İKİ BAŞKAN ÖZDEMİR VE GÜNEŞ.!

 

Kilimli eski Belediye Başkanı Seçkin Özdemir altı yıldır sürmekte olan “hurda hırsızlığı” davasından 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

O günlerde bu hırsızlık çok konuşulmuş ve tartışılmıştı. Her şey o kadar açıktı ki, bir tek suçun failleri “biz yaptık” demiyordu.

Özdemir hakkında onlarca yazı yazmış biri olarak dün mahkeme kararını öğrendiğimde inanın iki nedenle içim acıdı.

Birinci neden şu! Mahkeme kararı onanırsa Özdemir’in memuriyet hayatı ve geçmişi yok sayılacak. Tabiri caizse muhtar bile olamayacak. Mahkeme kararı ile alnına yazılan kendisinden sonraki kuşaklara taşınacak kara bir lekeyi miras olarak bırakacak. Bu anlamıyla ceza oldukça ağır.

İkinci neden ise şu; 2008 yılının Eylül ayında Ankara’daydım. Şimdi aramızda olmayan rahmetli Cevat Türkoğlu ağabey aradı ve “yanımda Doktor Seçkin Özdemir var. Kilimliden CHP belediye başkanlığına aday olmayı düşünüyor, bende kendisine Kilimli de çeşitli partili arkadaşlarla görüşmesini öğütledim, saydığım kişiler arasında sende varsın, telefonunu kendisine verdim geldiğinde ara seninle de görüşecek” demişti.

Özdemir’i Doktor olarak biliyor ancak çok fazla tanımıyordum, ortak arkadaşlarımdan bazılarını arayarak nasıl biri olduğunu öğrenmeye çalıştım. Olumlu görüş bildirende olmuştu. Ancak birinin dediği hala aklımdadır. “Güçlü kimse ve hangi partiden garanti kazanacaksa orada olur “ demişti. Ve haklı çıktı..

Sanırım bir hafta sonra Zonguldak’a döndüğümde Seçkin Özdemir soluğu çoktan AKP’de almıştı.. Mart 2009’da yapılan yerel seçimi kazanarak kağıt üzerinde belediye başkanı oldu..

Kağıt üzerinde diyorum ne demek istediğimi anlatmak için sadece bir anımı yazayım.. Eski MTA kampına yapılan apartmanda Kilimli Belediyesine ait dört lojman vardı.. Bu lojmanlardan biri başkan Özdemir tarafında CHP’lerin sempatisini kazanmak amacıyla eski belediye başkanlarından Mehmet Alaca’ya yaşadığı sürece sembolik bir kira karşılığı verilmişti. (sonrada bilgi dahi verilmeden aniden satılıp boşaltılması istendi) Diğer üç lojmanın anahtarı Özdemir’in şehir dışında olduğu bir gün belediyeden alınarak Demir Medya çalışıp köşelerinde “ahlak satan”, “söz de gazetecilere” tahsis edilmişti.

Bu olayı Karaelmas Haber internet sitesinde yazıp yayımladıktan yarım saat sonra Rahmetli Harun Ersoy ağabey beni telefonla arayıp “yazdığın doğru mu?” diye sormuştu. Evet, doğru demiş ve yazamadığım diğer detayları da kendisine anlatmıştım.

Şimdi bunları neden yazma ihtiyacı hissettiğime gelince. Eğer Özdemir CHP’de kalıp seçimi kazansaydı belediye başkanlığı yaptığı dönemde ve sonrasında başına gelenlerin tamamını yaşamazdı. Ayrıca Belediye başkanı kendisi olurdu..

Belediye Başkanı olurdu diyorum çünkü 2009-2014 yılları arasında Kilimlide Özdemir’in Belediye Başkanlığı kâğıt üzerineydi. Aslında Kilimlide belediye başkanı herkesin bildiği ve yukarıda anlattığım lojman olayındaki gibi kısa boylu bir iş adamıydı. O nedenle Özdemir’in başkanlığının kâğıt üzerinde olduğunu yazdım. Kendi iradesiyle  belediye başkanlığı ne yazık ki yapamadı, yaptırmadılar..

Aklınıza şu gelebilir; Kilimli Belediyesi şu an CHP’nin elinde olumsuz hiçbir iş olmuyor mu? İster beğenin, ister beğenmeyin CHP’nin diğer partilerden tek farkı içinden yamuk adamlar olsa da ruhunda otokontrol sistemi mevcuttur.. Özdemir döneminde olduğu gibi Kilimli veya CHP yönetimindeki belediyelerde yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığında bilgi sahibiysem ilk yazacak kişi benim. Zaten yanlış yapılan ne varsa yazıyorum da. En önemlisi ise şu, CHP üyesinin büyük çoğunluğu yolsuzluk ve usulsüzlüğü savunmadığı gibi üzerinde oturmayı asla kabul etmeyip tepki gösterir.

Belediye başkanlığı döneminde yazılarımla Özdemir’in başını ağrıttığımı biliyorum. Hakkını yemekte istemem. Yazdıklarım nedeniyle bir kez bile beni aramadı, şimdikiler gibi tepki göstermedi.

İşlenen suçların kimsenin yanına kâr olarak kalmamasını isteyen biri olarak mahkeme kararına Özdemir’in yakınları adına üzüldüğümü belirtmek isterim..

GÜNEŞ HANIMEFENDİ..!

Konu belediye başkanından açılmışken Saltukova Belediye Başkanı Zerrin Güneş’ten bahsetmeden olmaz.

Hanımefendi beldesini ışıklandırmaya başlamış. Benzer ışıklandırmayı yukarıda başına gelenleri yazdığım eski Kilimli Belediye Başkanı Seçkin Özdemir’de yapmıştı. O günlerde Kilimli pavyon ve gece kulübü caddesine dönüşmüştü. Hatırı sayılır bir parada hiç gereği yokken harcanmıştı. Şimdi o ışıklandırmalardan kalan ve yanan tek ampul yok.  Çünkü bu aydınlatma yöntemi dış aydınlatmalarda uzun ömürlü değildir sadece makyajdır. Bu gibi çalışmalar halkın parasını çarçur etmektir ve göz boyamadan öteye geçmemiştir.

Ayrıca bu aydınlatma ile ilgili yapılan ihaleden pis kokular geliyor hanımefendi takibimde bilgisi olsun.

Ancak konu bu değil!

Hanımefendi CHP’den kesin ihraç isteğiyle il disiplin kuruluna sevk edileceğini 22 Ekim tarihinde Çaycuma ilçe danışma toplantısında yapılan açıklamalardan anlayınca CHP’den istifa etti. Şunu da belirteyim AKP’ye geçmek için flört devam ediyor.

İstifa sonrasında CHP’nin Zonguldak Milletvekilleri yaptığı açıklamalarda kendisini uyardıklarını, yardımcı olmak istediklerini, ancak kendisinin mesafeli durduğunu, AKP’li siyasetçilere daha yakın durmayı tercih ettiği gibi açıklamalarda bulundular.

CHP’den neden ayrıldığına konuyu bilmeden üzüldüğünü belirten aynı kafadaki partili kadınlarda olmadı değil!

İstifası sonrasında partili partisiz birçok kişi açıklamalar yaptı, hatta hanımefendinin sosyal medya hesabında yağ kokan yorumlarda yazıldı.

Hanımefendiye istifasının nedeni sorulduğunda “bu konuda gelecek günlerde açıklama yapacağım” cevabını vermişti.

                Hanımefendinin istifasından bu güne 48 gün geçti. Sözünü verdiği açıklamadan ise bu güne kadar basına ve kamuoyuna tek kelime edebilmiş değil.

                İstifa ile ilgili bir açıklama neden yapmadı, daha doğrusu yapamadı!

                Bana göre haklılığı yok. Suçlular her zaman güçlü olma cesaretini işte böyle bulamıyor.

                Bir önemli konu ise şu!  CHP içinde kadınların her zaman aktif siyaset yapmasından yanayım. Kadınların bulunduğu ortamda doğal bir resmiyet oluştuğuna inanırım. Olmamaları eksikliktir diye düşünürüm. Ancak Hanımefendi CHP içinde siyaset yapan kadınlara çok kötü bir örnek oldu. Dilerim CHP’de siyaset yapan ve yapmayı düşünen kadın arkadaşlarımız bu kötü örnekten etkilenmez, moralleri bozulmaz.

                Son olarak şunu da yazayım. 23 Kasımda Saltukova’ya uğradım ve ana caddeye yapılan ışıklandırmaları ve kaldırım kenarlarına çakılan trafik babaların o gün gördüm.

                Saltukova’da CHP’li arkadaşlarla fırsat buldukça görüşüyorum. Hanımefendinin CHP’den istifası sonrasında yaptığımız görüşmelerde yüzlerine renk gelmiş, moralleri yükselmiş olduklarını gördüm.  Adeta sırtlarında taşıdıkları bir yükten kurtulmuş gibiydiler.

                Durum bu, hanımefendi açıklamasını dört gözle bekliyoruz.

 

                TURGUT GÜVEN