Zongulddak Belediye Başkanı Bülent Kantarcı Millet İttifakı’nın Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlediği mitinge katılarak bir konuşma yaptı. İlgiyle dinlenen konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Değerli dostlar,
Çaycuma’da ikamet eden, 
Köylerimizden, beldelerimizden işini gücünü bırakıp buraya bizi dinlemeye gelen, 
Memleket meselelerini yaşamı boyunca kendine dert eden, 
Hemşehrisinin, komşusunun, çocuğunun, torunun geleceğinden canı yanarcasına kaygılanan, 
Cennet memleketimizde sağlık ve huzur içinde yaşamayı her şeyden çok özleyen, her sabah kalktığında nasıl akşam edeceğini düşünen, 
Üşenmeden kar demeden, kış demeden, soğuk demeden, sıcak demeden her seçim sandığa gidip, oyunu kullanan, oy verdiği insanlara ve partilere güvenmek isteyen, 
Bu memleketin duyarlı insanları,
Değerli büyüklerim, kardeşlerim, ablalarım, geleceğimizin teminatı kıymetli gençler ve çocuklarım…
SAVAŞA GİTMİYORUZ 
Yine bir sandık geldi önümüze. 
Yarından sonra pazar sabahı milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimi için oy kullanacağız. 
Hepimiz koşa koşa sandığa giderek analarımızın ak sütü gibi oylarımızı kullanarak ülkemizin yönetimini emanet edeceğimiz cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçeceğiz. 
Savaşa gitmiyoruz 
Türkiye cumhuriyetinin 100.yılını idrak ettiğimiz bu günlerde yeni bir yüzyıla yelken açarken, bizi demokrasi ile özgürlük ile buluşturacak kadroları seçeceğiz. 
Büyük Atatürk’ün gençlere emanet ettiği bu güzel ülkede, geçen yüzyıl boyunca onun gelişmesi ve kalkınması için genç cumhuriyetimize katkı sağlayan, emeği geçen bütün hükümetlere ve bürokratlara ve milletvekillerine kendi adıma teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. 
BİR ÜLKENİN EN BÜYÜK SERVETİ İYİ YETİŞMİŞ İNSANLARIDIR
Bir ülkenin en büyük serveti gaz, kömür, altın filan değil, iyi yetişmiş insanlarıdır. 
Evrensel ölçekte değerli ve itibarlı olan, öğrenen, öğreten, hizmet eden, hizmet ederken insanları ayırmayan, kutuplaştırmayan, bulunduğu konumu kötüye kullanmayan, ülkesi için yeri geldiğinde yaşamını adayan, iyi yetişmiş, kıymetli insanlara ihtiyacımız var. 
Eğer onlar varsa, yerin altındaki ve üstündeki her türlü kaynak ve varlığı yönetmek kolaydır. 
İyi yetişmiş insan gücü yoksa ülkeyi refah ülkesi yapmak, halkı mutlu ve müreffeh hale getirmek mümkün değildir. 
Bizi eğer ehil insanlar yönetmiyorsa, her ne kadar zengin kaynaklarınız bile olsa, hiç bir işe yaramaz, o takdirde sefalete, kan dökülmesine, kardeş kavgasına hazır olmalısınız. 
İşte, yakınımızdaki  ve bitişiğimizdeki Ortadoğu ülkelerinin hazin hali ve şehitler vermememize sebep olan bizi bulaştırdıkları bataklık. 
İYİ YÖNETİMİN BAŞ KOŞULU DEMOKRASİDİR 
Değerli dostlar,
Sahip olduğumuz her değerli şey hepimizindir. 
Başımıza dert olan her problem de hepimizindir. 
Yönetimde kimin olduğu önemli değildir. 
Ama bu ülkenin iyi yönetilmesi lazımdır. 
İyi yönetimin baş koşulu demokrasidir. 
Gerçek bir demokratik ortamdır.  
Doğru seçimler yapabileceğiniz bir sisteme ihtiyaç var. 
Cumhurbaşkanının, parti genel başkanların tek başına her şeyi belirlediği bu ucube sistemi değiştirmemiz gerekiyor. 
Hepimizin düşüncelerimizi korkmadan açıklayabileceğimiz özgürlük ortamına ihtiyaç var. Kentlerimizin gelişmesinde, memleket meselelerinin çözümünde, yapılacak yatırımların yeri ve konularının belirlenmesinde buralarda yaşayan insanların ve kuruluşların mutlak onayının alınmasına ihtiyaç var. 
Bilim ve teknolojinin hayatımıza derinlemesine girdiği, her şeyin hızla değiştiği bu çağda hamasetle, bağnazlıkla, popülizmle değil; akılla, bilimle, evrensel kurallarla yönetilmemiz şarttır. 
2014 öncesi Çaycuma’dan, bugüne kadar kendi mütevazı icraatla yaptığımız çalışmaların beklenmedik bir değişime sahne olduğuna ve çoğunluğumuzun beğenisini kazandığına hepimiz tanık olduk. 
Oysa Çaycuma aynıydı, belediye aynıydı, imkânlar aynıydı. 
Hatta iktidardan muhalefete geçmişti. 
Kalbi mühürlü olmayan herkes, Çaycuma’daki bu büyük değişimden, kentin rahatlamasından, yaşamın kolaylaşmasından, sağlıklı büyümesinden ve gelişmesinden büyük haz ve mutluluk duyuyor. 
BÜTÜN ÇOCUKLARIMIZIN İYİ EĞİTİM GÖRMESİNİ İSTİYORUZ
Yeni yerindeki pazarımız batı Karadeniz’in en büyük pazarı oldu. 
Her yerde kolayca yürünecek yaya yollarımız var. 
Köy minibüslerini ve kent içi ulaşımı düzene soktuk. 
Türkiye’nin kişi başına en uzun bisiklet yollarına sahibiz. 
Boşa akan Filyos Çayı’ndan elektrik enerjisi üreterek hem ekonomik katkı sağlıyor, hem de doğaya sadık kalıyoruz. 
Nehirden kazandığımız alanlarda yapılaşma yapmayarak,  bütün vatandaşlarımıza açık olan yeşil alanlar haline getirdik. 
İrili ufaklı bir çok proje ile Çaycuma’yı Türkiye’de tanıttık. 
Gurbetteki hemşehrilerimizin çok beğendiği bir memlekete dönüştük. 
Kimin aklına gelirdi belediyenin muhteşem tesisler yapacağı?
Kimin aklına gelirdi daha dün Kapalı yüzme havuzumuzda yüzme öğrenen ve sayıları binlerle ifade edilen çocuklarımızdan 50 tanesinin Zonguldak’ta yapılan yarışmalarda çok sayıda şampiyonluk kazanacağı?
Biz Cumalı-Köylü demeden bütün çocuklarımızın iyi eğitim görmesini istiyoruz. 
Bütün çocuklarımızın spor yapmasını istiyoruz. 
İş için gurbete gitmemelerini istiyoruz.
ÇAYCUMA’DAKİ BAŞARIYI ÇEVREYE YAYMAYA İHTİYACIMIZ VAR
Değerli dostlar,
Amacımız, memlekete hiçbir karşılık beklemeden hizmet etmektir. 
14 Mayıs’ta yetki verirseniz, Çaycuma merkezdeki bu değişim ve gelişmenin bütün bölgeye yayılmasıdır. 
Amacımız, Filyos vadisindeki ve çevresindeki bu cennet vatanımızın hepimizin huzur ve mutluluk içinde yaşanacak yurt haline getirilmesidir. 
Çaycuma halkının 2014’te Belediyemiz için verdiği değişim kararının bir benzerini bölgemiz ve ülkemiz için istiyoruz. 
21 yıl önce büyük ümitlerle başa gelenlerin, en sonunda tek bir kişinin iradesine teslim oldukları bu üzücü perişan tablodan ve sonuçta bizi sürüklediği bataklıktan kurtulmaya ihtiyacımız var.   Her zamandan daha fazla var bugün. 
Çaycuma’daki başarıyı çevreye yaymaya ihtiyacımız var. 
Değişime ihtiyacımız var. 
Sizden beklediğimiz bir parça cesaret. 
MİLLET İTTİFAKI, SİZİN DESTEĞİNİZLE İKTİDARA GELECEK
Sözü daha fazla uzatmayayım. 
Görünen köy kılavuz istemez, 
Kemal Kılıçdaroğlu pazar akşamı 13. Cumhurbaşkanımız olacak ve bu memleketi huzur ve sükuna kavuşturacak. 
Gerginlikler, kutuplaşmalar sona erecek. 
Büyük fedakârlıklarla bir araya gelen Millet İttifakı, sizin desteğinizle iktidara gelecek. 
Bozuk düzen gidecek, hayat pahalılığı, gelir dağılımı bozukluğu, işsizlik vb. tüm sorunlar gerçekten sorun olmaktan çıkacak.
Ekonomi düzelecek, eşitsizlikler kalkacak, hepimiz huzur içinde kardeş olarak yaşamaya yelken açacağız. 
Haksızlıklar ortadan kaldırılacak ve en önemlisi en kısa sürede her alanda adalet sağlanacak. 
TEK BİR ŞEYE İHTİYACIMIZ VAR, ÇALIŞKAN OLMAK!
Biliyor musunuz?
Sizlere bugüne kadar hizmet etmiş olmaktan çok mutluyum. 
Biliyor musunuz?
Değerli hemşehrilerim, size daha fazla yararlı olmak istiyorum. 
Memleketimizin her köşesine el uzatmak istiyorum. 
Herkesin gerçekten kıskanacağı bir memleket için…
Zor olmayacağını sizler de biliyorsunuz. 
Büyük Atatürk’ün dediği gibi, “Tek bir şeye ihtiyacımız var, çalışkan olmak!”
Size güveniyorum…
Çok değerli gençlerimiz, umutsuzluğu bir kenara koyalım. 
Bazen her şeyin aynı olduğunu, değişmeyeceğini sanır insan. 
Evrenin sırrı değişimdir. Değişmeyen tek şey değişimdir. 
Gün gelir bir bakmışınız zorbalar kaybolmuş gitmiş. 
Yeter ki çok çalışalım ve ümidimizi koruyalım. 
Biz sizin geleceğiniz için buradayız. 
Pazartesi sabahı güvenli geleceği müjdeleyelim tüm dünyaya…
Yeter ki pazar günü sandığa gidelim. 
Size söz!
Sayenizde 14 Mayıs akşamı unutulmaz bir bahar gelecek!
Emin olun, Millet İttifakı ile:
Her şey çok güzel olacak!