18 Kasım 2010 tarihinde yapılan olağanüstü kurultay sonunda Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı oldu.. 

                CHP’de Deniz Baykal sonrası büyük bir değişim yaşanıyor 17 yıllık Baykal dönemi kapanıyordu. Hıncahınç dolu Ankara Arena spor salonunda kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu salonu dolduran CHP’lilere umut aşılıyor, salonda bulunanların ayakta alkışladığı bir konuşma yapıyordu.

                Konuşmasında beş ana konuya özellikle değiniyor ve şunları diyordu!

                CHP’de parti içi demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla işleyecek.

                CHP’de her aday önseçimle belirlenecek.

                Parti tüzüğü ve programı değişecek.

                CHP’de Gençler ve Kadınlar daha etkin hale getirilecek.

                Seçimlerde başarılı olamayan istifa edip gidecek..

                Alan sorumlusu olduğum kurultayda bu sözler söylediğinde parti üyesi olarak umutların yeşermiş, duygulanmış gözlerim dolmuştu. Etrafıma baktığımda salonda birçok kişi gözyaşlarını tutamıyordu. Çünkü CHP üyesi özlediği bir partiye kavuşacağını umut etmişti.

                Bunları bahsettiğim kurultayda sarf eden Kılıçdaroğlu Genel Başkan olduğu günden itibaren sözlerinin bir tekini bile gerçekleştirmediği gibi, CHP’yi Baykal döneminden daha da geriye götürdü. Kılıçdaroğlu 18 Kasım 2010 da kurultay salonundan tüm CHP’lilere ve bu partiye umut bağlayanlara doğru söylemiş, onları kandırmıştı.

                Üç tüzük kurultayı ile CHP tek adam diktasına dönüştürüldü.. Program kurultayı hiç yapılmadı, CHP yeni bir programla halkın karşısına çıkmadı.. Parti içi demokrasi daha da budandı, parti ilkelerine bağlı, solcu, Atatürkçü, Kemalistler ve ulusalcılar partiden temizlenirken, sağdan devşirmeler üst yönetimlere taşındı.

                Önseçim sözde kaldı kontenjan %15’şe çıkarıldı..

                Gençlik ve Kadın kotaları tüzük emri olmasına rağmen uygulanmadı..

                Dokuz seçim kaybeden Kılıçdaroğlu istifa edip gitmediği gibi, onuncu seçimi kazanacağım diyor..

                CHP Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık yaptığı sekiz yılda bu hale getirildi.

                Bu gerçeği ve kötü gidişi görüp olağanüstü kurultay için imza veren kurultay delegesine imza vermemesi için baskı yapan, imza veren kurultay delegesine imzasını geri alması için rüşvet öneren bir parti haline geldi CHP..

 İşte ülkenin geldiği bu noktada tüm sorumluluk o sinsi, doğru söylemeyen, verdiği sözleri tutmayan, dokuz seçim kaybettiği halde yerel seçimi kazanacağım diyerek CHP üyesini ve Türk halkını kandıran kendisine Dersimli Kemal’im diyen şahsa aittir.   

Olağanüstü Kurultay için imza toplanma süresinin yarın son günü.. Salı veya Çarşamba günü toplanan imzalar CHP Genel Merkezine verilecek. Olağanüstü kongre için geri sayım başlayacak.. Bu sondan kaçış yok.. Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkanlıktan, ekibi parti yönetiminden gidecekler.. Ancak sonrasında CHP’nin siyasi tarihine Kılıçdaroğlu ve yönetimi parti içi demokrasiyi katledenler olarak yazılacaklar..

 

Genelde bunlar olurken yerelde neler oluyor!

Aldığım bilgiye göre CHP Zonguldak Kurultay delegelerinin altısı olağanüstü kurultay için imza verdi. İmza vermeyenler  Umut Başoğlu, Şengül Burgucu, M.Gökhan Demirtaş  ve Cengiz Bank..

Umut Başoğlu tüzük kurultayında muhalefetin verdiği değişiklik önergelerine kürsülere çıkarak tepki koymuş, genel seçimlerde ise genel merkez tarafından 3.sıraya atanarak ödülünü almıştı.. Şengül Burgucu hanımı da etkisi altında tuttuğunu ve imza verdirmediğini Zonguldak’ta sağır sultan bile duydu biliyor.

Gülüç Belediye Başkanı M.Gökhan Demirtaş ve Kozlu ilçe başkanı Cengiz Bank’ın ise ilk yerel seçimde beklentisi belediye başkan adayı gösterilmek. Ancak aday gösterilseler bile seçimi kazanmaları mümkün değil. Çünkü kurultay delegeliğini partinin ve ülkenin geleceği için değil kendi gelecekleri için kullanıyorlar.. CHP üyesi bu çıkarcılığı asla kabul etmez.

Olağanüstü kurultay için imza vermeyen yukarıda isimlerini saydığım kişilerin CHP’de siyasi yaşamları bana göre bitmiştir.  

Olağanüstü Kurultaya karşı olanlardan biri de kendisini sosyalistim diye lanse eden, Mustafa Kemal’in askerleriyiz sloganını militarist bulan İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu. Bana göre bu hanımefendinin CHP’de ne aradığı ise bir başka soru. Kaftancıoğlu önderliğinde 59 il başkanı olağanüstü kurultaya karşı imza verdi. 59 il başkanının 32 tanesi genel merkezde buluştu. Aralarında 12 tanesi kurultay delegesi bile değil..

Bunlardan biride Zonguldak İl Başkanlığına vekalet eden Hakkı Güney ( Japon Hakkı..) Hakkı Bey bu toplantıya gitmeden önce yerel başına olağanüstü kurultayın zararlarından bahseden ne olduğu da pek anlaşılmayan açıklamalar yapmadı da değil. Hakkı Bey İl Başkanları toplantısına gitmeden önce de Zonguldak il yönetim kurulu toplantısı yaptı. Yönetim kurulu üyeleri kendisine değişimden yani, olağanüstü kongre den yana olduklarını beyan ettiler..

Hakkı Bey ise yönetim kurulunun tam tersine olağanüstü kurultay istemiyorum diyerek imza attı. Zonguldak CHP’de işte böyle bir kişi il başkanlığına vekalet ediyor..

Ya Milletvekilleri ne yapıyor!

İmza veren kurultay delegelerine telefon açıp “bizi genel merkeze karşı mahcup ettiniz” diyormuş. Atanmak işte böyle gerçeği tersine çeviriyor..

Bir atasözümüz “kendi menfaatleri peşinde olanlar küçük insanlardır” der.. Hatırlatayım istedim belki utana  biri olur..

 

TURGUT GÜVEN

Yayın Tarihi: 30.07.2018