30 Mart 2014 tarihinden yapılan yerel seçimlerden sonra 500 gün belediyeler hakkında yolsuzluk iddiaları dışında hiçbir şey yazmadım. Çünkü yeni seçilen belediye başkanı bu süre içinde kendi sistemini kurar ve çalışmaya başlar diye düşündüm.

Bakınız 2015 genel seçimlerinde alanlara çıkan ve halktan destek isteyen CHP örgütlerinin önüne Zonguldak’ta Muharrem Akdemir, Kilimli de Ali Aslankılıç, Çatalağzı’nda Adnan Akgün’ü Muslu’da Sabahattin Adıyaman’ın başarısızlıklarını  koydular..

Çünkü CHP kimliği taşıyan bu belediyeler halkın ihtiyaçlarına göreve geldikleri günden bu güne çare bulamamışlardı.

Üstelik bahsettiğim belediye başkanları yerel seçimlerde kendilerinin seçilmesi için harcadıkları enerjinin milyonda birini partileri için harcamadılar. Böylece hem iş yapmayarak, hem de genel seçimlerde ve referandumda çalışmayarak partilerine iki kez zarar verdiler.

Söz konusu belediye başkanlarının ortak özelliklerinden biri ise haklarındaki iddialara cevap vermek, açıklama yapmak yerine susmayı, sağıra yatmayı sevmeleridir..

Örneğin, belediye ihaleleri neden bir tek firmaya üstelikte, doğrudan teminle veriliyor (!) diye sorarsınız başkanlardan cevap alamazsınız

Deniz kıyılarına belediyenin kamyonlarını çöp dökerken video, fotoğrafla ispat edersiniz başkan beyler duymazdan gelir.

Bölge termik santraller tarafından cehenneme çevrilirken, belediye başkanları göstermelik eylemler düzenler, santral patronlarından da nemalanırlar ama tabuttan çıkmayı da ihmal etmezler.

Başkasına ait banka tarafından ipotekli daireyi ilçe yöneticisine satarlar, iş ortaya çıkında banka ihalesine kimseyi sokmadım daireyi sayemde ucuza aldın diyerek paranın üzerine yatarlar.

Esnafın kaldırım işgallerine mutlaka bir menfaat karşılığında göz yumarlar bu konudaki şikâyetlere kulak tıkarlar.

Çalışanların ikramiyelerini ve sosyal haklarını vermezler ama kendi adamlarına el altından ödeme yaparlar.

Başkan olmak için verdikleri sözlerin bu güne kadar bir tekini bile gerçekleştirdiklerine şahit olan yoktur.

Kendilerini eleştirenlerin peşine düşerler, eleştiren esnafsa işyerlerini kapatmaya kalkarlar.

İş-Kur’un gönderdiği personeli çocuklarının özel işlerinde çalıştırırken yakalanıp ceza alırlar ama umurlarında bile değildir.

Şahıslarına ait arsalarında belediyenin kamyonları görüntülenir, belediye personelini çalıştırmayı kendilerine hak görürler.

Örgütlere kendine göbekten bağlı adamlarını yerleştirip sustururlar ve diledikleri gibi yönetirler. 

Tüm bunlar gazetelerde haber, köşelere konu olduğunda başkan beylerden bir açıklama beklemeyin, duyamazsınız. Çünkü iddiaların tamamı doğrudur ve verecek cevapları da yoktur.

Genel seçimlerde alanlara çıkıp halktan destek isteyen parti çalışanların önüne bunlar gelir ve parti kan kaybeder ama Belediye Başkanlarının umurunda bile değildir.

Hadi yine isim vermeyeyim, CHP’li bir belediye başkanı 2015 seçimlerinde CHP milletvekili adayının afişlerini “çevre kirliliği yapıyor” bahanesiyle toplattığını biliyor musunuz?  

Tüm bu olumsuzluklar CHP’de olur, çünkü belediye başkanlarının bir çoğu CHP’li değil.. Belediye Başkanlığını kazanırız denilerek aday yapılmışlar. Söz konusu belediye başkanlarının parti ile alakası yoktur, partinin başarısı da umurlarında bile değildir. Kendi menfaatleri her zaman ön plandadır.  

Bakınız 22.12.2015 tarihinde “Çatalağzı’nda karmaşık işler” başlığı ile bir yazı yazdım. O günlerde bu yazı nedeniyle çokta tepkiler almıştım ancak, hiçbir kişi “yazdıkların doğru değildir”  diyemedi. Bende salak değilim, doğruluğundan emin olmadığım bir iddiayı yazmam..

Bu yazının bir bölümünde Adnan Akgün’den önceki Belediye Başkanı AKP’li Mehmet Alim’di.. Alim bu dönemde kendi kadrosunu kurmuştu. Örneğin Belediye Başkan Yardımcılığına Evgin Acar’ı getirmişti..

Evgin Hanım CHP’li Okan Surat döneminde Çatalağzı belediyesinde çalışmaya başlamıştı ve rahmetli CHP’li Dursun Fidan’ın kızıydı..

Adnan Akgün başkan olduktan hemen sonra Evgin Acar’ı görevinden aldı ve başkan yardımcılığına Taner Kayı’yı getirdi..

Kayı, Mehmet Alim döneminde Milli Eğitim Bakanlığından belediyeye geçmişti.. Çevresinde ise BBP’li olarak biliniyor.. Onu belediye başkan yardımcısı yapan kim..? CHP’li Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün” demiştim..

Seçilmiş Belediye Meclis üyelerinden birini belediye başkanı yardımcılığına atamadığı gibi nedense BBP’li Taner Kayı’yı atamış ve baş tacı etmişti.

Taner Kayı’nın özelliği nedir, diye de sormuştum. Cevap veren olmamıştı sonradan öğrendim ki beyefendinin en önemli özelliği belediye çalışanlarını birbirine düşürme yanında Adnan Başkanı kendi meclisinde yerden yere vurmakmış. Gelen iddialar böyle.

Bu konuyu tekrar köşeme neden taşıdım! Çünkü Taner Bey MHP’den Milletvekili aday adayı olmak için Çatalağzı belediyesindeki görevinden dün istifa etti. Devlet Bahçeli’nin elini öpmeye gittiği iddialar arasında. Adnan Başkanda yardımcısına başarılar dilemiş..

Başka iddialarda var! Bunlardan biri milletvekili aday olamayacağını kendisi de biliyormuş.. Ancak parti kimliği ile yeni sistemde bir daire başkanlığına oturma hayalini gerçekleştirme peşindeymiş.. Neden olmasın değil mi? MHP iktidara gelecek ya, yağarken kovaları doldurmak gerek..

Taner Kayı Çatalağzı  Belediye Başkan yardımcısı yapılırken sessiz kalan CHP Kilimli İlçe örgütü, Kayı aday gösterilmeyip geri dönmeye kalkarsa ne yapacak izleyip göreceğiz..

 

TURGUT GÜVEN

Yayın Tarihi: 27.04.2018