Gelecek günler Zonguldak’ın yeni bir emek (iş-aş) mücadelesine hazırlanmasını gerektiriyor.. Hani denir ya “tarih tekerrürden ibarettir” diye..  Geçmişte yaşanmış olan süreç siyasi iktidar tarafından tekrarlanmak isteniyor.. Bu durumda Zonguldak Maden İşçisi ve halkı da aynı mücadeleyi tekrarlayacaktır..

24 Ocak 1980 yılında Başbakan Süleyman Demirel’in müsteşarı Turgut Özal’ın hazırladığı (aslında İMF programıydı) ekonomik program o günün şartlarında uygulamanın imkanı yoktu.. 1974 sonrası ülke ABD’nin CIA ajanlarınca kardeş kavgasına (sağ-sol) sürüklenmiş, bu karmaşa sonrası 12 Eylül faşist darbesi yaptırılmıştı.. 24 Ocak ekonomik programı bu faşist darbe sonrasında 1983 de iktidara taşınan Turgut Özal’ın ANAP’ı ile gerçekleştirildi..

Özal, Kamu işletmelerini (KİT) kar etse bile devletin sırtında kambur olarak görüyordu.. Ülkenin çıkış yolu “özelleştirme” olarak gösteriliyor, bu fikir Türk halkına “kurtuluş reçetesi” olarak sunuluyor hatta dayatılıyordu..

ANAP ve Özal özelleştirmeler karşısında azda olsa bir direnişle karşılaştılar.. Az sayıda da olsa işçilerin örgütlü gücü karşısında özelleştirme programı istedikleri gibi yürümüyordu..

Özal Cumhurbaşkanı olmuştu ancak iktidardaki ANAP’tan elini çekmiyordu..  O’da aynı günümüzde olduğu gibi “başkanlık hayalleri” ile yaşar olmuş, kendi tabiri ile “anayasayı bir kere delmekten bir şey olmaz” diyerek kollarını sıvamıştı..

O günlerin kukla başbakanı ise yine aynı bu gün olduğu gibi Cumhurbaşkanı tarafından atanmış Yıldırım Akbulut’tu..

1990 yılında Maden işçisinin toplu iş sözleşmesi günleriydi  TTK ve Maden işçisi masaya yatırıldı..

“Ben işçiyi sevmem” diyen Özal toplu iş sözleşmelerine müdahale ediyor, her akşam elinde kalemle çıktığı tv programlarında “kapatırım” tehditleri savuruyordu. Kendine yakın iş adamlarına maden ocaklarının somon çiftliği yapılmasını tavsiye ettiriyordu..

30 Kasım 1990 da başlayan grev 4 Ocak 1991 de Ankara yürüyüşü ile doruğa çıkmıştı.. Tv’lerden tehditler savuran Özal, maden işçisinin yürüyüşe geçmesiyle oturduğu Çankaya Köşkünü tel örgülerle çevirtmiş kendisini korumaya almıştı..

Sonuç, ANAP’ın ülkede uygulamayı düşündüğü ekonomik program Zonguldak Maden işçisi tarafından yerle bir edilmiş,  ANAP tek başına iktidar olduğu halde erken seçime gitmek zorunda kalmış ve seçimlerde yenilgi ile çıkmıştı.. ANAP şimdi siyaset mezarlığında yatıyor..

 Geçmiş yıllarda Zonguldak Maden işçisine dayatılan ekonomik yaşamın faturası böyle düşünülmüş, ancak faturayı kesmek isteyenler Maden işçisinin örgütlü gücü ile yerle bir edilmişti..

Şimdi, benzer günlere doğru gidiyoruz.. Maden İşçisi bahsettiğim günlerdeki gibi bilinci ve örgütlü değil..  AKP düşüncesindeki şahsiyetler geçen süreçte iktidar desteği ve şoven duygularla sendikacı yapılıp GMİS yönetimlerine getirildiler.. İşçilerin büyük bir bölümü “sınıf bilincinden yoksun..” .. İşin Türkçesi  maden işçisi 1990 şartlarından daha kötü bir durumda..

Tablo bu, ancak asla umutsuz değilim.. Çıkış yolunu bulmak, AKP’nin özelleştirme sevdasını kursağında bırakmak mümkün.. Umutsuz olmadığım için Maden işçisinin kısa bir tarihçesini yazmak ve hatırlatmak ihtiyacını hissettim..

Enerji Bakanı “Damat Berat paşanın” özelleştirme sevdasını ağzından çıkarması sonrasında bizim iyi niyet okuyucu GMİS yöneticilerimiz, bir yerlerine nişadır sürülmüş  gibi Ankara’nın yolunu tuttular.. Herhalde AKP’li yoldaşlarına “ne yapıyorsunuz biz sizi bu günler için mi destekledik”  demişlerdir..

GMİS yöneticilerinin açıklamalarını okudum.. Bakan Damat Bey TTK’nin Özelleştirmesi gibi küçük işlerde uğraşmayacağı için “yetkisiz” bakan yardımcısı ve müsteşarı ile görüşebilmişler..  Görüşmede nedendir bilinmez Zonguldak TSO başkanı Metin Demir ve Emniyet Müdürü Osman Ak bulunmuş.. Her iki şahsiyette TTK’nın özelleştirilmesi ile ilgili engin görüşlerini açıklamışlar..

Hadi Emniyet Müdürü siyasi iktidarın emrinde onu bir şekilde anlarım, ya TSO başkanı Metin Demir kimin emrinde..! Beyefendi sülalesine ait maden ocaklarını başarıyla mı çalışıyor?. Kaç aydır çalışanlarına maaş veremiyor.? SSK’ya kaç lira prim borcu var..! Bu durumda hala özelleştirmeden yana tavır koyuyorsa aklı ile değil, siyasi iktidarın dayatması ile hareket ediyor demektir..

Metin Demir bu gün yaptığı basın açıklamasında ise toplantıya katılmasını savunmuş ve kendisini AKP’li bir yetkili sanmış olacak ki “kapatma yok, özelleştirme kapsamına alınmadı. Zonguldak’ın benimsemeyeceği bir plan dayatılmayacak” demiş..  Peki; sen kimsin?

Geçmişte Özal’da kendi görüşlerini haklı çıkarmak için İshak Alaton gibi iş adamlarını kullanmıştı.. AKP’de  Zonguldak’ta süreç içinde kullanacağı kişiyi bu şekilde tayin etmiş oldu..

Bu durumda; yapılması gereken derhal işyeri komiteleri kurup özelleştirmeye karşı yeniden örgütlenmekten geçer.. Maden işçisinin yeniden örgütlenmesi önce GMİS şubelerini sonra, başkan ve yönetimini önce denetlemeyi, sonra özelleştirmeye karşı mücadeleyi getirecektir..

                Maden işçisi, Zonguldak halkını arkasına alıp kendi gücünden başka özellikle AKP’li politikacıların söylediklerine itibar etmesin asla güvenmesin..

                Geçmiş yıllarda büyük madenci grevini  örgütleyip, o günlerde alanlarda olanların büyük bir bölümü hala bu şehirde yaşıyorlar..  Eminin ki yeniden örgütlenip aynı günleri yaşamak için, maden işçisine seve seve öncülük edeceklerdir.. Hatta gittikleri şehirlerden gönülden bağlı oldukları Zonguldak’a dönüp maden işçisine sahip çıkacak ve “daha biz ölmedik” diyeceklerdir..

                Bu örgütlenme Zonguldak’ta yaşayan her kesimden insanı duyarlı olmaya, alanlara çıkmaya, madencinin sorununu kendi sorunu bilmeye itecek ve mücadeleye katacaktır..

AKP’li milletvekilleri ve yerel yöneticiler (ilçe, il başkan ve yönetimleri) özelleştirme dayatmasına karşı hangi tarafta olduklarını açıklamak zorundadır.. 

Sonuç olarak; 1983 de iktidara gelen Özal’ın kurduğu ANAP 1991 de Zonguldak Maden işçisinden ve halkından yediği şiddetli bir tokatla yıkılıp siyaset sahnesinden silinip gitti.. Maden işçicinin ve Zonguldak halkının vereceği  ekmek mücadelesi bu kez AKP’de sonun başlangıcı olabilir..

Çünkü, gelecek günlerde cami duvarına işemeyi düşünenler  var..

 

TURGUT GÜVEN