Henüz tarihi belirlenmedi ancak şehrimizde gelecek günlerde “kent konseyi” seçimleri yapılacak, bu heyecanı yaşayacak.

         Zonguldak insanı yıllardır kent konseyi konusunda herhangi bir çalışma görmediği için varlığından haberi olmadığı gibi bu kuruluş hakkında bilgi sahibi de değil kanımca..

         Öncelikle şunu belirteyim Kent Konseyinin çok geniş bir görev alanı var!

         Örneğin; Yerel düzeyde demokratik katılımın yaygınlaştırılmasını, hemşerilik hukuku ve ortam yaşam bilincinin geliştirilmesini, çok ortaklı yönetişim anlayışının benimsenmesini sağlamaktan tutunda; kentin kimliğine ilişkin tarihi, kültürel, doğal değerlere sahip çıkmak ve geliştirilmesine, sürdürülebilir kalkınma anlayışına dayalı kentin yaşam kalitesini geliştiren, çevreye duyarlı ve yoksulluğu giderici programların desteklenmesine, çocukların, gençlerin, kadınların ve engellilerin toplumsal yaşamdaki etkinliklerini arttırılmasına, yerel karar alma mekanizmalarında aktif rol almalarını sağlanmasına, kent yönetiminde saydamlık, katılım, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik ilkelerinin uygulanmasına katkıda bulunmaya kadar bir çok alanda kent konseyi etkin.

         Kısa ve öz, Kenti yaşayanları ile birlikte yönetmek, sorunlarını birlikte çözmek diyebiliriz.

         2005 yılında AB'ye (Avrupa Birliği) uyum kapsamında yasası çıkarılan “kenti birlikte yönetme” düşüncesi ne yazık ki bu güne değin göreve “seçilenlerce” anlaşılamadı. Hatta biraz irdelendiğinde şehrimizde “sıçrama tahtası” olarak da kullanıldığını anlarsınız. O nedenle Kent Konseyi şehrimizde şu an emekleme döneminde bile değil.

         Önümüzdeki günlerde seçimi yapılacak olan konseyin başkanlığına Yürütme Kuruluyla birlikte Ekrem Murat Zaman aday gösterilecek. Zaman'nın “Halkın Sesi gazetesine” yaptığı bu konudaki görüşlerini içeren raportajı arkadaşlarımın önerisi üzerine dikkatlice okudum. Ancak (gazeteci dostlarım kusura bakmasın) raportajda Zaman'ın birlikte yönetme düşüncesi yerine öne çıkarılan Zaman'nın kendi kimliği olmuş.

         Ben çocuk yaşlardan bu güne kendisini tanırım, karakterini, dünyaya bakış açısını, ben merkezli olmadığını, bu şehirdeki faaliyetlerini yakından takip ederim. Ekrem Murat Zaman “ben” yerine “biz” demeyi yürekten söyler. tavrını yaşamında da uygular, biraz tanıdığınızda bu özelliklerini görmeniz mümkündür.

         Aslında raportajını dikkatlice incelediğinizde Zaman'ın bu anlayışını görmemeniz de imkansızdır. Zaten raportajın hemen başında “ben adayım” yerine “Zonguldak Kent Konseyi Seçimli Genel Kurulunda, Yürütme Kurulu ve Başkanlığına adayız” diyor.

         Devamında ise; “Zonguldak Kent Konseyi Yürütme Kurulu olarak, Zonguldaklı olma ruhunu canlandırmak için yola çıktıklarını, Zonguldaklı olma bilincini yerleştirerek modern ve yaşanabilir bir kent yaratma düşüncesinde olduklarını belirterek” bu işin bir kişiyele değil büyük bir ekiple yapabileclerinin altını çiziyor.

         Benimde tanıdığım Zaman bu! Eminim ki, raportajda bir adım öne çıkarılması kendisini üzmüş, muhtemelen yüzünü de kızartmıştır.

         *****

         Açık ve net Kent Konseyi anlayışına bu şehirde yaşayan en uygun kişi Ekrem Murat Zaman'dır. Onu bulup teşvik edenler doğru bir seçim yaptıklarını bilsinler. Çünkü Zaman tam bir proje adamı ve bu kent için düşündüğü projeleri tek başına değil, birlikte çalışarak gerçekleşeceğini de bilen biri.

         Bu anlayışta olduğundan,”yararlı düşüncelerin her kesime ulaşması konusunda çaba göstermek, Zonguldak Kent Konseyi Yürütme Kurulu listemize ve çalışmalarımıza destek vermek için herkesi birlik olmaya çağırıyoruz” diyor.

         Raportajda çok çarpıcı “zonguldaklı olmak” tarifi var!

          “Zonguldak’ta doğmuş olmak, nüfus kağıdına göre kişinin sadece doğum yerini belirler. Zonguldaklı olmak; Zonguldak’ın bugünü ve geleceği için düşünce, duygu, görüş yaratmak; projeler oluşturmak-hazırlamak, doğasını, kültürünü korumak, doğup büyüdüğü kenti her yönüyle tanımak ve tanıtmak; yardımlaşma ve dayanışma kültürünü geliştirmek, bu duygu ve düşünceleri toplumda yaygınlaştırmak; siyasal, toplumsal, kültürel, sanatsal alanlarda kenti temsil etmeye çalışmak, kent için emek ve ürün vermek, Zonguldak için yararlı düşüncelerin her kesime ulaşması için çaba göstermek...” olarak görüyor. Bu düşünceyi Hamit Kalyoncu hocadan yazılı olarak aldığını da söylüyor.

         Bu tarifin “yıllar önce yazılı hale getirilmiş olan bu görüş, kent konseylerinin amacıyla da birebir örtüşüyor” diyor.

         Bence de “Kent Konseyi” çalışmalarını bu temel üzerinden başlatmalı ve  yükseltmeli. Zaman ve yürütme kurulunda bulunan kişiler kesinlikle bu anlayışta.

         Zaman bu kentin tarihini çok iyi biliyor. Tarihini iyi bildiği içinde geleceği projelendiriyor. O nedenle tam bir proje adamı. Bu kentte öncülük ettiği ve gerçekleştirdiği bir maden müzesi var.. Daha kalıcı ve kenti dönüştürecek projelerini ise tek başına değil birlikte başarılacağının da bilincinde.

         Zaman sadece Zonguldak tarihini bilip incelemekle kalmamış. Dünyanın çeşitli ülkelerinde kentimizle aynı kaderi paylaşan kentlerinde tartihlerini inceleyip Zonguldak için çıkış yolu aramış. O kentlerin nasıl günümüze kazandırıldığına ve yaşatıldığına tanık olmuş. Bu anlayışa göre kentimiz için yaşamsal önemde projeler tasarlamış.

         Bunların en önemlilerinden biri ise raportajında da bahsettiği  “Kozlu – Zonguldak – Üzülmez Demiryolu Hattının Turizm Amaçlı Kullanılması Projesi”.

         Bu kentten üç kent yaratılarak, ayrıştırıldı.  Zaman'ın çok önemsediği ve sanırım birleştirici olarak gördüğü projesi ise “Kömüre Giden Demiryolu” projesidir. Bu projesini şu şekilde anlatmış; “Kömüre Giden Demiryolu; demiryolu tesislerinin yanı sıra, Karabük’ten Ereğli’ye kadar sanayi ve sosyal tesisleri turizme katmayı amaçlayan bir projedir. Bu proje ile Alaplı’dan Amasra’ya kadar uzanan ve içinden üç il (Zonguldak, Bartın ve Karabük) çıkarmış Ereğli kömür havzasının tarihini, kültüre dönüştürerek turizm ile pazarlanması amaçlanmıştır” diyor

         Zaman raportajın sonunsa birlikte olmanın altını şu sözlerle çiziyor.

         Bütün bunların yapılabilmesi için; Büyük bir dönüşümün yaşandığı Zonguldak’ın bugünü ve geleceği için düşünce, duygu, görüş birliği yaratmak, projeler oluşturmak, doğasını ve kültürünü korumak, Kenti her yönüyle tanımak ve tanıtmak, yardımlaşma ve dayanışma kültürünü geliştirmek, bu duygu ve düşünceleri toplumda yaygınlaştırmak, siyasal, toplumsal, kültürel, sanatsal alanlarda kenti temsil etmek gerekir.

              Anlatılanlar bu şehrin kurtuluşu olabilir. O nedenle Kent Konseyine Yürütme Kuruluna ve Ekrem Murat Zaman'ın önü açılmalı ve bu şans bu ekibe verilmeli.

 

         TURGUT GÜVEN 

        Yayın Tarihi:16.08.2017