Geçtiğimiz Perşembe günü (14 Eylül) Zonguldak Kent Konseyi seçimleri yapıldı. Seçimleri görevde bulunduğu süre içinde Zonguldak'ta tek bir çakılı çivisi, gelecek için projesi olmayan M. Yesari Sezgin 100 oy alarak kazandı.
Kent Konseyi ile ilgili yazacak, söylenecek çok olumsuzluklar var. Gelecek günlerde fırsat buldukça bu konulara değineceğim. Şimdi yazılacak ve konuşulacak konu Perşembe günü yapılan seçimlerdir.
Hep kendime sormuşumdur bu ülkede demokratik bir seçim ne zaman yaşayacağız diye! Ne ülkede yapılan genel, yerel, referandum, hatta bir dernek seçimlerinde bile hile yapmayı, rakimizden avantajlı girmeyi alışkanlık haline getirdik, doğru kabul ettik. Hileli seçimler kazanıyoruz ama vicdanımız rahat. Bu durum bana tuhaf geliyor.
Perşembe günü yaplan Kent Konseyi seçimleri ise Yesari tipi seçim hilelerine şahit olduk.
M.Yesari Sezgin Kent Konseyi oyuncağını elinden kaçırmamak için Yürütme Kurulunda bulunan (9 kafadarı ile) 7 üyenin bilgisi dışında çalışma gruplarını fesh etmiş veya başka isimler altında yeniden kurmuş, yeni kişiler atamış. Üstelik böyle bir yetkisi olmadığı halde, ayrıca bu fesh ettiği çalışma gruplarına bilgi vermeden, onlarla konuşmadan.
Gecekçesi ise aktif olmamaları. Bu suçlamayı yapan M. Yesari Sezgin'in başında bulunduğu Kent Konseyi acaba ne kadar aktif. Bu şehirde çakılı bir tek çivisi var mı? Çalışma gruplarını aktif hale getirmekte Kent Konseyi Başkanının görevleri arasında değil mi?
Çalışma grubunu fesh edip konsey seçimlerinde oy kullanma haklarını elinden alarak, yeniden işine gelen oyunu alacak kişileri seçimden iki ay önce atamanın dilimizdeki adı üç kağıtcılıktır, sahtekarlıktır.
Eğer çalışma gruplarından bir verim alamıyorsan neden seçimlere iki ay kalana kadar beklendiği sorusunu M.Yaseri Sezgin'e ve o kararın altına imza atıp tekrar yürütme kuruluna giren kafadarlarına sormak gerekli. Çünkü konsey seçimleri sonrasında çalışma grupları zaten yenilenecekti. Amaç net belli, oy alamayacağı çalışma gruplarını temizlemek.
Genel Kurul baştan sona usülsüzlüklerle doluydu.
Genel Kurul saat 10.00 da değilde neden 14.00 de başladı! Genel Kurulda üyelere neden söz hakkı verilmeyip oldu bittiye getirildi! Mevcut KonseyinYürütme Kurulunda bulunan ve Yürütme Kuruluna tekrar aday olan Nihat Aygün'e neden divan üyeliği verildi. Yürütme Kurulunda olduğunu bildiği halde divandaki görevine neden devam etti.! Oy kullanan üyelerden hiç birine kimlik sorulmaması ise bir başka usülsüzlüktü.
Bu yanlışlara ve usülsüzlüklere birde Nihat Aygün'nün oy kullanma süresinde mikrofonu eline alıp gereksiz konuşmalarını ekleyiniz.
Bir başka ve önemli usülsüzlüklerden biri de seçimde oy kullanacakların listesinin Kent Konseyi Başkanlığına aday olan Ekrem Murat Zaman'a bir gün önce verilmesiydi.
Ekrem Murat Zaman seçildiğinde Yürütme Kuruluyla birlikte yapacağı projelerden bahsederken M.Yesari Sezgin'in böyle bir çalışması yoktu. Genel Kurulda görevde bulunduğu yıllar içinde tek bir çalışmasından bahsedememesi kayda değerdi.
Üyelerden birinin “iki sene içinde ne yaptın onun anlat” sorusuna cevap bile veremedi.
Kent Konseyi Zonguldak'ta diğer illere bakıldığında emekleme döneminde. Sadece M.Yesari Sezgin'in sıçrama tahtası olmuş. Beyefendi Konseyi Başkanıyken TTK'da Daire Başkanı yapılıvermiş. Basına yaptığı açıklamalarda ise aklından geçmeyen projelere sahip çıkmış ve yüzü dahi kızarmadan “bunları ben yaptım” diyebilmiş.
İşte Kent Konseyi seçimlerinde “bindirilmiş kıtalar” bu şahsı yine seçti! Bindirilmiş kıtaları yönlendirenlerse başta AKP örgütleri, Valilik ve TTK Genel Müdürlüğüydü. Zonguldak Belediye Başkanı ise gizli destekçiydi. Bu gizli desteği anlamak için Kent Konseyinin sekreterine bakmak yeterli. Akdemir'in vekalet verdiği Başkan Yardımcısı Erhan Darende oy kullanmaya bile gerek görmedi.
Yürütme kuruluna yeni seçilen üstelik Prof. Üvanı taşıyan Hakan Kutoğlu'nun M.Yesari Sezgin hakkında olumsuz söylemlerinden sonra listesinde nasıl yer aldığını anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Bir önceki Yürütme Kurulunda yer aldığı dönemde M.Yesari Sezgin'in aktif olmadığı için istifa etmeyi düşünen, hakkında bir çok olumsuz sözler sarf eden Melahat Çöğendez'in Yürütme Kurulunda yeniden yer alması kendisini yakından tanıyanları hiç şaşırtmadı.
Altını çizerek ve bilerek yazıyorum. Zonguldak dışında hiç bir ilde Kent Konseyi bu kadar pasif değil. Yine altını çizerek yazıyorum, Belediye farklı bir düşüncede, Kent Konseyi Başkanı ve Yönetimi farklı bir düşüncede bir başka yer bulamazsınız.
M.Yesari Sezgin gibi bir AKP'linin ve Yürütme Kurulunun tekrar seçilmesi Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir'in pasifliğinden beceriksizliğinden kaynaklanmaktadır. Akdemir'in demokrasi anlayışında Kent Konseyi yoktur. Kent Konseyi onun için bir angaryedir, M.Yesari Sezgin'de aynı görüşe sahip olduğu için ortak düşüncede buluşmuşlardır.
Gelelim işin özüne.! Kent Konseyi Çalışma Yönergesi üçüncü bölüm, Kent Konseyi Başkanı Madde 11- (2) Kent Konseyinin Başkanının seçimi için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısını salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır. Üçüncü oylamada en fazla oyu alan aday, başkan seçilmiş olur. Oylamanın nasıl yapılacağına Genel Kurul karar verir diyor.
Çalışma yönergesi açık ve net. Birinci oylamada seçilmek için üçte iki yani 127 oy, ikinci oylama da salt çoğunluk, yani 95 oy gerekli. M.Yesari birinci oylamada 100 aldığına göre ikinci oylama yapılması gereklidir, ancak bu oylama yapılmış değil.
Ayrıca seçimlerin nasıl yapılacağıyla ilgili Genel Kuruldan bir kararda alınmış değil, ancak başkan adaylarının anlaştığı söyleniyor. Başkan adayları Genel Kurulun vermesi gereken kararı vermişlerse bu ve çalışma gruplarını kapatma kararı yok hükmündedir. Bu durumda Kent Konseyi seçimlerinin yenilenmesi gerekir.
Sonuç olarak Kent Konseyi seçimlerinde kaybeden Zonguldak olmuştur. Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ise kendisine kına gönderilmeyi fazlasıyla hak etmiştir.
TURGUT GÜVEN
Yayın Tarihi:17.09.2017