Zonguldak CHP il kongresi öncesi olup biteni, çevrilen dümenleri, önceden yazılmış senaryoları iki gündür yazıyorum. Ancak bu partide daha önce olmayan”ahlak” sorunu yaşanıyor bilesiniz. 

            Örneğin bir dönem önce birbirlerine her türlü suçlamayı yapanlar, bir süre sonra hiç utanıp sıkılmadan yan yana gelebiliyor.

            İl Başkanıyken delege seçimlerinde gelmeyenlerin yerine imza atıp oy kullandıran Ertuğrul Koltuk, o günlerde Şerafettin Turpçu ve Harun Akın'ın en sadık (!) adamıydı. Bu ikiliden kırmızı kart gördüğü, donunun parasının kimler tarafından verildiğini öğrendiğimiz, ülkeye rezil olduğumuz il kongresi sonrası Halil Furat'ın kankası oldu.

            Umut Başoğlu'nu “MHP'nin içinden alıp ilçe başkanı yaptım” diyen eski milletvekili Ali İhsan Köktürk, Furat'ın il başkanı olduğu dönemde ayrılmaz üçlüydü ve Şerafettin Turpçu'ya karşıydılar. Başoğlu ve Furat il başkanlığı kongresinde şimdi rakipler. Köktürk ise Başoğlu'nu partiye alırken görmediği MHP kimliğini şimdi onu kötülemek, itibarsızlaştırmak için kullanıyor.Başoğlu o günlerde karşı olduğu Turpçu'nun şimdi il başkan adayı!

            Başoğlu, Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı'yı ikna edip partiye alan ve belediye başkanı aday yapan kişilerden biri. Aynı Başoğlu Zonguldak'ın en başarılı belediye başkanı Kantarcı'ya şimdi karşı. Milletvekili ön seçimlerinde işbirliği yapan Şerafettin Turpçu ve Harun Akın şimdi birbirlerine karşılar. Neden bu kişilerin ideolojik bir anlaşmazlıkları mı var!

            Dallas dizisi gibi halt etmiş)))

            Bakınız “siyasette yarın kimin kiminle olacağı belli olmaz”, diye söz vardır. Bu doğrudur. Yukarıda bir anda aklıma gelip yazdığım ilişkiler ideolojik tartışmalar sonucunda yaşanmış olsa diyecek tek sözüm olamaz. Ancak bu birliktelikler tamamen kendi siyasi gelecekleri için yaptıkları beraberliklerdir. Bu ilişkiler o nedenle kirlidir ve kişisel çıkara dayalı bu ilişkiler her zaman parti içi kavgaları yaratmıştır. İşte Zonguldak CHP'de siyasi kaliteyi yok eden, seviyeyi düşüren bu siyasi ahlaksızlıklardır.

            CHP üyeleri uyanıp bu tip ilişkilere karşı olmadığı sürece partide kalite, seviyeli siyaset yapmak ve dürüst siyasetçi bulmak mümkün değildir. Parti üyesi uyanıp bu kişilere itibar etmediği zaman CHP kurtulacaktır.

            İktidara geldiğimizde (!) “siyasi halak yasasını çıkaracağım” diyen  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önce CHP'de “siyasi ahlak yasasını” çıkarmalıdır.

            ******

            İl Kongresi öncesi il başkan adayı Halil Furat'ın 28 ay boyunca il başkanlığı yaptığı dönemde “başarılarını (!)” yazmazsam kendisine haksızlık etmiş olurum.

            Örneğin Furat dönemindeki gibi hiç bir dönemde diğer partilerle ilişkiler geliştirilmemiştir. Öyle ki 2011 genel seçimlerinde CHP il Başkanlığını MHP'li Erkan Haberal yönetmiştir. Haberal o kadar ileri girmiştir ki, o dönemlerde parti üyelerine direktifler hatta basın toplantıları bile düzenleyebilmiştir. Furat'ta il başkanlığı stajını Haberal'ın gölgesinde yapmıştır.

             03 Haziran 2012 yapılan il kongresinde Furat'ın stajı bitti ve Haberal'ların desteği ile il başkanı yapıldı. Artık önünde hiç bir engel kalmamıştı, onu kimse “başarılarından” alıkoyamazdı. Ali İhsan Köktürk gibi bir milletvekili de nasılsa yanındaydı.

            Furat ilk başarısını da kadın kollarında gösterdi. Hani şimdi partide gerçeği bilmeyen ve öğrenmek istemeyen, öğrendiğinde ise inanmayan, takım tutar gibi “adamcılık” yapan kadınlar var ya, onlar iyi okurlarsa Furat il başkanı olduğu ilk günlerde bir kadına nasıl davrandığını da öğrenmiş olurlar.

            Ortak arkadaşlarımıza “Turgut Güven yalan yazıyor” diyerek olayın tam tersini anlatan Halil Furat'ta iyi okusun. Yüzünün kızaracağını ve utanacağını hiç sanmıyorum, çünkü bu değerler insanlarda bulunur. Benim yazdıklarımın her kelimesinin şahidi var. Kendisini tekrar il başkanı yapmak için uğraşan Ali İhsan Köktürk mesela.. O günlerde kendi yönetimindeki il sekreteri Nurettin Yolcu. Yine o günlerde Furat'ın demokrasi anlayışından nasibini alan o günlerdeki Kadın Kolu il Başkanı Ayşe Erterzi. Bu insanlar hayatta ve Zonguldak'ta yaşıyorlar, zahnet edip sorun teyit etmeniz mümkün. 

            İlçe Kadın Kolları seçimleri yapılmış, il kadın kolu başkanlığı seçimlerini izlemek için Ankara'dan Zonguldak'a gelmiştim. İl Kadın Kolllarının kongresi GMİS küçük salonunda yapılıyordu ve Ayşe Erterzi tek adaydı. Tek adaylı ve tek listeli güzel bir kongre yaşandı ve Erterzi Kadın Kolları il Başkanı seçildi.

            GMİS binasından çıkışta milletvekili Ali İhsan Köktürk koluma girdi ve il başkanlığına kadar birlikte yürüdük. Yolda benimle bir konuyu görüşmek istediklerini söyledi.  İl başkanlığına geldiğimizde Furat'ın odasında, Köktürk, Furat, Yolcu ve ben görüşmeye başladık. Köktürk bana Kadın Kolları Merkez Yürütme Kuruluna (KKMYK) Zonguldak'tan bir kadını sokmak istediklerini söyledi. “Olabilir ben elimden geleni yaparım, ancak kimi önereceğiniz önemli” dedim. Önerdikleri ilk isme karşı çıktım, çünkü o kişiyle 1997 yılında birlikte merkez ilçe yönetiminde görev yapmıştık ve önerdikleri hanımefendi, ilk yönetim kurulu toplantısı sonrasında dokuz ilçe yönetim toplantısına gelmemiş ve yönetim kurulu üyeliği düşürülmüş biriydi. Ayrıca eşi bir belediye yetkilisiydi Furat'ın başka hesapları vardı. Bu isme karşı çıkınca sanırım Köktürk Erterzi'yi önerdi. Erterzi'yi iyi tanıyordum ve kabul ettim.

            Kadın kolları Genel Başkanlığı Kurultayında üç aday yarışıyordu Erterzi eski Kadın Kolları Genel Başkanı Zühal Samlı'nın MYK listesine asıl üye olarak yazılmasını sağladım ve bunu Furat'a bildirdim. Bu arada şimdi partide bulunmayan o günlerde Kadın Kollarından sorumlu genel başkan yardımcısı Birgül Ayman Güler hanımefendi kendi kafasına uygun Hilal Dokuzcan'ı destekliyordu. Hani şu Kıbrısi tarikatiyle ilişkisi iddia edilen ve bu iddiayı “AKP politikalarını inceledik, bizde onlar gibi inanç üzerinden siyaset yapacağız” diye neredeyse doğrulayan Dokuzcan'ı. Ayman Güler Hanımefendi tüm il başkanlıklarını arıyor. Tabi bu arada Köktürk ve Furat beyefendiyi de arıyor hatta Hilal Dokuzcan desteklenecek diye emrediyor. Haberallardan emir almaya alışmış olan Furat, Dokuzcan'nın MYK listesine bana önerdiği hanımefendiyi yazdırıyor. Ancak asıl listeye değil MYK listesinin yedeğine.

            Ben bunları öğrendiğimde Ali İhsan Köktürk'ü telefonla aradım ve Furat'ın sözünde durmayıp kaypaklık yaptığını söyledim. Köktürk bana “ben İzmir'deyim ve bu işe karışmıyorum” dedi.  

            Furat bununla da kalmıyor, il başkan yardımcısı ve o günlerdeki tetikcisi ile Ankara'ya gelerek Zonguldak Kurultay delegesi kadınlara baskı yapmaya başlıyor. Erterzi'den de Dokuzcan'ın listesine oy vermesini istiyorlar, ancak Erterzi bu isteğe boyun eğmiyor, reddediyor. Furat tetikcisi ile birlikte Erterzi'nin kaldığı otele gece 03.00 sularında giderek Erterzi'nin istifasını istiyor ve alıyor.

            İşte Furat'ın demokrasi anlayışı budur. Bu anlayış “benim dediğim kişiyi destekleyeceksin yoksa istifa edeceksin” anlayışıdır. İşte bu kafa kendisini başarılı görüyor olmalı ki şimdi tekrar il başkanlığına aday. Bu kafaya oy verecek kadınlar bu tip “Furat'ın demokrasi anlayışı” ile karşılaşacakları gibi, onunla bulundukları ortamlarda küfürlerini dinlemeyede hazır olsunlar.

            Tercih siz kadınların!

 

            TURGUT GÜVEN   

            Yayın Tarihi 04.01.2018