CHP’de Danışma Kurullarının nasıl olması gerektiğini 18 Eylül tarihinde yazmıştım!

                Kilimli de Pazar günü yapılan Danışma Toplantısı sonrası görüştüğüm arkadaşların tamamı “bu toplantılarda Kilimli’nin sorunları konuşulmuyor ki, kimse çıkıp görüp bildiği, rahatsız olduğu konularda bile konuşmuyor” dedi.

Tamamen haklı bir eleştiri.. Ancak bunu aşmanın yolu da bu tip üyenin kendini ifade edeceği toplantıları sürekli hale getirmek. Üye, bu toplantılar sürekli hale geldiğinde konuşma  cesaretini bulacaktır..  

Toplantıda 2009’da CHP Kilimli Belediye Başkan adayı,2014 yılında aday adayı şimdiki Belediye Başkanı Ali Aslankılıç ile önseçim yarışı yapan Erdinç Kargidan adaylığı ile ilgili düşüncelerini anlatıyor..  Bu görüşlerin anlatılacağı, tartışılacağı yer tamda bu toplantılardır.. Belediye meclis üyesi olup, Kilimli Belediyesinde Ali Aslankılıç’ın yanlış uygulamalarını, yaptığı usulsüzlükleri, yanlışları bilenlerin susup bu toplantıda konuşmamaları düşündürücüdür..     

Erdinç Kargidan’ın konuşması sonrasında toplantıda istenmeyen seviyesiz tartışmalar, Ali Aslankılıç’ın tahammülsüzlüğü, parti içi demokrasi anlayışındaki eksiklikler nedeniyle oluyor..  Aslankılıç kürsüde konuşurken Kargidan’a “Mehmet Çelik ve şerefsiz Turgut Güven ile içki masalarında rakı içerek bu konuşmaların hazırlandığını” söylüyor..

Şerefsizliği yazının sonuna bırakıp bu ahlaksızca ve namussuzca yapılan saldırıyı içki masalarından başlayarak cevaplamadan önce o salonda bulunup Mehmet Çelik’ı Erdinç Kargidan’ı ve beni tanıyarak Ali Aslankılıç’a tepki göstermeyenler bize yapılan bu hakaretin ortağıdır.

Bu günden sonra Kilimli Belediye Başkanı Ali Aslankılıç değil, benim için Ali Efendidir.. Kilimli Belediye Başkanı olarak kendisini tanımıyorum. Bana yakıştırdığı “şerefsiz “ sözünü misli ile kendisine iade ediyorum..   

Evet Ali Efendi ben içki kullanırım.. Ancak bu güne kadar ne içip yerlerde süründüğümü, ne de  birine sataştığım görülmüştür.. Kısaca adam gibi içerim.. Masamda bulunan arkadaşlarım da bunu iyi bilir.. Örneğin senin gibi biriyle aynı masaya oturup değil içki su içmem.. Ayrıca içki müptelası da değilim.. Yanlış bilgi edinmişsin, seninle kafa yapmışlar..

Mehmet Çelik ile hiçbir zaman aynı masada ve aynı mekanda içki içtiğimi hatırlamıyorum.. Kendisinin içki içip içmediğini de bilmem.. Herhalde Mehmet Çelik’te bu alçakça iftira karşısında sana gerekli cevabı verecektir..  

Ali efendi içki içenleri küçük düşürmek adına  söylediğin bu sözleri sarf etmeden önce keşke biraz düşünseydin.. Ancak düşünmek kim sen kimsin..  

İçki konusunda önce bir aynaya bakmanı tavsiye ederim. O aynada bırak içki kullanmayı çok seven hatta esrar kullanmak ve bulundurmaktan sabıkalı yakınlarını görürsün. İçkinin zararlarını düşünen bir kafaya sahip olsaydın önce birinci derece yakınlarına faydan olurdu.  

Birine çamur atarken önce kendi ellerinin kirleneceğini düşüneceksin.. Her kuşun etinin  yenmeyeceğini, karşına geçen her insanı korkutup sindiremeyeceğini bilmeni isterim.. Etrafındaki yalaka takımından biri değilim. Önce haddini bilecek insan olacaksın. Hakaretlerin, iftiraların karşısında susacağımı sessiz kalacağımı aklından bile geçirme.. Her hakaretinin karşılığını misliyle alacaksın.. Çünkü temiz biri değilsin..  Hodri meydan..

 

Konuma hazırlama konusuna gelince!

Ben bir konuşma hazırladığımı hatırlıyorum.. Bu güne kadar birkaç kişi dışında anlatmadığım bu konuyu şahsıma yapılan hakaret nedeniyle yazdığımı da bilinmesini isterim..

Tarih 28 Mart 2014.. Ali Efendi ve birkaç kurmayı İstanbul’a Karadeniz tv’ye programa giderler.. Programda  Ali efendinin konuşması sürekli engellenir, kimsenin  gıyabında konuşmasına müsaade edilmez..  Aslında tuzağa düşürülmüşlerdir ancak jetonları program sonrasında düşer.. Kısaca rezil olmuştur..

Ali Efendinin kurmay heyetinde üç gün sonra yapılacak olan seçimi kaybetme telaşı başlar.. Kendisine yakın ortak arkadaşım durumu bana anlattı.. Kendilerine seçim kaybetme telaşına girmenin yanlış olduğunu seçimden bir gün önce Cumartesi günü Kilimli Cumhuriyet alanında yapılması düşünülen mitingde çok iyi bir konuşma yaparak ibrenin kendinden yana dönmesi sağlanabilir dedim.

Bunun üzerine sözünü ettiğim arkadaş o mitingde Ali Efendinin yapacağı ve değinmesi gereken konuların neler olabileceğini yazıp kendisine göndermemi rica etti.   

Ali Efendinin adaylığını desteklemediğim halde CHP’nin adayı olması nedeniyle on maddeyi içeren bir konuşma metni hazırlayıp arkadaşıma gönderdim..  

Sonrasında ne mi oldu!   

29 Mart 2014 tarihinde Kilimli Cumhuriyet alanında kürsüye çıkan Ali Efendi benim yazıp arkadaşıma gönderdiğim metne büyük oranda bağlı kalarak konuşmasını tamamladı. Bende bu mitingin videosunu izlediğimde baktım ki büyük oranda hazırlayıp gönderdiğim konuşmaya sadık kalmış. Hatta şimdi belediye meclis üyesi olan ve Ali Efendinin sağ kolu, hatta kara kutusu  Aşkın Keskin benim gönderdiğim yazıyı eline almış kürsünün kenarından kendisine sufle veriyordu..

Demek ki ben partimin başarısı için her partiliye bu tip işlerde yardımcı oluyorum..

Erdinç Kargidan’a da 2009 yılında belediye başkanlığına aday olduğunda da çıktığı tv  programlarında ve gazetelerdeki açıklamalarının bir çoğunu ben hazırladım.. Hatta şu an Kilimli İlçe Başkanlığı koltuğunu işgal eden hanımefendiye de konuşma ve basın açıklaması metinleri yazdım.. Bunları bir beklenti veya kişisel çıkar için değil partimin başarısı için yaptım gerekirse yine yaparım..

30 Mart Pazar akşamı Kilimlide CHP değil Ali Efendi seçimi kazandığında CHP Genel Merkezinde seçim sonuçlarını takip ederken Ali Efendinin yanında olan konuşma metnini gönderdiğim arkadaşımı arayarak tebrik eden ve yanımda bulunan Parti Meclisi üyelerine de kendisini tebrik ettiren bendim..  

Ali Efendi koltuğa oturduğu günden itibaren 500 gün hakkında olumsuz hiçbir şey yazmayan da bendim..  Sonrasında ise bana ulaşan bildiğim her yanlışını yazdım.  

Bunları yaptığım için mi “şerefsiz Turgut Güven” oldum sormak isterim.. Kimseyi kendime şahit olması için zorlamam.. Ancak bu konuşmanın çekilmiş videosuna ulaşırsam Ali Efendi ile mahkemede görüşeceğimizi buradan açıklamak isterim. Senin karşında sövüp saydığın, dilediğinde hakaret ettiğin maraban veya belediye çalışanın yok..  

Şerefsizlik nasıl bir şeydir onu sırasıyla yazayım!

Yayın Tarihi:21.09.2018

Şerefsizlik belediye kamyonu ile Alaca Ağzından şist çalıp oğlunun deposuna taşıdığı resimleriyle birlikte basına düşünce susmaktır.

Şerefsizlik İŞ-KUR’un gönderdiği insanları oğlunun hayvan çiftliğinde hayvan altı temizletirken yakalanıp ceza almaktır. Bu konuda hiçbir açıkla yapmamaktır..   

Şerefsizlik belediye başkanıyken çiftlik alıp kaynağı hakkında dedikodulara cevap bile verememektir.   

Şerefsizlik belediye işçisini çiftliğinde çalıştırıp çatıdan düşünce izine ayırmaktır. Olay basına düşünce sessiz kalıp açıklama yapmamaktır.   

Şerefsizlik Belediye araçlarını özel çiftliğinde çalıştırmaktır.. Belediye kamyonu Saltukova da kaza yapınca açıkla yapmamak sağıra yatmaktır.

Şerefsizlik belediyede çalışan işçilerin hak ettiği ücreti ve sosyal hakları zamanında ödememektir. Belediye çalışanları arasında ayrımcılık yapmaktır.

Şerefsizlik Kilimli Belediye Başkanlığına aday olana bahane uydurarak ceza yazmaktır.  

Şerefsizlik belediye başkanı seçilmek için halka verdiğin sözleri tutmamaktır.

Bunlar Kilimlide yaşayan herkesin bildiği konuştuğu iddialar. Yaptığın ama kılıfını hazırlayıp temize çıktığın işleri yazsam ansiklopedi olur..

Bu iddialar benim hakkımda yapılmışsa şerefsiz benim! Şerefsizin kim olduğunu en iyi Kilimlide yaşayanlar biliyor Ali Efendi. Benim kendimden şüphen yok, çalmadım, çırpmadım, kimseyi dolandırmadım, kime ne sözü verdimse tuttum. Bana şerefsiz diyen senin gibi birinin önce  şeref seviyesine bakarım..   

Son olarak yazımı önemli bir konuya değinip şimdilik bitireyim.. 

Solmaz Öğretmeni Kilimlide yaşayan her insan tanır. Kilimli de uzun yıllar öğretmenlik yapmış sevilen sayılan bir kişidir. Yaptığı yüklü bağışlarla Kilimli’ye okullar kazandırmış bir aileden geliyor.. En son engelliler okulu için verdiği 500 bin TL bağış buhar oldu yok. Yaptırmak istediği okulun temeli atılmış çürümeye terk edilmiş durumda. Bu Paranın akıbetini üç kişi biliyor.. Parayı veren Solmaz öğretmen, inşaatı yapmak için üstlenen Erol Yaşa ve Kilimli Belediye Başkanlığı koltuğunda CHP rozeti ile oturtulmuş Ali Efendi. 

Solmaz Öğretmen geçtiğimiz aylarda bu okulla ilgili basına yaptığı açıklamada  “Ali Aslankılıç’a hakkımı helal etmiyorum” dedi.. Bu sözü birçok yerde konu sorulduğunda dile getirdi ve getirmeye de devam ediyor.  

Soru şu! Solmaz öğretmen gibi bir eğitimci, okullara binlerce lira akıttığı bilinen biri, bir belediye başkanına hakkını neden helal etmez!

Ali Efendi işte şerefin Solmaz Öğretmenin hakkını helal etmesinde. Şerefin Solmaz öğretmenin iki dudağının arasında.. Cesaretin varsa, bırak adamlığı insansan git şerefini kurtar..

TURGUT GÜVEN