CHP'de delege seçimleri ilçelerde devam ediyor. Çaycuma ve Kozlu ilçe seçimleri bu hafta sonunda tamamlandı. Önümüzdeki haftalarda Kilimli ve Merkez ilçede delege seçimleri tamamlanıp Ekim ve Kasım aylarında ilçe kongreleri yapılacak.

            Delege seçimleri aynı zamanda özellikle CHP'de parti içi kavgaların fitilini  ateşliyor. Çünkü ilçe örgütleri parti tüzük ve yönetmeliğine uygun delege seçimleri yapmıyor, yapamıyor.

            CHP üst yönetimi tüzük değişikliği yaparak mutlaka delege seçimlerini kaldırmalı.

            Nasıl mı?

            Çok basit!           

             İlçe kongrelerini üyelerle yaparak! İlçe kongresinde il delegelerini çarşaf liste ile seçerek.

            Şimdi ilçe kongresinde de anahtar liste çalıştırılır diyenlerinizin olduğunu tahmin ediyorum. Onun da önlemini almak çok kolay. Disiplin suçlarına “anahtar liste hazırlamak kesin ihraç sebebidir” maddesi eklenir.  Kongrelerin tamamında üye iradesini ipotek altına almak için anahtar liste hazırlayanları kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edersin olur biter. 

            Bakınız bu delege seçimleri sonrasında ilçe ve il kongreleri, peşinde kurultay yapılacak.Tüm

örgütler yeniden seçilecek ve bu örgütler muhtemelen 2019 yılında yapılacak ülkenin en önemli yerel, genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iş başında olacak.

            Delege seçimlerinin iç kavralara hatta bölünmelere neden olduğunu sürekli yazdık çizdik. Kongre süreçleri sonrasında bölük pörçük bir yapı ile ülkenin en önemli üç seçimine gireceğiz. Bu yapıyla sonuç ne olur sizce! Bölünmüş parçalanmış bir ordu ile savaş nasıl kazanılır!

            Ayrıca kongreler sonunda yapılacak kurultay sürecinde eğer CHP Genel Başkanı koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu tekrar Genel Başkanlığa aday olacaksa bir çok parti üyesi istifa edebilir. Çünkü kimse bir daha seçim mağlubiyetinin parçası olmak istemeyecektir. Dilerim Kılıçdaroğlu tekrar aday olmayarak partinin önünü açar.

            Bekleyip göreceğiz.!

            PARA İLE DEMOKRASİ!           

            Zonguldak Merkez ilçe onca talebe ve israra rağmen delege seçimlerinin büyük bir kısmını ilçe binasında yapacak. İtirazlar sonrasında Genel Merkez nasıl karar verir bilemem. Böylelikle en az iki yıl sürecek iç kavganında fitili de ateşlenmiş olacak.  

            Delege seçimlerini mahallelerde yapma talebini dile getiren ve yoğun çaba harcayanlardan biride Milletvekili adayı Deniz Yavuzyılmaz.

            Merkez ilçe kararını açıklayıp 10 mahallede sandık kurma 9 mahallenin delege seçimini ise merkez ilçe binasında yapma kararı almasına yapılan itirazlar sonrasında il başkanı Ahmet Altun paramız yok yapamayız demişti.

            Bunun üzerine Yavuzyılmaz bu mahallelerin seçim masraflarını ben karşılıyorum açıklaması yaptı.

            İçlerinde benimde takip ettiğim bir kaç kalem “ Bu ne terbiyesizliktir? Bu ne rezilliktir? Siz kim oluyorsunuz da üyesi olduğunuz parti için bunları medyada reklam yapıyor, böylesi bir reklamdan kendinize siyasi ikbal bekliyorsunuz?” gibi tepkiler gösterdi.

            Kimse kusura bakmasın ama bu açıklama geçmişte yaşananları  bilmediğinden ve bilgisizliğinden kaynaklanıyor.

            Önce ideal olanı yazayım. Partinin ekonomik gücü üyenin aidat ve bağışları ile sağlanmalıdır. Cebi dolu, cüzdanı şişkin olanların ekonomik gücü partiyi ele geçirmemesi için bu şart. Ancak 94 yıllık CHP hala bu sistemi kuramamış, partide aidat ödeyen üye ile ödemeyen üye arasında bir farkta kalmamış. Yöneticilerde üye aidatından çok aday olan kişinin cebine bakıyor. 

            Şimdi gelelim işin özüne!

            7 Mart 2015. Zonguldak'ta ön seçim tarihi olarak belirlendi. Ön seçim örgüt denetiminde ve üyelerle yapılacak. O tarihlerde il Başkanı Ertuğrul Koltuk. Ön seçimi il başkanlığında yapılacağını açıklıyor. Yavuzyılmaz; “il başkanlığında ön seçim yapmanın fiziken mümkün olmadığını, Camlı Köşk'ü tutalım” önerisine, Koltuk'ta aynı bu gün Ahmet Altun gibi “paramız yok tutamayız” cevabını veriyor.

            Camlı Köşk tutuluyor ve seçim orada bile güçlükle yapılıyor.

            Camlı Köşkün parasını kim veriyor? Bu güne kadar hiç bir yerde yazılmadı o günlerdeki yöneticilerde açıklamadı, ben yazayım; masrafları Deniz Yavuzyılmaz ödüyor. 

            Camlı Köşkün parasını ödediği için ön seçimde avantaj yakaladı diyeni de hiç duymadım.

            Başka; Adalet yürüyüşü finali İstanbul Maltepe'de miting var. Gitmek gerek para yine yok. Yavuzyılmaz “üç araç benden” diyor. Parti üyeleri binip İstanbul Maltepe'ye mitinge gidiyor.

            O günlerde kimse ortaya çıkıpta “ Bu ne terbiyesizliktir? Bu ne rezilliktir?” gibi gereksiz sözler sarf etmemişti. Yavuzyılmaz da bu masrafları ben çektim diye övünmemiş, bu durumdan faydalanmaya kalkmamıştı.

            Eğer bir İl Başkanı “paramız yok parti içi demokrasiyi yerine getiremiyoruz ” anlamına gelen açıklamasını hoşgörü ile karşılayıp “ masrafları ben karşılıyorum” diyeni yerden yere vurup itibarsızlaştırmak hatta “terbiyesizlikle” suçlamak doğru bir davranış ve tavır değil.

            Taraf olmayan ve olaya objektif baktığını iddia edenler “para bulduğunda tüzüğe ve yönetmeliğe göre seçim yapacağını” açıklayan il başkanının o koltukta bir dakika bile oturma hakkı yoktur diyebilseydi.

            Yoksa CHP'de demokrasinin parayla sağlandığı günlere geldik de bizim mi haberimiz yok!

 

            TURGUT GÜVEN

           Yayın Tarihi.25.09.2017