Madenci kendini ocağa hapsetti.

            Nedeni ise gelecek günlerdeki TTK'da yapılacak olanların belirsizliği. Çünkü madencinin ne üyesi olduğu sendikası, ne siyasi iktidar, ne de şehrin AKP'li milletvekilleri ve yerel yöneticileri   TTK'nın geleceğiyle ilgili net değiller.

            Bakmayın siz “işte madenci işte sendika” sloğanlarına. Madenci sendikasına güvenmiyor. Çünkü sendika yöneticilerinin AKP'ye yakınlığı sır değil. Hatta seçim dönemlerinde Genel Başkan Ahmet Demirci'nin AKP'ye oy istemek adına köy köy dolaştığı henüz yalanlanmış da değil. Cumhurbaşkanın miting alanında “işçi alınsın üretim artsın” sloganı atan işçileri azarlamasına bile GMİS yöneticileri sessiz kaldı. Ayrıca GMİS yöneticileri yıllardır siyasi iktidarın Zonguldak ile asıl niyetlerini bildikleri halde tepkisiz kalıp maden işçisini yapılacaklara razı etme yolunu seçtiler.    

            Çünkü mücadele bilek ve yürek işidir! GMİS yönetiminde eksik olan bunlardı..

            Diğer taraftan AKP'li yerel yöneticiler her şey ortadayken  TTK ve Zonguldak için asıl niyetlerini süslemek ve yutturmak düşüncesiyle açıklama yaptılar. 

            Ne diyor torba yasanın 58.maddesi; “TTK ile Türkiye Kömür İşletmeleri  uhtelerinde bulunan maden ruhsat sahaları işletmeye, işlettirmeye bunları bölerek yeni ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etmeye yetkilidir.”

            Bu cümlelerin anlamı adı saklı özelleştirmedir. Bu maddeninin özelleştirme olmadığını söylemek aldatmanın, yalancılığın dikalasıdır. Kimse beş yaşında çocuk değil.

            Enerji Bakanı damat bey üretimin ve istihdamın artacağı bir modelden bahsediyor, ancak bu model devlet eliylemi, özel sektör eliyle mi yapılacak sorusuna cevap veremiyor.

            Yasa bu kadar açık ve netken Plan ve Bütçe Komisyonunda bu maddeye “evet” oyu verip lehte konuşan AKP'nin “Alaplı Milletvekili” Faruk Çaturoğlu bile yerel televizyona çıkıp komisyonda söylediklerinin tam tersini, daha açık bir deyişle Zonguldak halkına yalan söyledi.

            Şehirde tüm bunlar yaşanırken AKP Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır “Zeki Tosun il başkanlığına devam edecek” dedi. Çünkü Özbakır hiç Zonguldaklı olmadı ki! Madenci için TTK'nın ne demek olduğunu nereden bilecek.

            Ya Mecliste her kavganın göbeğindeki Özcan Ulupınar Zonguldak için hiç kavga etti mi? Madenci TTK ve Zonguldak için kendini ocağa hapsettiği saatlerde Ulupınar “çok önemli” bir açıklama yapıp “Devrekteki spor salonunun yıkımında sona gelindiğini yenisinin 2018 de biteceğini” söyledi. 

            Acaba Ulupınar açıktan veremediği mesajını şifreliyipte mi verdi. Yıkımında sona gelinen spor salonu diyorum siz  TTK anlayın mı demek istedi.!

            AKP'li milletvekili ve yerel siyasetcilerin bu durumuna “koyun can derdinde kasap et derdinde” benzetmesini yapmak sanırım yanlış olmaz.

            Acı bir gerçek, daha doğrusu açık bir nankörlük yok mu sizce! Maden işçisi bu insanlara oy verip meclise göndermedi mi?

            İşte maden işçisinin kendi göbeğini kendinin kesmesi bu yüzdendi. 

            Eylemin sona erdirilme sebebini Türk-İş Başkanı Ergün Atalay'ın açıklaması bana çok inandırıcı gelmedi. Atalay ve GMİS yönticileri Enerji Bakanı müsteşarı ile görüştüğünü ve torba yasanın 58. madedesine “Türkiye Taşkömürü Kurumunun devlet eliyle işletilen sahaları hariç” ibaresini koyulacağı konusunda anlaştıklarını söyledi. Peki Türk-İş Başkanı Atalay Türkiye Kömür İşletmelerinin özelleştirilmesine Soma'da yaşanan iş cinayetine rağmen razı mı? TTK için bunu isteyen biri TKİ için nasıl ve neden istemez. 

            İmza altına bile alınmasına gerek görülmeyen bu ek cümle 58. maddeye eklenir mi? Bunu torba yasanın meclise getirileceği Perşembe günü göreceğiz. Diğer taraftan bu cümle ile TTK kurtulur mu? Hiç sanmıyorum.

            Bana göre maden işçisi kendisini ocağa hapsederek TTK'nın ölüm fermanını bir süre ertelediler. Sendikacılar kendi iradeleri dışında gelişen bu eylemi sahiplenerek bu güne kadar en doğru işi yaptılar.

            Zonguldak'ta AKP'li siyasetciler ve GMİS dışında herkes maden işçisiyle birlikte mücadeleye hazır olduğunu gösterdi. Madenci eş ve çocuklarının ve duyarlı insanların baca ağzına gelmeleri, Zonguldak'taki kitle örgütlerinin ve muhalefet partilerinin eyleme destek olmaları gelecek günler için iyiye işaretti.

            1990-91 grev günlerinde ANAP'li siyasetciler Zonguldak halkına ve maden işçisine “kömüre bağlı kalmanın sakıncalarını ve Zonguldak'a  Peugeot (pejo) otomobil fabrikası kurulacağı” masalını anlatıyorlardı. 

            Bu gün ise benzer bir masalı Çaturoğlu anlarmaya başladı. Çaturoğlu; üyesi bulunduğu Plan ve Bütçe Komisyonun da söz alarak yerli ve milli otomobilin Zonguldak’ta yapılmasına talip olduklarını belirtti.

            Siyasetcilerde kafa aynı olunca benzer masallar uyduruyorlar. Yerseniz!

 

            TURGUT GÜVEN

           Yayın Tarihi: 08.11.2017