatsız işten atılıyor.  

Akbal Marketler zinciri geçtiğimiz aylarda 40’a yakın çalışanının tazminatlarını ödeyerek işine son verdi. İşten çıkarılanların arasında hamile olanlar bile var. Bu markette halime kalmak ne yazık ki işten çıkarma gerekçesi. Oysa bu insanların dünyaya gelen bu çocukları için gelecek günlerde çalışmaya daha çok ihtiyaçları olacak.

Akbal patronunda sanırım bir de vicdan sorunu var. Bu ülkede iş güvencesi yok!  Marketlerde ise her alanda terör estiriliyor.

 

TURGUT GÜVEN

Yaın Tarihi: 21.02.2018