CHP İLÇE KONGELERİNE GENEL BAKIŞ!

 

            CHP Zonguldak İlçe Kongreleri bu gün Merkez İlçe kongresiyle bitiyor.

            Geçen hafta sonu yapılan Çaycuma ve Gökçebey ilçe kongrelerini takip ettim. Merkez ilçeyi daha sonraki yazıma bırakarak ilçe kongrelerini genel olarak değerlendirmek isterim.

            Alaplı hariç diğer tüm ilçelerde tek aday ile seçimlere gidildi. Tek aday ve liste ile seçimlere gidilmesine “birlik ve beraberlik” olarak bakanlar büyük bir yanılgıdır içindedir. Tek liste ile seçime gidilmesinin sebebi, ilçe kongreleri öncesinde  yapılan delege seçimlerinin tüzük ve yönetmeliklere uygun yapılmamasıdır. Mevcut ilçe yönetimleri delege seçimlerini masa başında yazarak belirlemesi kongrelerde ikinci, hatta ücüncü adayların çıkmasını engellemiştir. Kilimli, Kozlu, Ereğli, Çaycuma, Devrek, Gökçebey, Alaplı ilçelerinde delege seçimleri masa başında yazılmıştır. Sadece merkez ilçede dört adayın yarışması delege seçimlerinin biraz olsun tüzük ve yönetmeliğe uygun yapıldığı içindir. Ancak merkez ilçede biraz da olsa tüzüğe ve yönetmeliğe uygun seçim yapılması mevcut ilçe yönetiminin değil üyelerin baskısı sonucu olmuştur.

            Her şeye rağmen koltuklarını korumak için masa başı delege yazan yönetimler ilçe kongrelerinde dahi parti içi demokrasiyi elinin tersiyle itmeyi ihmal etmemişlerdir. Tek aday ile ilçe başkanlığı garanti olmasına rağmen, bari yönetim kurulunu çarşaf liste ile seçip delegeye yönetimleri belirleme hakkını verseydiniz. Ne yazık ki demokrasiyi ağızlarından düşürmeyen CHP'lilerin delegesiyle, ilçe yönetici ve başkanlarıyla, blok liste uygulamasına sessiz kalan milletvekilleriyle tümünü birden kutlamak gerekir!

            Seçme ve seçilme hakkından bahseden birinin blok liste uygulamasına sıcak bakması ve uygulaması akıllarda demokrasi yokluğunun işaretidir. Parti delegesini masa başında yazdığın yetmiyormuş gibi bir de kendi hazırladığın yönetim listesini delegeye “benim belirlediğim kişileri yönetime seçeceksin” diyerek dayatma yapmak, onları seçeneksiz bırakmak nasıl demokrasidir. Bu uygulamanın parti içi demokrasiye uyun olduğunu söylemek, savunmak, iddia etmek tek kelimeyle aymazlıktır.

            Dört adayın yarıştığı Merkez ilçe kongresinde bile çarşaf listeden kaçınılması partinin geldiği yer açısından oldukca önemlidir. Blok liste uygulamasına ve delegelik sistemi ilk kurultayta tüzükten çıkarılmalı ve parti içinde yapılan seçimler daha demokratik hale getirilmelidir. Tüzük ve yönetmeliğin bu maddeleri CHP'ye yakışmıyor.

            *****

            İzlediğim ve takip ettiğim ilçe kongrelerinde bir konunun altını özellikle çizmek isterim.Çünkü kongrelerde divan başkan ve yönetimi oldukca önemlidir. Merkez ilçe kongresinde ortak divan arayışı doğru verilmiş bir karardır.  Kilimli ilçe kongresinde divan başkanı Belediye Başkanı Ali Aslankılıç'tı. Kilimli kongresine gitmedim, nasıl divan başkanlığı yaptığını kongreyi izleyen arkadaşlar anlatmıştı. Ancak aynı Ali Aslankılıç Çaycuma ilçe kongresinde de divan başkanıydı ve o kongreyi baştan sona izledim.

            Divan başkanının ilk yapacağı iş, belirlenen gündemi delegelere oylatmaktır. Divan Başkanı gündem maddelerini “ben şu maddeyi öne alıyorum” diyemez. Eğer gündemde bir değişiklik yapmak isteniyorsa dinava verilen önerge oylatılır ve delege kabul ediyorsa değişiklik uygulanır. Aday olan ilçe başkanı, yönetimi ve il delege listeleri delegelere okunur. Okunduktan sonra delegelere “kabul ediyormusunuz” diyerek oylatılmaz. Oylaka açık değil kapalı oyla yapılır. Eğer kongrede konuşma sürelerine sınır konulması için önerge verilmişse bu önerge oya sunulur. Divan başkanı kendi kafasına göre “konuşma sürelerini beş dakikayla sınırlıyorum” diyemez çünkü böyle bir yetkisi yoktur.

            İşte ben bir önceki “Kilimli de öylesine bir kongre” başlıklı yazımda “Önce şunu sorayım Ali Aslankılıç parti tüzüğünü okumuş mudur? Çünkü; okumadığını divan başkanı olarak yaptığı hatalardan anlıyorum.” demiştim. Aslankılıç Çaycuma ilçe kongresinde divan başkanlığı yaparken ne kadar haklı olduğumu parti tüzüğünü okumadığını ortaya koymuş oldu. .

             Kendisini divan başkanlığına kim önerdi bilmiyorum, ancak Çaycuma'da örgütle sorunları olsa bile, yaptığı işler ile çok başarılı bir belediye başkanı varken Aslankılıç'ın divan başkanlığı önerisini kabul etmesi doğru değildi.  

            Söz Kilimliden açılmışken aynı yazımda altını çizerek ve bilerek Kilimli İlçe Kongresinde “Kendileri yönetime girerken eşlerini de il delegesi yapmayı ihmal etmemişler” diye yazmıştım. Bu cümleden alınanlar olmuş doğaldır. Eğer siyaset yaptığınızı sanıyorsanız bu tip hatalar yapmayacaksınız. Yine siyaset yaparken hata yaparsanız, bu hata eleştirilir,buna hazır olacaksınız. Eğer eleştirileri haksız ve yersiz yapılmışsam açıklama gönderirsiniz düzeltirim. Ben hiç bir kişinin  ailesini veya bir başka özel durumunu eleştirmem. Bu benim tarzım değildir.  Eleştirilmek istemiyorsanız ya doğru işler yapacak ya da  siyaseti bırakıp, evinizde oturacaksınız.

            Yine Kozlu da yapılan ilçe seçimlerinde il delegeliğine bir aileden dört kişi yazılmıştır. Bu duruma tepki gösterip sorulduğunda verilen cevap “başka kimse bulamadık” olmuştur. Kozlu da üye sayısı 750 cıvarındadır ve il delege sayısı 35 kişidir. Şimdi bu yanlışa yapılan doğrudur diyerek eleştirmiyelim mi?

 

            *****

            Ben bu satırları yazarken merkez ilçede kongresinde adayların konuşmaları bitti seçimlere geçildi. Bu güne kadar merkez ilçe seçimlerinde yaşananları çok yakından takip ettim. Ebru Uzun hariç her adayın yanında sevip saydığım arkadaşlarım var. Seçim öncesi yaşananları tasvip etmediğim ve bu işlere bulaşmamak için kongreyi beklemeden Perşembe günü Zonguldak'tan ayrıldım. Dilerim Zonguldak ve CHP için çok önemli gördüğüm Merkez İlçe seçimleri kazasız belasız atlatılır. Çünkü ortam haddinden fazla gerilmişti.

            Yine merkez ilçe kongresi öncesinde yerel basında  Zonguldak Belediye Başkan Yardımcısı Erhan Darende öne çıkan bir isim oldu. Kendisini çok fazla tanımam, yüz yüze geldiğimi hiç hatırlamıyorum. Sanırım kendiside beni tanımaz. Ancak CHP Genel Merkezinde görev yaptığın günlerde kendisi ile bir telefon görüşmesi yapmıştık. Darende Zonguldak Belediyesinde en çok eleştirilen kişilerin başında geliyor. Hatta kendisinin belediyeyi yönettiği iddialar arasında. Hakkında bir çok yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarınında olduğunu da belirteyim.

            Konu şu, Pusula Gazetesine göre;  Darende CHP Merkez ilçe kongresine açık açık müdahale ediyor. Darende delegeleri belediyeye çağırarak (!) Fikret Zaman'a destek vermelerini istiyormuş.İkna edemediği delegeleri ise Ebru Uzun'a yönlendiriyormuş.

 

            Benzer haberi Halkın Sesi gazetesi de yaptı.  Haberde “dört adayın yarıştığı seçimde Ebru Uzun'dan yana tavır koyan Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Başkan Yardımcısı Erhan Darende aracılığıyla üyelere baskı yapıyor” denildi.

            Her iki gazetenin iddiası doğruysa belediyede çalışan bir bürokratın parti üyesi değilken bu işlerin göbeğinde olması kabul edilemez bir durumdur ve gereği yapılmalıdır. Ancak ki gazetede farklı kişilere destek istendiği belirtilirken ortak isim Ebru Uzun'dur. Bence de Zonguldak Belediye başkanı Akdemir ve yardımcısı Darende Uzun'un ilçe başkanı olarak kalmasını ister. Ancak seçimi hangi aday kazanırsa kazansın Akdemir'e ve dolayısı ile Darende'ye hiç bir faydası olmayacaktır.

            Merkez ilçe kongresi öncesinde yaptıklarıyla öne çıkan isim bu nedenle Erhan Darende olmuştur, kongre sonrasında işi en zor kişi de kendisi olacaktır diye düşünüyorum.

 

            TURGUT GÜVEN

            Yayın Tarihi:17.12.2017