DEĞİŞEN ANAYASA DEĞİL BAL GİBİ REJİMDİR.!

 

Bir önceki yazımın son kısmında “AKP’li milletvekilleri özgür değil” diye yazdım. Bakın bu sözü sarf etmemin birçok nedeni var, yazayım.

Ülkemizde yeni anayasa değişikliği teklifi Başbakan Binali Yıldırım ve 316 AKP’li vekilin imzasıyla TBMM Başkanlığına sunuldu.

Bu sadece sıradan bir anayasa değişikliği değildir. Bal gibi bir rejim değişikliğidir.

Kısa ve öz, mevcut anayasamızda ki Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinin tek elde toplanması demektir ki bu tek adam rejimini dolayısıyla diktatörlüğün yolunu açar.

Bizim gibi parlamenter sistemle yönetilen ülkelerde tek başına iktidarlar bile “milli irade beni seçti ben ne dersem o olur” düşüncesiyle demokrasiyi zorlamış, diktatörlüğe yönelmiş ve sonu hüsranla bitmiştir. AKP’li politikacılarda böyle demiyor mu?

1950’de Adnan Menderes, 1965’te Süleyman Demirel, 1983’de Turgut Özal tek başına iktidara gelmişler ve her seferinde ülkeyi uçuruma sürüklemişlerdir. 1960 ve 1980 askeri darbelerin nedenlerinden biri siyasilerin bu tutumlarıdır. 15 Temmuz FETÖ kalkışması ise farklı bir çıkar kavgasının ürünüdür.

Bu gün tek adamlığa gitmemizin sebebi tek bir kişinin zorlaması ve günü geldiğinde yargının elinden kurtulma isteğidir.

TBMM sunulan anayasa değişikliği komisyonda görüşülüyor. Anayasalar toplumların uzlaştığı metinlerdir ve tüm toplumu ilgilendirir.

Bugünkü görüşmelerde CHP Milletvekilleri anayasa değişikliğinin görüşüldüğü komisyon toplantılarının televizyondan naklen yayınlanmasını istediler. Bu talep AKP oylarıyla reddedildi. Değişecek maddelerin neler olduğunu, milletvekillerinin konu ile ilgili neler dediğini halktan kaçırmaya ne gerek var.

Demek ki AKP, aynı imza atan Milletvekilleri gibi halk Anayasa konusunda bilinçlenmeden “evet” oyu versin istiyor.

Bakınız ülkemiz ilginç günlerden ve tartışmalardan geçiyor. AKP’li 316 vekil anayasa değişikliğine imza atmış. Bunların içinde Zonguldak’ın üç AKP’li milletvekili de var.

Faruk Çaturoğlu ilk imzayı atanlardan, Anayasa değişiklik metninin arkasındaki listenin 11.sayfasının 15.sütününa, Özcan Ulupınar 12.sayfanın 13.sütününa, Hüseyin Özbakır 14.sayfanın 12.sütününa imzalarını atmış. 

Ne var bunda diyenleriniz olabilir. Şu var!

Yukarıda “AKP’li milletvekilleri özgür değil” yazdım. Birçok nedeni olduğu gibi en önemlisi ise bu! Zonguldak’ın AKP’li üç milletvekili, diğer 313 milletvekili gibi anayasa değişiklik metnini okumadan, nasıl bir değişiklik getireceğini bilmeden imzaladılar.

İşte bu nedenle AKP’li milletvekilleri özgür değil, kendi özgür iradeleri ile hareket etmiyorlar ve bu ülkeyi uçuruma sürüklüyorlar.

İmza atan Milletvekilleri anayasa değişiklik metnindeki bazı maddelerine itiraz ettiler. Çünkü Anayasa değişiklik maddelerini çok sonra gördüler.

Anayasa değişiklik teklifi maddelerini gerekçeleri ile inceliyorum. Enteresan maddeler var.

İkisini sizlerle paylaşayım.

Madde 78. “TBMM üyeliğinin düşmesi, düşürülmesi, ölüm ile diğer boşalma hallerinde boşalan üyelikler aynı siyasi partinin yedek milletvekilleriyle doldurulur” diyor.

AKP’li milletvekilleri imza atıktan sonra bu maddenin kaldırılmasını istedi. Neden biliyor musunuz? Yedek milletvekilleri bizi öldürür ve yerimize geçer düşüncesiyle. Halk için değil yani, kendi gelecekleri için. 

Mevcut Anayasanın 101 maddesi, “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği sona erer “ diyor.

Bir diğeri.

Yeni Anayasada Cumhurbaşkanlığının tarafsızlığı kaldırılıyor. Gerekçesinin son kısmında şu deniyor. “Cumhurbaşkanın herhangi bir partiyle ilişkisinin olması, onun görevini yerine getirirken taraflı olacağı anlamına gelmemektedir. Esasen demokratik hukuk devletlerinde kamu adına görev yapan seçilmiş veya atanmış tüm yöneticiler görevlerini kamu hizmetinin gerektirdiği tarafsızlık ilkesine uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdürler.”

Şu anda görev başındaki Cumhurbaşkanı mevcut anayasanın 101 maddesine göre seçildi değil mi. Yani tarafsız olması gerekiyor. Tarafsız mı?

Anayasadan kendisini bağlayıcı hüküm olduğu halde tarafsız davranmaya biri bu madde kaldırılma gerekçesine “Cumhurbaşkanın herhangi bir partiyle ilişkisinin olması, onun görevini yerine getirirken taraflı olacağı anlamına gelmemektedir” demek nasıl bir anlayışın ürünüdür.

Üstelik AKP’nin Anayasa değişikliği gerçekleştiğinde bu ülkede hiç kimse demokratik hukuk devletinden bahsedemez. Çünkü gelecek rejimin adı bal gibi diktatörlüktür.

 

TURGUT GÜVEN