İnsan yaşamının bazı özel anları vardır.. O anın nasıl ve ne zaman geleceğini bilmek mümkün değildir… Ancak fırsat yüzünüze güldüğü an değerlendirebilirseniz şanslı sayılırsınız..

                Yaşam içinde tam tersi durumlarla da karşılaşmak mümkündür.. Önünüze çıkan fırsatları değerlendiremediğinizde yaşam boyu şanssızlığınıza yanarsınız..

                Bir üçüncü yol ise yaşam içinde “kandırılmaktır”.!!

                Özel yaşamda kandırılmanın mutlaka bir faturası vardır. Kandırılan her insan bu faturayı ne yazık ki ödemek zorundadır.. Öder de.. Çünkü bu “kendim ettim, kendim buldum” durumudur.. Faturayı ödememek de olmaz, çünkü böyle bir davranışı toplum,  seviyesizlik karaktersizlik olarak değerlendirilir.. 

                Yukarıda şablonu ülke siyaseti üzerine yerleştirip değerlendirelim..!

                Siyaset içinde emek harcamadan, mücadele etmeden, bir makama getirilenler  vardır.. Bu tipler çok da siyaseti bilmeyen kişilerden seçilir.. Seçtiren ise siyaseti iyi bilen kirlenmiş bir yüzdür. Ancak bu kişilerin balonları kısa sürede söner ve yok olup giderler.. Çünkü kullanıldıkları ortaya çıkar..

Bu kişilere siyaset içinde fırsatı değerlendirdi şanslı biri diyenler olabilir.. Bence bir süre sonra kullanıldıkları anlaşıldığında asıl şanssız olanlar bunlardır.. KDV’si ise kullanılmalarıdır..

İsim vermek yanlış olur ama bakın etrafınıza anlatıma uyan iyi niyetli saf insanlara rastlarsınız.. Tek suçları siyaseti bilmeden ve düşünmeden içine dalmalarıdır.. Sonuç kaçınılmazdır ve yaşam boyu hüsrandır..

Bana göre siyasette (şans gerekli olabilir) siyasi işleyişi bilip insanın kendi şansını kendisinin yaratması gerekir. Emek harcayarak, mücadele ederek toplumun öncüsü olmak, yine toplum tarafından bir makama getirilmek en doğru yöntemdir.. Zaten bu kişiler görevlerini topluma hesap vererek doğru ve kuralına göre yapanlardır..

Tavsiyem, siz siz olun makam, mevki için kendinizi kullandırmayın ve dik durun..!

Günümüz siyasetinde ise “kandırılmak, aldatılmak, uyutulma v.s” moda bir söylem haline geldi.. En çok kandırılanlar ise siyasi iktidarın mensupları..

Hangi konuda olursa olsun, her başarısızlıklarında sığındıkları bir kelime “kandırıldık, aldatıldık veya uyutulduk” oluyor.. 

14 yıl gibi uzun bir zamandır tek başına iktidardalar ve sürekli birileri tarafından aldatılıp, kandırılıyor ve uyutuluyorlar.. Aynı kişiler ticarette ve yürütme konusuna ise nedense böyle bir talihsizlikleri yok..!

Bu aldatıldık açıklamasında sizce de bir gariplik ok mu?

17-25 Aralık yolsuzlukları ortaya çıkıp villalarındaki hesabını veremedikleri paraları sıfırlarken,  paralel yapının kumpasından bahsettiler..

Yatak odalarından kasalar, para sayma makinaları, ayakkabı kutularında dövizler ortaya saçıldığında; paralar bizim değil dedikten bir süre sonra faiziyle geri aldılar..

Sorulduğunda “kumpas” dediler..

“Çözüm süreci başlatıyoruz artık analar ağlamayacak” diyerek terör örgütü ile masaya oturup görüştüler, silahlı PKK itlerini törenle karşılayıp seyyar mahkemelerde yargılayıp berat ettirdiler.. PKK’nın şehirlere inip mevzilenmesine seyirci kaldılar.. Bu aymazlığı karşısında yüzlerce şehit verdik böyle giderse yine vereceğiz,  sorulduğunda “kandırıldık” dediler..!

İŞID teröristlerini “kızgın çocuklar” dediklerinden kısa bir süre sonra şehirlerde canlı bombalar patlamaya başladı “uyutulduk” dediler.. Mit TIR’ları sorusuna ise hala mantıklı bir cevap verilmiş değil..

Şam’da Cuma namazı kılmayı düşünüp “kardeşim Esat,a Eset” dediler, şimdi aramızı düzelt diye Rusya kapılarındayız..

Kızdığı kişiye “İsrail dölü” diyenler, İsrail ile yüz yılın anlaşmasını imzaladı..

17-25 Aralıkta tüm AKP’lilerin “Muhterem Fethullah Hoca Efendisi” “paralel yapı” olmuştu, 15 Temmuz darbe maskaralığından sonra, FETÖ/PYD oluverdi..

Ne diyor AKP’nin lideri.. Aldatıldık Allah bizi affetsin..!

Bu kadar basit yani..

Bu aldatılma, kandırılma, uyutulmanın faturasını kim ödüyor..!

Türk Halkı..

Aldatılan, kandırılan, uyutulan AKP’li politikacıların ödediği bir bedel var mı? Ne yazık ki yok..! Hala görevlerinin başındalar, üstelik tüm yaşanan kepazelikten sonra muhalefet partilerinin iki işbirlikçi liderini kandırıp yanlarına alarak..

Şimdi ise Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarını aklamak için gazeteciler ve televizyoncular, geçmiş kırk yılı suçluyorlar.. Üstelik çoğunluğu ölmüş, kendini savunamayacak insanları, geçmişte terör örgütüne hizmet etmiş, ahlaki zafiyet içinde olan insanların söylemleriyle suçlayarak..

Bir başka görünen gerçek ve asıl aldatılanlar ise CHP ve MHP üyeleri.. Liderleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli tarafından aldatılıyorlar. 

Gerçekleri söylediklerinde oy kaybedeceklerini düşünüp, halk dalkavukluğu yaparak..!

 

TURGUT GÜVEN..