Ülke siyasetinde ilginç gelişmeler yaşanıyor! Önümüzdeki günlerde seçim yasası meclise gelecek dolayısı ile ülkede gündem oluşturacak ve gelişmeleri tartışacağız. Bu çok önemli yasa AKP ve MHP ittifakı ile meclisten geçecek ondan sonraki günler ülkenin karanlık günleri olacak bilesiniz.

Çünkü hazırlanan siyasi partiler ve seçim yasası bu ülkede demokrasiye ve seçimde adalet anlayışına nokta koyacaktır.  Bu tehlike karşısında CHP Trabzon Milletvekili Haluk Peşkenbu siyasi partiler ve seçim yasası meclisten geçerse CHP bu yasa ile yapılacak her seçimi boykot etmelidir” diyor.

Tüm bunlar olurken CHP 9-10 Mart günlerinde tüzük kurultayı gerçekleştirecek.. Üstelik bu kurultay şu an için basına ve parti üyesine kapalı yapılacak.. Sanırım CHP tarihinde basına ve üyeye kapalı ilk kurultayı da böylelikle yapmış olacak..

Bir başka gerçek ise CHP her geçen gün iktidar partisi AKP’ye benzemeye başladı. Hatta bir çok CHP yöneticisi iktidara gelmenin yolunu AKP gibi olmak zannediyor..

AKP’li yöneticiler sosyal medyada kendileri gibi düşünmeyenleri tespit edip “hakaret etti” gerekçesiyle mahkemeye veriyor. CHP’li yöneticiler ise kendi üyelerinin sosyal medyada yazdıklarını parti suçu işlediği gerekçesiyle disiplin kuruluna veriyor. Üstelikte kesin ihraç talebiyle.. 

AKP’li yöneticiler ortaya çıkan ahlaksızlık, yolsuzluk ve hırsızlıkların üzerini inkar ederek örtmeye, açıklamalarıyla halkın kafası karıştırılıyor.. Benzer çirkinlikler CHP içinde yaşandığında açığa çıkarmak yerine örs pas edilmeye, yolsuzluk ve hırsızlık yapan “sevimsiz” kişiler korunarak yönetimlerde tutulmaya devam ediliyor.

Parti içi seçimler AKP’de Genel Merkezin belirlediği tek adayla yapılıyor. CHP’de çok adaylı seçimlere parti içinde ayrımcılık ve kavga olarak düşünülüyor, tek aday üzerinde uzlaşma aranıyor

AKP içinde çok nadir de olsa yanlış işleyişe karşı çıkanlar yönetimlerden ve partiden uzaklaştırılıyor, bu kişiler sessiz sedasız köşesine çekiliyor. CHP içinde yaşanan yanlış işleyişe karşı çıkanlar istenmeyen adam ilan ediliyor, dışlanıyor, ancak CHP üyesi AKP üyesinden farklı olarak susmuyor haksızlığa karşı çıkıyor, disiplin kurulu boyluyor!

CHP’nin AKP’ye benzemesi parti üyesi tarafından o kadar benimsenmiş ki, sosyal medyada, CHP’nin muhalefet anlayışını yeterli bulmayıp yorum yaptığınızda “AKP içinde hiç tartışma oluyor mu, onlar hiç yöneticilerini eleştiriyorlar mı?” sorusuyla karşı karşıya kalıyorsunuz. AKP’de yaşanan parti içi demokrasi (!) CHP ye taşınmaya çalışılıyor..

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, anlayacağınız aşı tutmak üzere! CHP hızla AKP gibi olma yolunda. Ancak vahim bir durum var! AKP bu despotluğu kendisine karşı olana, CHP ise ne yazık ki kendi üyesine yapıyor.

*******

CHP içinde iç tartışmalar, parti içinde yarış hiç bitmiyor. Bu iç tartışmaların başında tüzük ve yönetmeliğe uygun seçim yapılmaması ise başı çekiyor. Yönetime gelenlerinde dışa dönük çalışma yapması, projelerini gerçekleştirmesi mümkün olmuyor.

Bu iç tartışmaları bitirmek için özellikle Milletvekili, il ve ilçe başkanlarına büyük görevler düşüyor!

 Sorunu sondan başlayarak örtmek yerine, ilk hatadan başlayarak çözmek asli görevleri olmalı. Bunun içinde ortaya çıkan sorunları çözmek için taraf olmamak gerekir. Taraf olmak objektifliği ortadan kaldırır, sorunu çözmeyi zorlaştırır hatta imkansız kılar.

Bakınız Zonguldak CHP de son yılların en büyük sorunu yaşanıyor.. İstifa eden kadın üyelerin sayısı her geçen gün artıyor.

Bu sorunu çözme görevi olan iki milletvekilinden biri olan Ünal Demirtaş’ın Zonguldak Milletvekilliği resmiyette var ancak örgütlerde yok. Şerafettin Turpçu ise Cumartesi günü Merkez ilçede birkaç kadın üye ile oturup konuştu, ancak sorunu masada bıraktı ve gitti. İl başkanı Umut Başoğlu ise sorunun bir parçası olmuş durumda.

Şöyle ki;  yerel basında AKP yandaşı bir gazete Başoğlu’nun görüşüymüş gibi bir yorum haber yapılıyor ve sorun daha da büyütülüyor. Bu haber şu ana kadar Başoğlu tarafından da yalanlanmış değil. Yorum haber Başoğlu tarafından yalanlanmadığına göre bize de yazmak düşer.

Sorunu çözme görevi olan Başoğlu bu açıklama ile ateşe benzin döküyor. İstifa eden kadın üyeleri “il Kadın Kolları Kongresinde delege olamamaları, her yerde biz olacağız hastalığı diyerek resmen küçümsüyor.

  Genel merkeze yapılan itiraza “ Genel Merkez Kadın Kolları Genel Başkanlığı’nın seçimin usulüne uygun yapıldığını üst yazıyla İl Başkanlığına bildirdiğini” söylüyor. Genel Merkez Kadın Kolları gözlemci bile göndermediği seçimi “usulüne uygun yapılmıştır” dediğinde kabul mü edeceğiz. Bu durumda Başoğlu kadın üyelerden “usulüne uygun seçim yapmayan Merve Kır’ı ve Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse’yi tanımıyoruz yerine” “çok seviyoruz” diye bir açıklama mı bekliyordu!

 Şunu anlamak ise çok zor.. Kadın Kolları Genel Başkanının kumalı bir yaşama razı olması ayıplanmıyor ama  “Kuması olan Kadın Kolları Başkanı “ denilmesi “aşağılanma, toplum önünde küçük düşürme” olarak suç sayılıyor.. Bu nasıl mantık anlamak mümkün değil. CHP, AKP’ye benzemeye başladı diye boşa mı diyorum. AKP’de de erkek milletvekillerinin bazılarının ikinci eşleri yok mu? Var! Ters bir benzerlik CHP’de yaşanmıyor mu?

Özel yaşam kimseyi ilgilendirmez, ancak kumalı yaşam yasalar önünde suçtur, böyle bir kadın CHP Kadın Kolları Genel Başkanı olmasına önce partinin kadın üyeleri, sonra CHP Genel Başkanı, milletvekilleri, il ve ilçe başkanları karşı çıkmalıdır.

Suçu işleyen baş tacı edilecek, suçu söylendiğinde bu rezil yaşamı yaşayan aşağılanmış, toplum önünde küçük düşürülmüş olacak öyle mi?  Hadi canım sende.

Gazete Başoğlu yönetimdeki il başkanlığıyla, Merkez İlçe arasında tartışmanın da fitilini ateşleme niyetinde. Tekrar yazıyorum CHP İl Başkanı bu haber yorumu şimdiye kadar yalanlamalıydı, bu yapılmadığına göre kılıçlar çekildi demektir.

Oysa sorumluluk sahibi Milletvekilleri ve İl Başkanı tüzük ve yönetmeliğe uygun seçim yapmayanın yakasına yapışıp gereğini yapmak yerine, koluna girerek suça ortak olmuşlar ve sorunu daha da büyütmüşlerdir.

TURGUT GÜVEN

Yayın Tarihi:28.02.2018