AKP ilginç bir parti!
Aslında partide denemez çünkü siyasi partiler yasasına bile ters işlemler yapıyor. Ancak siyasi partileri izlemekle görevli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bu partiyi yaptığı yasa dışı işlerden dolayı uyardığını da bu güne kadar hiç duymadım.
Gelelim işin özüne!
AKP İl Başkanı Zeki Tosun bundan bir süre önce şu an görevde olan “seçilmiş” üç ilçe başkanlarından bir kısmının istifasını istedi. Bu ilçe başkanlarından biri istifa etti ancak Merkez İlçe Başkanı Metin Karaduman ve Kilimli İlçe Başkanı Mahmut Kanberoğlu istifa etmediler. İstifa etmeyen her iki ilçe başkanı Karaduman ve Kamberoğlu'nu bu kez AKP Genel Merkezi tarafından yönetim kurullarıyla birlikte görevlerinden aldı.
Bu uygulamayı savunan İl Başkanı Zeki Tosun, “aynı şekilde Türkiye çapında bakıldığında bazı il başkanlarımıza da benzer şeyler oldu. Bu en baştan beri söylediğimiz gibi bu Genel Merkezin takdiridir. Genel Merkez ile uyumlu çalışmak zorundayız. Yarın öbür gün aynı şey bize de olabilir” dedi.
Bu açıklama “benim iradem yok dolayısı ile yapacağım bir şeyde de yok” demektir. Siyaset ise asla bu değildir.
Devamında ise şunları söylüyor Tosun; “Büyük ihtimalle önümüzdeki günlerde Genel Merkez’den birileri gelir ve bu ilçelerde çalışmasını yapar bunun sonucunda da Genel Merkez İlçe Başkanı olarak birilerini görevlendirir.”
Bir il başkanı bunu nasıl der! AKP'liyse der. Çünkü AKP'de parti içi demokrasi yoktur. AKP aynı bir tarikat gibi yönetiliyor. Zaten şeyhi de belli değil mi?
Bu durumda “o zaman neden ilçe ve il kongreleri hatta kurultay yapıyorsunuz?” sorusunu sormak da boşuna. Çünkü bunların yaptığı seçim değil, atadıkları kişileri üyeye onaylatmaktır. Diyelim ki biri bu işe karşı çıktı ve aday oldu. Divan başkanını geçemez, diyelim geçti ve seçimi kazandı. Anında görevden alınır.
AKP Kilimli İlçe Başkanı Kamberoğlu da iki yıl önce bu şekilde göreve getirilmiştir. Dün karşı çıkmadığın hatta onayladığın ve seni koltuğa oturtan irade bu gün al aşağı edebiliyor. İl kongreleri sürecinde ilçe başkanlarına yapılanlara sessiz kalan İl Başkanı Zeki Tosun'un da sonunda akibeti bu olacaktır.
Görevden alınan AKP Merkez İlçe Başkanı Karaduman dün bir basın açıklaması yapma cesareti gösterdi. Karaduman göreve geldiği günden bu güne başarılarından, toplumda karşılığı olduğundan, siyaseti ticaret için değilde ibadet için yaptığından bahsetti. Görevden alınmasını ise kıskançlık ve iftira olarak niteledi.
Peki seni görevden alana tek kelimelik tepki yok mu? Ona yürek lazım, biat edenlerde, kul olamayı kabul edenlerde bu yürek yoktur.
Karaduman siyasete girdikten sonra ticarette büyüyenlerden. Kendi ifadesiyle yedi yıl önce siyasete giren Karaduman ilçe başkanlığı süresince elde ettiği mal varlığının nereden nereye geldiğini, ilçe başkanı olduktan sonra kıyı kenar çizgisine nasıl inşaatlar yaptırdığı (!) gibi soruların cevabı Zonguldak'ta havada asılı duruyor ve açıklama bekliyor.!
Bu gün sırtını dayadığın iktidar sayesinde bu sorulara cevap vermiyor olabilirsin. Yarın devran döndüğünde bilemem!
AKP Kilimli İlçe Başkanı Kamberoğlu'ndan ise görevden alındığı günden bu güne henüz tek kelime etmiş değil. AKP Genel Merkesinin bu tip uygulamalarına tepki gösteren bir parti üyesine benimde bulunduğum bir ortamda Kamberoğlu “bırak bunları Recep Tayyip Erdoğan için siyaset yap” demişti. Sanırım kendisi bu tavsiyeyi tutacak.
Son soru şu; AKP Genel Merkezinin bu uygulamasına Milletvekilleri ne diyor?
Cevap veriyorum; seslerini çıkaramazlar, çünkü kendi kişiler menfaatleri zarar göreceği için susmak, yapılanı onaylamak zorundalar.
Defalarca yazdık tekrar edeyim; AKP içinde demokrasinin olmaması beni ilgilendirmiyor deme lüksümüz yok, çünkü ülkeyi de aynı demokrasi anlayışı ile yönetiyorlar. Üstelik bu uygulamanın “dikdatörlük” olduğunu bilmeden.
******
Gelelim CHP'ye!
Parti için demokraside iki partiyi karşılaştırmak siyah ile beyaz'ın aynı renk olduğunu söylemeye benzer. Ancak üyesi olduğum CHP'de parti içi demokrasi yeterince işletilmiyor. Bunu işletmeyenlerde örgütleri ellerinde tutanlar, başarısız oldukları halde tutmak isteyenler.
AKP üyesi parti içi hak ihallerine sessiz kalır ancak CHP üyesinden bunu beklemeniz mümkün değildir. Anında tepkisini verir, kim olursa olsun haksızlığa boyun eğmez. CHP'li üye kul değil, özgür yurttaştır, biat etmez çünkü.
CHP Zonguldak'ta bir çok ilçenin kongreleri tüzüğe, yönetmeliğe hatta genel merkezin gönderdiği genelgelere aykırı bir şekilde yapılıyor. Bu güne kadar yapılan ve muhtarlık sınırları içinde yapılmaktan özenle kaçınılan delege seçimlerinde yaşananlar genel merkeze itiraz edilebilmiş olsa hepsi kanımca iptal edilirdi. Ancak genel merkeze itiraz yolu kapalı.
Yönetimlerin keyfince yapılan delege seçimlerinde üyelerin seçme seçilme haklarının gasp ediliğini, delege seçimlerine katılımın düşüklüğünü, parti içi demokrasi açısından sakıncalarını, ilçe binalarında seçim kurullları oluşturulmadan yapılan seçimlerdeki hileleri vs ne dendiyse duymamazlıktan gelindi. Bu gün kulaklarını tıkayanalar gelecekte yapılacak ön seçimlerde bu üyelerden oy isteyecek. Kim bunlar! Zonguldak CHP Milletvekilleri Şerafettin Turpçu ve Ünal Demirtaş.
Sözde her ikisi de bu seçimlere karışmıyor! Tarafsız izliyorlar.
Diyelim ki doğru tarafsızlar.
Siyasi iktidarın ülkedeki yanlış her uygulamasına karşı çıkan ve açıklama yapan bu iki vekil, kendi örgütlerindeki yanlışa nasıl sessiz kalıp müdahale etmez ve delege seçimlerini yönetmelik ve tüzüğe uygun bir şekilde yapılmasını neden sağlamaz.
Parti içi seçimler bu şekilde yapıldığında bu örgütler sizlerin elinde kalır da, gelecek genel seçimlerde sizlerde Zonguldak'ta kalırsınız. Kaybeden sadece CHP olmaz bilin istedim.
TURGUT GÜVEN
Yayın Tarihi:01.10.2017