Günlerdir Ankara’da Muharrem İnce’nin seçim bürosuna gidip CHP Kurultayı öncesinde yapılan çalışmalara katıldım, kurultay öncesi süreci yakından takip ettim. Amacım parti içinde ne şimdi ne gelecekte bir yer edinmek değildi. Tek hedefim, CHP’de parti tabanının ve halkın istediği değişime katkı sağlamaktı. Olmadı!           

            CHP üyesinin ve bu partiye gönül veren bir çok ülke insanının beklediği değişim dün yapılan kurultayda ne yazık ki gerçekleşmedi. Sekiz seçimdir tek bir başarısı olmayan, her seçime aynı anlayışla hazırlanan, yaptığı konuşmada gelecek için tek bir vaadi bile olmayan AKP’nın belirlediği gündem de siyaset yapan Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan seçildi.

            Kılıçdaroğlu’nu delegeler öncesinde kimler destekledi önce buna bakalım!

            Kurultay salonunda yaşananları tv kanallarında izlemiş yandaş basını takip etmiş olmalısınız. AKP yandaşı kanalların Kılıçdaroğlu’nu nasıl desteklediklerini, ekibindeki kişileri sürekli canlı yayınlara alarak konuşturduklarına tanık olmuşsunuzdur. Bu yandaş kanalların birden bire Kılıçdaroğlu aşkının nasıl oluştuğunu hiç düşündünüz mü?

            Daha önce yandaş medyaya ait bir tv programında CHP karşıtı tartışma programları düzenleyen, bu günlerde ulusal gazetelerimizin birinde köşe yazarlığı yapan bir kadın, köşesinde yazdığı yazıda Kılıçdaroğlu’nun beceriksizlerinden bahsedip aday olmaması gerektiğini yazar. Yukarıdan uyarılır, Kılıçdaroğlu’nu CHP Kurultayı öncesinde eleştirmemesi istenir. Neden acaba hiç düşündünüz mü?

            Kılıçdaroğlu’nu hangi milletvekilleri desteklediğine de bakalım!           

            Öncelikle atama ile seçilebilecek sıraya yerleştirilen Bülent Tezcan, Gülsüm Bilgehan, Şenal Sarıhan, Levent Gök, Bülent Kuşoğlu, Tekin Bingöl, Uğur Bayraktutan ve Ünal Demirtaş vs gibi  milletvekilleri. Doğup büyüdüğü, yaşadığı şehirlerden aday olmaya cesaret edemeyen, ancak büyük şehirlerde Kılıçdaroğlu tarafından atanarak emek harcamadan milletvekili olan Sezgin Tanrıkulu, Mehmet Bekaroğlu, Engin Altay, Akif Hamzaçebi, Haluk Koç gibi kişiler destekledi. Listeye bu ve bunun gibi kişileri eklemek mümkün.           

            Destekleyen milletvekillerinin ilginç hikayeleri var.. Birini çok ilginç bulduğum için sizlerle paylaşmak isterim. 7 Haziran seçimleri öncesinde Niğde’de ön seçim yapılır. İlk sıraya Doğan Şafak seçilir ve 7 Haziran seçimlerinde CHP 41.458 oy alır ve milletvekili seçilemez. Bu oy aynı zamanda CHP’nin Niğde’de aldığı en yüksek oydur. AKP 93.257 oy ile 2, MHP 49.093 oy alarak 1 milletvekili çıkarır. 1 Kasım seçimlerinde CHP önseçimden çıkan 1.sıra adayını değişir ve yerine nasıl olduysa (!)  Ömer Fethi Gürer’i atar! 1 Kasım seçimlerinde AKP oyunu 113.638 çıkararak yine 2 milletvekili kazanırken MHP 12.297 oy kaybeder ve oyu 36.796 ya düşer ve 7 Haziranda kazandığı 1 milletvekilini kaybeder. Şimdi sıkı durun, CHP 7 Haziran seçimlerinden 1086 oy daha az alarak 40.372 oy ile 1 milletvekili çıkarır. İşte bu milletvekili Ömer Fethi Gürer Kılıçdaroğlu gözü kapalı destekleyenlerden biridir.

            Bakınız Kılıçdaroğlu’nu destekleyen yukarıda bir kısmının isimlerini saydığım milletvekillerinin AKP iktidarının ülkede yaptığı tahribattan, ülkenin geleceğinden endişesi olsaydı, önce parti tabanının, sonra halkın isteğine uyar sekiz seçimdir yenilen Kılıçdaroğlu’nu desteklemez, tekrar seçilmesini sağlamazlardı. Bu saydığım veya sayamadığım milletvekillerinin tek derdi kendi gelecekleri, bir kez daha nasıl emek harcamadan atama ile garanti yerlerden milletvekili olurum hesabı içindeler. Parti üyesi ve  halkın CHP’deki değişiklik isteği bu “bencillerin” umurunda bile değildir.

            CHP yönetimini elinde tutan asalak takımı seçimi kazanmak için yöntemlerinden biri siyasi rüşvet, diğeri ise tehdittir.

            Kurultay delegesi olan il ve ilçe başkanlarına 2019 Mart ayında yapılacak yerel seçimde belediye başkanlığı veya milletvekilliği rüşveti verilmiştir. Bu tür siyasi rüşvetleri elinin tersiyle itenlere ise görevden alma tehdidi yapılmıştır. Büyük çoğunluk ya bu rüşvete boyun eğmiş yada tehditler karşısında teslim olmuştur.

            Bakınız bu konuda da Kurultay salonunda şahit olduğum ilginç bulduğum bir olayı sizlerle paylaşayım! Kurultay salonundan yayın yapan yandaş bir kaç  ulusal tv yetkilisine derdini anlatamadığını söyleyen bir ilçe başkanıyla tanıştım. Adı Celal Güven (akrabam değil sadece soyadı benzerliği) Adana ilinin Sarıçam CHP ilçe başkanı aynı zamanda kurultay delegesi. CHP Genel başkanlarından biri (adı bende mevcut) kendisini çağırmış ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için imza istemiş. İlçe Başkanı Güven “ben artık genel başkanın dinlenmesini istiyorum o nedenle Muharrem İnce’yi destekliyorum, onun aday olması için imza vereceğim” demiş. Hemen rüşveti devreye sokmuşlar ve “biz seni yerel seçimde Sarıçam Belediye Başkan adayı yapmayı düşünüyoruz” demişler. İlçe Başkanı “ben bu tip bir rüşveti kabul etmem ve bu davranış CHP’ye yakışmıyor, duyuyordum bu gibi işlerin yapıldığını şimdi bizzat şahit oldum ” demiş. Bunun üzerine “seni görevden alırız” tehdidinde bulunmuşlar. İlçe başkanı “istediğinizi yapabilirsiniz ben değişimden yana oy kullanacağım ve Muharrem İnce’yi destekleyeceğim ” demiş.

            Maalesef her Kurultay delegesi Celal Güven kadar yürekli olamadığı gibi, rüşveti elinin tersiyle itip, tehditlere gülerek geçemiyor.

            Baskı, rüşvet ve tehdide en çarpıcı delil ise seçim sonuçlarıdır. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için delegelerden bir şekilde toplanan imza sayısı 1081’dir. Kılıçdaroğlunun aldığı oy ise 790 dır. Kılıçdaroğlu’na aday olması için imza veren  291 kişi genel başkan olması için oy vermemiştir. Bunun sebebini düşünmeyecek miyiz? Bu imzaların nasıl alındığı açık değil mi?

            Defalarca söylemişimdir ve bu güne kadar hiç yanılmadım. Ben bu tip parti içi yarışlarda divan başkanı olan kişilerin bilgilerinden çok siyasi geçmişine bakarım. Bakınız Kurultayda aday olanların tarafsızlığına güvenerek divan başkanlığına getirdikleri Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ne yazık ki görevini eline yüzüne bulaştırmış, kongrede resmen taraf olmuş, kendisine duyulan güveni yerle bir etmiştir. Yanlış davranışları yüzünden az daha tarafların birbirine girmesini ise siyasi tecrübesiyle Muharrem İnce önlemiştir. Büyükerşen iyi bir insan olabilir ancak kurultay da divan başkanlığını yapamayacak kadar siyasi birikimden yolsundur.

            Devamı yarın!

 

            TURGUT GÜVEN

           Yayın Tarihi:04.02.2018