Eren Enerji işçilerinin sendikal örgütlenme çalışmaları devam ediyor. Kısa ve net işçilerin sendikal örgütlenmeleri anayasal haklarıdır. Bu anayasal hakkın kullanılmasını her ne şekilde olursa olsun engellemek suçtur.

            Şehrimizde Eren Enerji işçilerinin anayasal haklarını engellemeye çalışanlar kimlerdir!

            Başta Eren Holding yalakası köşe yazarları. Köşelerinden iş barışının bozulmasından tutunda işi sendika üyesi olan işçilerin işten atılcağı tehdidine taşıdılar. Bu kalemşörlerin  sırtları patron tarafından her sıvazlandığında köşelerinde benzer yazılarla tehditlerine devam ediyorlar.

            Gelelim sendikal mücadele veren Eren işçilerinin karşısına geçtikleri için şaşırdığım ve anlam veremediğim bölümüne.

            DİSK Genel Başkanı Kani Beko geçtiğimiz günlerde şehrimizi ziyaret etmiş çevredeki belediye başkanları ile görüşmüştü. Beko’nun belediye başkanlarıyla görüşmesinden hemen sonra Kilimli de Eren işçilerine yaptığı konuşmada “belediye başkanlarının işçilerin yanında olduklarını, sendikal örgütlenmeye katkı verdiklerini” söylemişti. 

            Oysa durum çok farklı. Ya Beko’nun görüştüğü belediye başkanları kendisini kandırdı yada Beko işçilere bu belediye başkanlarıyla yaptığı görüşmeleri doğru anlatmadı. Eren çalışanlarına göre Çatalağzı ve Muslu belediye Başkanları işçilerin sendikal örgütlenmesinin yanında değil karşı mücadele ediyorlar.

            Nasıl mı? İşçilerin iddialarını aynen aktarıyorum.

            Eren Enerji işçileri Muslu, Çatalağzı ve Kilimli’de bir çok yerde üzerinde “Eren Enerji İşçilerinin sendikal mücadelesini destekliyorum” yazılı afişleri esnafların işyerlerine ve beldede uygun yerlere yapıştırdılar. İşçilerin iddiası şu Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün beldesinde bu afişleri büyük oranda belediye zabıtasına toplattırdı.         

            Muslu Belediye Başkanı Sabahattin Adıyaman ile ilgili işçilerin iddiası ise şu; Adıyaman sendika üyesi olan işçileri bazen telefonla bazen ise yüz yüze konuşarak sendikadan istifa etmelerini istiyor.  

            Dediği ise şu, “ben solcuyum, Atatürkçüyüm,emekten yana biriyim, işçilerin sendikalı olmasını savunuyorum ancak enerji piyasasındaki daralma nedeniyle şimdi sendika üyesi olmanın zamanı değil. ”

            CHP’li, solcu, Atatürkçü kimliği taşıyan başkanlar ne yazık ki işçilerin anayasal haklarını kullanmalarını “şimdi zamanı değil” diyerek örgütlenmeyi zayıflatmaya kırmaya çalışıyorlar. Bunun adı faşistliktir. 

            Girin Eren işçilerinin içine on işçiden en az yarısı bu iddiaları doğrulayacaktır.

            İddiaların doğruluğuna kesinlikle inanıyorum, çünkü her iki belediye başkanın beldelerinde yaptıkları her etkinliğin sponsoru Eren Holding. Kaz gelen yerden işçiyi mi esirgeyecekler.

            Adıyaman ve Akgün için bu iddiada bulunan işçiler Disk Genel Başkanı Kani Beko’nun da görüştüğü Kilimli Belediye Başkanı Ali Aslankılıç’ın ise kendilerine destek olduğunu söylüyorlar. Eğer işçiler yalan söylüyorsa, Ali Aslankılıç’ı bu işin dışında neden tutuyor sorusu akla geliyor.

            Tüm bu tartışmalar olurken Kilimli CHP İlçe Başkanı işçilerin sendikal örgütlenmelerini kesin bir dille savunması gerekirken, ne şiş yansın ne kebap tarzında bir açıklama yaparak sendikal örgütlenmeye karşı olan bu iki belediye başkanını savundu.

            Açıklamasında; sendikal örgütlenmeyi “ortaya çıkan kriz” olarak gören ilçe başkanı “krizin daha fazla büyümemesi için Çatalağzı ve Muslu belediye başkanlarımız büyük çabalar sarf etmişlerdir” diyebildi.  

            Açıklamanın devamında; “Belediye başkanlarımız; bölge halkının iş ve aş sahibi olması için, beldelerindeki işsizliği azaltmak için bin bir zorlukla işe aldırdıkları işçilerin kapı önüne konulma tehlikesi doğal olarak belediye başkanlarımızı tedirgin etmektedir.”

            Açıklamanı bu bölümünde her iki belediye başkanının işe aldırdığı kimseler olduğunu bu işçilerin sendikal örgütlenmeleri sonunda tam da işverenin istediği gibi “kapı önüne konulma tehlikesinden” açıkca bahsedilmektedir. Bu açıklama işçinin sendikal örgütlenmesini destekleyen bir açıklama olabilir mi? Üstelikte CHP’li olan İlçe ve belediye başkanları Eren patronuna “anayasal bir hakkı kullanan işçileri nasıl kapının önüne koymak gibi bir tehditte bulunursun” demeleri gerekmez mi?  Solcu, emekten yana CHP’nin temsilcileri bunlar olabilir mi?

            Devam ediyor ilçe başkanı “Edindiğimiz bilgiye göre şirket yetkilileri, belediye başkanlarımızın taleplerini dikkate alarak, işçilerin maaşlarına belli oranda zam yapmışlar.”

            Övündükleri işe bakarmısınız! Yapılan bu zam sendikal örgütlenmeyi kırmak için işçilere verilen adi bir rüşvettir. İşveren bu zammı sendikal örgütlenmeyi kırdıktan bir süre sonra kaldırmayacağının iki belediye başkanı ve ilçe başkanı garanti edebilir mi? Aynı iş yerinde daha öncede bu tip örgütlenmeyi kırmak için işçilere prim ve ikramiye verilmiş bir süre sonra kaldırılmıştı. Bırakın o zammı işçilere belediye başkanları değil toplu iş sözlemesi ile sendikaları alsın. Bu adavranışın adı sendikal örgütlenmeyi durdurmak için işçilere verilen rüşvete aracılık yapmaktır. İlçe başkanı bu açıklamayı yapmadan önce keşke sendikacılıktan anlayan birine danışsaydı!

            Açıklamanın en vahimi ise “bozulan iş barışının taraflarca yeniden tesis edilmesini temenni etmekteyiz” cümlesidir.  Sendikal örgütlenmenin iş barışını bozduğunu söylemek emekten yana bir partinin ne belediye başkanına nede yöneticilerinin edeceği sözler olamaz.

            Oysa CHP örgütlerine ve belediye başkanlarına işçilerin anayasal haklarını kullanırlerken onlara desteklemek, yanlarında olmak yakışırdı.  Adıyaman ve Akgün birlikte işçilerle kol kola girerek işe girmelerine yardımcı oldukları işçilerin insanca yaşayacağı şartlara kavuşmasını ve iş güvencesi altında çalışmalarına öncülük etmeleri gerekirdi.

            İşte CHP bu gibi kişiler tarafından özünü kaybettiği için başarılı olamıyor. Kilimli ilçe Başkanı ve her iki belediye başkanına üyesi oldukları CHP’nin “ülkenin her iline emek büroları projesini” öğrenmelerini öneririm. Davranışlarının adı patron yandaşlığıdır hiç bir CHP’liye yakışmaz.

 

TURGUT GÜVEN

Yayın Tarihi:14.07.2017