Akşam saatlerinde bir araya gelip alanlarda toplanarak demokrasiye sahip çıktıkları ve darbeyi önlediklerini söyleyenlerin elinde bu kez al bayrağımız var.. 

Oysa geçmiş yıllarda AKP’nin düzenlediği mitinglerde bir araya gelen hemen hemen aynı kişiler, miting sonrasında bıraktıkları bayraklar çöplerde resimleniyordu.. Dilerim o bayrağın değerini bilirlerde ellerinden hiç bırakmazlar..

Şunu peşinen yazayım, darbe girişimini halk falan önlemiş değil.. Darbeyi önleyen TSK içindeki Atatürkçü kadrolardır..

                İktidarı ve muhalefetiyle birlikte tüm siyasi partiler darbe karşıtı söylemlerini sürdürüyor.. Oysa hepsinin demokrasi anlayışı oldukça farklı.. Çünkü ülkemizde uluslar arası normlarda standart bir demokrasi anlayışı yok.. Partiler de aslında darbe karşıtlığıyla siyasi rant peşinde.. Darbe karşıtı olarak bir arada görünenlerin, demokrasi dendiğinde siyah-beyaz kadar farklı anladıklarına eminim..

Bayrak elinde AKP’li siyasiler ve yerel örgütlerce alanlara yönlendirilenler demokrasi dendiğinde ne anlıyor.?  Onların demokrasi anlayışının içinde neler var..? 

Örneğin; milli irade dendiğinde alanlardaki AKP’li ne anlıyor?

                Adalet, bağımsız yargı, hukuk..! 

                Azınlık hakları..!

                Düşünce ve inanç özgürlüğü..!

Sansürsüz basın ve halkın haber alma hakkı.!

Ya laiklik..!

              Bir çırpıda aklıma gelen demokrasinin olmazsa olmazları var mı alanlarda demokrasi adına bayrak sallayan AKP seçmelerinde.. ! İnanın hiç biri yok.. Bu değerler onlar için hiçbir anlam ifade etmiyor..

Milli irade dendiğinde “halk beni seçip iktidara getirdiği dilediğimi yapma hakkına sahibim, halk CHP’yi de seçtiğinde onlarda istediğini yapsın” anlayışındakilerle demokrasi için meydanlarda nasıl birlikte olacağız.?

               Zonguldak Madenci anıtına “demokrasiye sahip çıkmak için geldiğini söyleyenleri”  arada gidip izliyorum.. İnanın tam bir komedi yaşanıyor..!

                Organizasyonu yapanlar bile bu işten artık sıkılmış durumda.. Bir an önce şu iş bitsin de normal işimize dönelim düşüncesindeler..

                Havuz medyasının darbe karşıtı, ancak AKP yanlısı yayınlarını artık kimse izlemiyor, vatandaş anlatılanlara inanmayıp gülüp geçiyor..

                Alanlara gelen sayısı azalınca çeşitli ikramlar başlatılmış, ancak bu bile katılımın artmasını sağlamamış.. Bu fırsatı en iyi değerlendirenler her zaman olduğu gibi bizim esmer tenli vatandaşlarımız..

                17-25 Aralık öncesinde Fettullah Gülen’nin örgütlenmesine karşı çıkan, onun amacının “devleti ele geçirmek” denildiğinde tepki gösterip inkâr eden, kendisinden bahsederken adının önüne sıfatlar ekleyen, din büyüğü, ulvi bir kişilikmiş gibi göstermeye çalışmayan bir AKP’li gördünüz mü?

                Aynı kişiler şimdi alanlarda, daha önce kutsadıkları kişiye terörist diyor ve vatan haini ilan ediyor.

                Daha önce ABD’de kendisini ziyaret edip gazetelere bu ziyareti peygamberi ziyaret etmiş havasında anlatanlar alanlarda boy gösteriyor..

                İnanın bu kişilerin darbe, demokrasi falan umurlarında değil.. Tek korkuları FETO’cu ilan edilmek.. Zaten geçmişlerini unutturmak için, her akşam alanlara günah çıkarıyorlar.. Bugünlerde alanlarda olanların %90’nı FETO’cudur..

                Yine AKP içinde jurnalcilik başlamış durumda..  Siyasi rakiplerini yok etmek isteyenlerin sosyal medya hesaplarına bakın gerçeği görürsünüz..

                Kilimliden tüyen nitelikli dolandırıcının sosyal medya hesabından Feto’ya övgüler düzen paylaşımları temizledikten sonra, yine sosyal medyadan işine gelmeyen kim varsa saldırmaya devam ediyor..  Oysa 17-25 Aralık öncesi Fetoş bu gibi kişiler için peygamberdi..

                Kendisini polis veya savcı yerine koyup işine gelmeyen paylaşım yapanları ise çalıştığı kurumlara şikâyet etmekle meşgul.  Tehditler ise havada uçuşuyor.. Oysa kendisinin dikkate alınmadığını, insan yerine konulmadığını yine en iyi kendisi biliyor..

Yargısız infazların yapılacağı gün gibi açık.. Darbeci temizliği yapılırken cadı avı başlatılmış durumda.. Hakim, savcı, kamu personeli Fetocu diye görevden el çektiriliyor, soruşturma açılıyor.

Sonuç olarak bugün ülkenin yaşadıkları olumsuzlukları yaratanlar AKP’li politikacılardır.. O halde ekilen biçiliyor..

Darbecilere karşıyım.. Çünkü bu ülkede yaşanmış her darbe sonunda Atatürkçüler ve solcular acı çekmiştir. Dinciler ise her darbe sonunda dizayn edilmiş, desteklenmiş ve beslenmiştir..

Ne darbecilerle, nede AKP’lilerin darbe karşıtlığı ve demokrasi anlayışı ile birlikte olurum.. Böyle durumlarda hep İran’da sosyalistlerin şahı devirmek için mollalara verdiği destek aklıma gelir..

Ben anayasamızda 2.maddesinde tarif edilen; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. “ anlayışına bağlıyım..  

Geçtiğimiz günlerde alanlarda çekilen bir fotoğraf gerçeği çok güzel anlatıyordu. Elinde yeşil şeriat bayrağıyla yürüyen Ticani kılıklı bir yobaz objektiflere yakalanmıştı. Sizce bu kişiler demokrasiye sahip çıkabilir mi? .

Sizce bahsettiğim kişilerle ortak düşüncemiz olabilir mi?

 

TURGUT GÜVEN