CHP kadın kurultayı 13.Şubat Cumartesi günü Ankara’da yapıldı.. Kurultay öncesi ve sonrasıyla, özellikle Kadın Kolları Genel Başkanlığına aday olan kişiler ile çok tartışılacak konuları da beraberinde getirdi.. Bu izlenimlerimi özellikle CHP’nin kadın üyelerinin dikkatli okumasını ve anlamasını dilerim..
Bir önceki kadın kurultayı 3.5 yıl önce yapılmıştı.. Mevcut Kadın Kolları Genel Başkanı Hilal Dokuzcan ve yönetim kurulu bu süre içinde mevcut kadın kollarını resmen bitirdi.. Bu iddiamı kadın kollarının bu günkü durumuna bakıp en iyi anlayacak olan yine CHP’nin kadın üyeleridir..
Hilal Dokuzcan kadın kurultayından bir süre önce istifasını genel başkana sundu.. Genel Başkanın “kadın kurultayına kadar devam edin ve öyle bırakın” önerisine rağmen istifasının yürürlüğe konulmasını istedi ve gitti.. Hatta kadın kurultayına bile gelmedi.
Gerekçesi neydi! Bilen yok..! Keşke başarısızlığı olsaydı.. Dokuzcan iki genel seçimde de milletvekilliğine adayı olmuş ancak aday yapılmamıştı.. İstifası için en mantıklı gerekçe bence buydu..
Dokuzcan’ın istifası sonrasında genel başkan kurultayı açma görevini Ankara milletvekili Şenal Sarıhan’a verdi.. Çünkü genel merkezde kadın kolları MYK üyesi de kalmamıştı.. Saruhan kurultayı açacak ve görevini seçilecek divana bırakacaktı..
Kurultay öncesinde bu gelişmeler yaşanırken Fatma Köse, Deniz Pınar Atılgan, Düriye Taş, Birsen Temir bir süre sonrada milletvekili Şenal Sarıhan kadın kolları genel başkanlığına aday oldu.. Atılgan ise kongrenin hemen başında adaylıktan çekildiğini açıkladı.
Genel Merkez aday olan bu kişilerin yetersizliğini görmüş olacak ki kurultaya 2 gün kala Bursa eski milletvekili Sena Kaleli’ye adaylık önerisi getirdiği gündeme düştü.. Kaleli bu teklifi bir gün sonra kabul etmediğini açıkladı..
Şimdi burada durup adayların geçmişlerini gözden geçirelim..
Fatma Köse Hilal Dokuzcan’ın MYK üyesiydi.. Düriye Taş partinin ve kadın kollarının çeşitli kademelerinden görev yapmış çalışmıştı.. Her ikisi de yıllar önce CHP’ye üye olmuş örgütten geliyorlardı.. .
Birsel Temir ise oldukça ilginç bir kişilik.. Yaşamı siyasi zikzaklarla doluydu.. 2007 yılında Mehmet Ağar’ın DP’sinden Ankara Milletvekili adayı, daha sonra Alevi dernekleri kurup başkan olmuştu. 2012 yılında CHP Ankara kadın kolları il başkanlığına aday olmuş ancak seçimi kaybetmişti.. 2015 seçimlerinde ise HDP’den Aydın milletvekili adayı olmuş sıralamasını beğenmeyince de bu partiden de ayrılıp CHP’ye dönmüştü.. Kurultayda destekçileri ODTÜ’li Birsen Temir tişörttü giyiyordu. Temir bu siyasi zikzaklara rağmen kendisini ”devrimci” olarak lanse etti..
Temir’in adını ben 2010 yılında şöyle duydum.. CHP Genel Merkezinde kadın kolları mevcutken, kendisinin hiçbir yetkisi ve görevi yokken kadın toplantıları yapmayı denemiş o tarihteki Kadın Kolları Genel Başkanı Zühal Samlı tarafından genel merkezden kovulmuştu..
Kurultaydan üç gün önce “Çağdaş Ses” gazetesine verdiği röportaj da kendisiyle ilgili belgeli iddiaları yalanlıyor “ben 15 yıllık CHP üyesiyim” diyebiliyordu..
Gelişmelerin bir başka ilginç yanı ise tüm bu siyasi zikzaklarına rağmen Temir adaylığı için gerekli imza sayısını partiye emeği geçmiş kadın delegelerde bulabiliyordu.. Tabi “Alevi kimliğini” kullanarak..
Kurultayın bir diğer ilginç adayı ise Şenal Sarıhan’dı.. Saruhan 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde Ankara’dan kontenjan adayı yapılmış ve milletvekili seçilmişti.. Yukarıda belirttiğim gibi genel merkez kurultayı açış görevini kendisine vermişti.. Sarıhan açış konuşmasından hemen sonra divan seçimi yaptıracak ve görevini teslim edecekti..
Ancak Sarıhan bu iyi niyetle verilen bu görevi lehine çevirmeyi çalıştı.. Milletvekili olduğu halde Kadın Kolları Genel Başkanlığına adaylığını açıkladı..
Sarıhan’ın böylece bir taşla üç kuş vurma düşüncesini, içinde saklı koltuk aşkını da açığa çıkarmış oldu..
Büyük Kurultayda Parti Meclisine (PM) aday olmuş ancak seçilememişti.. Eline şimdi bir fırsat geçmişti ve bunu iyi değerlendirmeliydi.. Kadın Kolları Genel Başkanı olduğunda hem PM’ye hem de Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantılarına katılma ve görüş bildirme hakkı kazanacaktı.. Böylelikle ön kapıdan giremediği yere arka kapıdan girmiş olacaktı..
Sarıhan’ın etik olmayan bir başka davranışı aday olduğunda kendisinin genel merkezin adayı algısının oluşacağını bilmesiydi.. Adaylığını açıkladığında bu algı istediği gibi oluştu da.. Ancak CHP Genel Merkezinin Sena Kaleli’ye adaylık önerisinin kulislere düşmesi bu algıyı yıktı..
Sarıhan bunun üzerine Kaleli’yi telefonla arayıp kutluyor ama “senin yüzünden adaylıktan çekiliyorum” da diyordu.. Oysa Sarıhan’ın bu etik olmayan davranışı sonrasında “genel merkez tarafından adaylıktan çekilmesinin istendiği” siyasi kulislere de düşürülüyordu..
Kaleli’nin görevi kabul etmemesi sonrasında Sarihan, adaylıktan çekilmediğini aday olduğunu açıkladı..
Sarıhan’ın koltuğa ulaşma aşkı bununla da bitmedi..
Kurultay’da dört aday kura çekimi yaparak konuşma sırası aldı.. Düriye Taş, Fatma Köse, Birsen Temir ve Şenal Sarıhan sırasıyla konuştu.. Saruhan konuşmasını bitirdiği anda Birsen Temir kürsüye gelerek Sarıhan lehine çekilme kararı aldığını açıkladı..
Kurultay kulisleri bu saatten sonra oldukça karıştı..
Çünkü Temir Saruhan’ın MYK listesinde de yer alıyordu.. Ve yaptığı konuşmada siyasi zikzaklarına hiç değinmediği gibi İstanbul örgütünü faşistlikle suçlamıştı.. Temir, MYK da yer alarak milletvekili olduğu için işi başından aşmış Saruhan’ın yardımcısı olacak Kadın kolları Genel Başkanlığını da tabi ki o yürütecekti..
Koltuk düşkünü iki kadının ortak bir başka noktası ise HDP sevgileriydi. Temir HDP’nin milletvekili adayı olmuş, Saruhan ise HDP’nin meclise taşıdığı akademisyenlerin eylemine “beyaz tülbent” takarak destek vermişti..
İşte bu ilginç adayların yarıştığı kongreyi Fatma Köse 222 oy alarak CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığı'na seçilen isim oldu. Milletvekili Şenal Sarıhan 208 oy olarak ikinci oldu ve Düriye Taş ise 68 oy aldı.
Ancak Kadın kollarında siyasi eğitim şart bu eğitim üstelik en acil bir şekilde yapılmalı.. Ayrıca kadın kurultayı üç gün olmalı..
Bu soruların nedenleri ve Kurultayın Zonguldak yansımalarıyla ilgili yazımı yarına bırakalım..
TURGUT GÜVEN