ADALET MHP'YE DE LAZIM.!

           

            30 Mart 2014 yerel seçimler öncesinde “CHP'li Ali Aslankılıç'ın” seçim kitapcığında ki vaadlerinden bahsedecektim. Ancak CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun başlattığı “Adalet yürüyüşü” ülke gündemini oluşturmaya devam ediyor. Gündem nedeniyle seçim kitapcığı yazımı bir süre için erteliyorum.

            Demokrasi ile yönetilen ülkelerde insanların protesto hakları vardır ve bu haklarını özgürce kullanırlar. Yine çağdaş ülkelerede bu hak anayasal bir haktır, şiddet içermediği sürece bu hakkın kullanılması engellenemez.

            Adalet yürüyüşü ülkenin büyük kesiminden olumlu tepkiler alırken, Özellikle iktidar partisi AKP ve yancısı MHP'liler tarafından şiddetle eleştiriliyor.

            Eleştiriler karşısında aklı başında demokrasi mücadelesine inanan her insanın şu soruyu sorduğuna inanıyorum. İktidar partisi AKP'den gelen eleştirilere eyvallah gayet doğal da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ne oluyor!

            Devlet Bahçeli'nin Anayasa değişikliği için yapılan halk oylaması öncesindeki ani dönüşü AKP'ye kuyruk sallayışının altında ne vardı?

 

            Bence MHP içindeki muhaliflerin siyasi partiler kanununa uygun bir şekilde olağanüstü kurultaya getirilirken tüm hukuk kuralları çiğnenenerek, olup biten yok sayılarak, MHP'nin Devlet Bahçeli'ye geri verilmesiydi. Çünkü Yargıtayın olağanüstü kurultayı doğru bulduğu bir dönemde her şey tersine çevrildiğinde Devlet Bahçeli grup toplantısında “fiili durumu hukuki duruma çevirelim” diyordu.

            Muhaliflerce MHP'de ki tüzük değişikliğini ve olağanüstü kurultayın iptaline yapılan itiraz 20 Haziran 2017 tarihinde Yargıtay tarafından red ederken Bahçeli de istediğine kavuşuyordu! 

            Devlet Bahçeli alışılmışın tam tersine AKP politikalarına alet olması MHP'yi geri almak ve koltuğunu korumak içindi. Bu nedenle Bahçeli ve ekibi Anayasa değişikliğine destek vererek koltuğunu sağlama aldı. Ancak MHP'nin %20 si elinde kaldı %80'ni ise AKP'ye verilen destek nedeniyle şu an Bahçeliden nefret ediyor. Bu nefretin boyutunu Anayasa değişikliği için yapılan halk oylamasında MHP'li seçmenin tavrından da anlıyoruz.

            İktidar partisi AKP tarafından kıskaca alınmış ve beklenti içine girmiş Bahçeli'nin Adalet yürüyüşü için söylediği sözlerin inandırıcılığı olabilir mi?

            Şu sözlere bakarmısınız; CHP, adalet diyerek anarşiye göz kırpmakta, uluslararası topluma dikta duyurusunda bulunarak demokrasiye kast etmenin çabasındadır. Adaletsizlikler batıya ülkemizi ispiyonlamakla çözülemeyecektir.

            Sonrasın da; Ankara’dan İstanbul’a adalet için yürümeye kalkan Sayın Kılıçdaroğlu ya kullanılmakta ya da ülkemize kurulan tuzağın aktif katılımcısıdır.'

            Bir başkası; “15 Temmuz’da doğan milli mukavemeti yıkmak, parlayan millet direncini kırmak ve rövanşını almak için bugünkü yürüyüş kurgulanmıştır” diyor.

            Sonunda işi Fettullah Gülen cemaatine bağlıyor. AKP'li siyasetcilerde ve Bahçelide kendisine karşı olanlarla ilgili bu tip bir kompleks oluştu. Bahçeli MHP içindeki muhalifler içinde Fetö bağlantısı kurmuyor mu?

            Bahçeli'nin bu sallamaları karşısında kendisine “hükümet sözcüsü” yakıştırması oldukça isabetli bir buluş olmuş.

            Bu gün AKP'ye verdiği destek ile ülkeyi diktatörlüğe doğru yola çıkaran Bahçeli ve yandaşlarına kimin Fetö'ya destek olduğunu anlamak için aşağıda ki yazı güzel bir örnek.

            Tarih 24 Ekim 2013 Ekrem Dumanlı’nın yazısından bir kısım:

            Fethullah Gülen tansiyona bağlı ritm bozukluğu sebebiyle hastaneye kaldırıldı. Tayyip Erdoğan Fethullah Gülen’i aradı. Kendisine geçmiş olsun telefonu açan Erdoğan ile görüşen Gülen, Başbakan Erdoğan’a övgü dolu sözler söylüyor.  “İnsanın içi burkuluyor, boğazı düğümleniyor böyle durumlarda. (…) Neyse ki hastaneden müspet haberler geliyor, “Durumu kontrol altında” deniyor. Kaygıları gidermek mümkün değil yine de. Arayan arayana. Merak, endişe, ıstırap…İlk arayanlardan biri Başbakan Tayyip Erdoğan’dı. Zarif bir ses tonuyla ‘geçmiş olsun’ dileklerinde bulundu. Hocaefendi de aynı zarafetle Sayın Başbakan’ın hatırını sordu, “Zahmet buyurdunuz…” dedi. Söz sırası dualaşmaya gelmişti. İkisi de hem dua istedi birbirinden, hem dua ettiler birbirlerine. Görülmeye, duyulmaya, düşünmeye değer bir tabloydu. Uzaktan bu manzarayı izleyebilseydiniz, eminim, “Yahu işgüzarlar! Artık aradan çekilin ki fitne ateşi sönsün!” diyecektiniz. Öyle samimi, öyle halisane bir iletişim vardı ortada.
Görüşme bitince Hocaefendi, “Sesi çok güzel geliyordu…” dedi. O sesteki duruluk ve içtenliği birkaç kez anlattı arkadaşlarına. Sonra dua etti bol bol”

            Tüm olup bitenden Bahçelinin habersiz olduğu düşünülebilir mi? Bahçeli şimdi “Fetö” diyen AKP'lilerin tamamının bir zamanlar “Muhterem Fettullah Gülen Hocaefendimiz” dediğini ne çabuk unuttu.

            İşte bahçeli Fettullah Gülen ile böyle bir ilişki içinde olup onu büyüten ve başa bela eden kişiye destek oldu.

            Önümüzdeki günlerde MHP'de muhalefet bayrağı açtıkları için ihraç edilenlerin yeni parti kurma çalışmaları son aşamaya gelmiş görünüyor. Bu ekip partileştiğinde Bahçeli yönetimindeki MHP bitecek ve yok olacaktır.

            Son olarak önemli bir iddiada daha bulunayım. Önümüzdeki günlerde AKP Meclise görüşülmek üzere “siyasi partiler ve seçim yasasını” getirecek. AKP'nin hazırladığı bu yasa teklifinin görüşülmesi esnasında Bahçeli nasıl bir siyasi kazık yediğini anlayacak ve yeniden muhalefet saflarına geçeçek ama iş işten geçmiş olacaktır.

            İşin özü şu, 8 gün önce Adalet için yola çıkanlar bu ülkede haksızlığa uğramış her insan için yürüyor. Siyasetin emrine giren yargının bu bataklıktan çıkması için yürüyor.

            Siyasi kıskaca alınmış ve kendi menfaatlerini ükenin menfaatlerinden önce görerek çark eden, adalet rayışlarına bile kulak tıkayan Bahçeli ve arkadaşlarının sözlerini dikkate almadan adalet aramaya devam diyorum.

 

            TURGUT GÜVEN

            Yayın Tarihi:22.06.20017