“Yaklaşık 100 yıl boyunca bu ülkenin özellikle de eğitim alanında sirayet etmiş Kemalist ruhu, Kemalist ideolojiyi müfredatımızdan ciddi bir şekilde arındırıp medeniyet değerlerini içselleştirmiş bir müfredatı bu ülkenin en büyük sivil toplum teşkilatı olarak ortaya koymamız gerekiyor. Bakanlık ve siyaset üzerinde ciddi bir baskı unsuru olarak da bunu takip edip üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor ve inşallah içimize yolculuk konusunda da ulaşabileceğimiz bütün alanlara ulaşıp bu mücadeleyi sürdüreceğiz.”

Bu sözleri sarf eden AKP'ye yakınlığıyla bilinen Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim- Bir- Sen) Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum. Sendikanın Burdur il divan toplantısında yaptığı bu konuşma aynı sendikanın Burdur Eğitim- Bir- Sen Şube Başkanı Murat Bulut’un çok hoşuna gitmiş olmalı ki Atilla Olçum’a plaket vermiş..

Bu konuşma 26 Mart tarihinde basına düştü.. O tarihten itibaren bu densizliğe tepki gösterecek Atatürkçüleri  takip ediyorum.. Tüm ülkede bir kişi hariç tık yok..

Ne ADD, ne rakip sendikalardan, ne STK’lardan, ne CHP, ne başka birinden..!

Sadece Zonguldak Eğitim-İş şube Başkanı Metin Kahveci yazılı bir açıklama yaptı..  Kahveci açıklamasında:,

“Bir ülkenin kurtarıcısına karşı söylenen bu sözler ahlaki kuralları yok saymış, iyilikten nasibini almamış, tamamen nankörlük içeren, yediği kabı kirletenler, onurlarını Vahdetinin yoluna kurban edenlerin marifetleri ise son günlerde yürüttükleri ulu öndere karşı düşmanlık politikalarıdır. LANETLİYORUZ! VE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ !” dedi..

Eğitim İş Şube başkanını haklı bu davranışı nedeniyle kutluyorum..

Gelelim işin özüne..!

Söz konusu sendika ülkemizde “sarı sendika” nasıl olur sorusunun en çarpıcı cevabıdır.. Hatta bu sendika sapsarıdır.. Renk analizi defalarca ve belgeleriyle kamuoyuna ispatlanmıştır..

Bu tespite şu an sendikanın değil üyesi, yönetim kurullarında görev yapanları bile itiraz edemez.. Çünkü itiraz ettiklerinde beslendikleri siyasi iktidarın hışmına uğrayacaklarından korkarlar.. 

Aynı sendika başkan yardımcısının da açıkladığı gibi Mustafa Kemal Cumhuriyetinin yıkılması için karşı devrim sürecinin başlatmış olan siyasi iktidarının en büyük işbirlikçilerinden biridir. 

Bu ülkede karşı devrim sürecinde atılacak geri adımların, törpülenecek  Cumhuriyet kazanımlarını “siyasal iktidarın eline tutuşturduğu açıklamalarla” bu sendika gündeme taşır..

Söz konusu sendika Eğitim iş kolunda en çok üyesi bulunan sendika olduklarını açıklar..

Peki, bu sendikanın üyeleri kimlerdir..!

Yukarıda başkan yardımcısının yaptığı açıklamaya daha doğrusu “densizliğe” bildiğimiz tanıdığımız üyeleri katılıyorlar mı?

Bu sendika üyelerinin tamamı Atatürk’e düşmanlık besleyebilir mi?

Söz konusu üyeler karşı devrim sürecinde laik demokratik sosyal hukuk devleti kazanımlarına gerçekten karşı mıdır?

Bu ve buna benzer soruları çoğaltmamız mümkün..

Yine bu sorulara sendika üyelerinin bir çoğunun vereceği cevap merak konusudur..

O halde bu sendika eğitim iş kolunda neden en çok üyeye sahiptir..!

Bu sorunun cevabı “kişisel çıkar ve mevki makam koltuk aşkıdır” ..

Çünkü çok iyi biliyorum ki, eğitim iş kolunda, benimde tanıdığım  bu sendikaya üye olup makam , mevki, tayin bekleyen bir çok menfaatçi var..

Yine bu sendikaya üye olduktan hemen sonra hedefine ulaşmak için eşinden türban takmasını isteyen kişiler var..

Eğitimciler yukarıdaki kişisel çıkarlara binlerce örnek verebilir..

İşte bu kişilere sormak isterim, mevki ve makam için, Eğitim Bir Sen’e üye olarak karşı devrim sürecine destek oluyorsunuz, mutlu musunuz.?

Tüm bunların dışında eğitim iş kolunda menfaat ve kişisel çıkar peşinde koşan bu üyeler ne acıdır ki çocuklarımızı teslim ettiğimiz öğretmenlerdir..  Öğretmeninin bu davranışını doğru zanneden öğrencilerin yaşadığı ülkenin geleceğini düşünebiliyor musunuz?

Şimdi üyelerinin hak ve menfaatlerinden çok, kişisel çıkarcıların örgütlendiği bu sendika siyasi iktidarın gölgesinde “kurucu iradeye, Kemalist ideolojiye” meydan okuyacak öyle mi?

Geçtiğimiz günlerde Akademisyenlerin açıklamalarını “düşünce özgürlüğü” kapsamında değerlendirmeyen Cumhuriyetin Savcıları bu açıklama karşısında neredesiniz?

Ya bu akademisyenleri “teröristlikle” suçlayan Başbakan, Cumhurbaşkanı..!

 Atatürkçülükten bahsedildiğinde mangalda kül bırakmayanlar, sizi bu densizlik karşısında görev başında olmanız gerekmiyor mu?

Mustafa Kemal’in iki eserinden biri olan CHP’nin yöneticileri, ya siz..! Söyleyecek tek kelimeniz de yok mu?

Atın ölü toprağını üzerinizden, yobaz iktidarı arkasına almış “hedef 2023” diyor.. Uyanın artık 2023 Atatürk Cumhuriyetinin yıkım tarihtir..

 

TURGUT GÜVEN