Bir dostum şimdi epey uzakta, mesaj göndermiş!
Mesajında; “Partide bunlar olurken CHP üyeleri neredeydi, kadına el kaldıranın elini kıracak adam kalmadı mı” diye sormuş.
Bir diğeri “su kurnazı diyorsun bazılarına, anlamını yaz sonra yanlış anlarlar, birde kim olduğunu söyle de bilsin insanlar” demiş.
Her ikisi de haklı değil mi?
Partide yaşananlara karşı çıkan duyarlı partili sayısı ne yazık ki çok az. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışı ne yazık ki CHP içinde de geçerli, dedim.
Su kurnazı; “ufak hesaplar peşinde olan insan türüne dair kullanılan tabirdir.” Hatta “kendinden başka herkesi aptal sanıp kandırabileceğini zanneden, arkadan dolap çeviren kişi” tarifi yaşananlara daha uygun düşer, dedim.
Kimler mi? Henüz erken daha yazacak yaşanmışlıklar var. Şimdiye kadar yazdıklarımdan “su kurnazlarının” kim olduğunu parti üyeleri zaten anlamıştır. Bende saklayacak değilim zaten.
Diğer mesaj gönderip yazı siparişi verenleri ise dikkate almaya değmez. Ayrıca ısmarlama yazı yazmıyorum.
Konuya kaldığımız yerden devam edelim.
Önceki yazılarımda iki kadının zorlar istifa ettirilmesinden bahsettim. İlçe Bilişim sorumlusu Sonnur Aydoğan’ dan sonra İlçe Kadın kolu başkanı Aysel Çakır da istifa etmek zorunda bırakıldı. Aysel Çakır yönetimindeki arkadaşlarıyla birlikte sayarsak istifa ettirilen kadın sayısı toplamda 10.
CHP gibi bir partide ilçe başkanının kadın olduğunu düşünürseniz tablo gerçekten vahim! Yaşananlar “Kadın kadının kurdudur” sözüne çok uygun düşüyor.
Aklınıza şu gelmesin. Yaşananları tek bir kişiden dinleyip yazıyor değilim. Şu an ilçe yönetiminde görevde olan altı kişiyle de yaşananları konuştum. Anlattıklarına zaten gelecek yazılarda değineceğim.
Kadın kolları ilçe başkanı nasıl istifa ettirildi, bu süreçte ne düzmece gerekçeler yaratıldı, su kurnazları neler uydurdu anlatayım.
İlkyazımda Kilimli CHP Kadın Kolları Başkan ve yönetimi kendine göre hatırı sayılır bütçe oluşturduğunu yazmıştım. İşte bu bütçe sonlarını hazırladı desem yalan olmaz.
Kadın kollarının kendine has bir bütçesi olur. (Kadın kolları yönetmeliğine göre Madde 20) Ayrıca “Tüzük hükümleri gereğince, her il ve ilçe yönetimi, yıllık bütçesinden gençlik kollarıyla birlikte toplam en az %10 olmak üzere yeter miktarda payı, kadın kollarının görüşünü de alarak ayırır” der. Kadın kollarının da aynı diğer yönetimlerde olduğu gibi “saymanı” vardır.
Oluşturduğu bütçeden gerekli harcamaları yapar bağlı olduğu ana kademe saymanına bu konuda bilgi verir.
Ancak Kilimlide böyle olmadı. Kadın kollarına “parayı ver” baskısı ile kadınların etkinlik yaparak oluşturduğu bütçe ellerinden alındı.
Kadın kolu ilçe başkan ve yönetiminin çalışmalarında ilk başlarda herkes memnundu. Bu memnuniyet bir süre sonra ilçe yönetiminden birilerini rahatsız etmeye başladı.
Ya bu kadın bu çalışmanın sonunda bir yerlere aday olursa! Zaten daha önce merkez mahallesi muhtarlığına aday olmuştu, yine olabilirdi, hatta CHP ilçe Başkanlığına bile aday olabilirdi. İlçe yönetimindeki su kurnazlarının endişesi buydu ve bu endişe hastalık halini aldı.
Bu durumda yapılması gereken karalayıp itibarsızlaştırmaktı.
Öylede yapmaya başladılar. Etkinliklerden toplanan paranın eksik olduğunu ortaya attılar. Tutmadı çünkü Çakır parayı ilçe yöneticileri ile birlikte toplamıştı.
Parti tüzüğü ve yönetmeliği “Madde 8 - İlçe kadın kolu başkanı, ilçe yönetim kurulu toplantılarına katılır, çalışmaları konusunda bilgi verir ve kendi çalışmalarıyla ilgili olarak ilçe yönetim kurulunun önerilerini alır, kurul çalışmaları ile ilgili görüş bildirir, önerilerde bulunabilir, ancak oy kullanamaz” der.
Ancak bu hüküm Kilimli ilçede geçerli değildir. Çünkü kadın kolları ilçe başkanını ilçe yönetim kurulu toplantılarına hiç sokmadılar.
Ben bu ilçe toplantısına alınmama konusunu su kurnazlarından biri olan ilçe sekreteri Halil İbrahim Kurtocağı’na da sordum. Bana “her girdiği yönetim kurulu toplantısında kavga çıkardı, o nedenle almıyoruz” dedi. Oysa gerçek farklıydı bir başka yönetim kurulu üyesi ise bana anlatılanları doğruluyordu. “ilçe yönetim kurulu toplantısına bir kere girdi, o girince yönetimden birkaç kişi (başta su kurnazları olmak üzere) dışarıya çıkınca toplantı başlamadan bitti” dedi.
Bu durumda ilçe başkanı hanımefendi ne yaptı (!) diye sordum. Sadece seyretti dedi.
Bunun üzerine ilçe yönetimi su kurnazı ilçe sekreterinin önerisiyle “kadın kolları ilçe başkanını” görevden almaya kalktı.
Herhalde birileri sizin buna yetkiniz yok, olmayan yetki ile kadın kolu başkanını görevden alamasınız deyince aldıkları yönetim kurulu kararını il kadın kolu başkanı Merve Kır’a taşıdırlar. Yetmedi İl Başkanı Ahmet Altun’a, olmadı Milletvekili Şerafettin Turpçu’ya ulaştılar.
Üstelik istifamız cebimizde bu kadın görevden alınmazsa istifa ederiz resti çekerek.
Gerekçeleri ise; Kadın Kolları ilçe Başkanı Aysel Çakır bizimle “eşgüdüm içinde çalışmıyor” du.
Aysel Çakır’a istifa ederse tüzük ve yönetmeliğe aykırı olarak il kadın kolları yönetimine alınacağı da söylendi. Çakır bu görevi kabul etmedi.
İlçe Yönetiminin “eşgüdüm içinde çalışmıyor görevden alın” talebine Kadın Kolu il başkanı Kır kısaca şu cevabı verdi.
“Kadın Kolları yönetmeliğinin 8.maddesi gereği ilçe kadın kolu başkanı Aysel Çakır’ı yönetim kurulu toplantılarına sokmayarak eşgüdüm içinde çalışmayı siz bozuyorsunuz. Kadın kolları yönetmeliğinin gereğini yerine getiriniz.”
Kadın Kolu il Başkanı Merve Kır’ın bu cevabı ilçe yönetiminin tüm planlarını bozmuştu.
Ancak su kurnazı İbrahim’de daha çok numara vardı.!
Devamı gelecek yazıda..
TURGUT GÜVEN
Yayın Tarihi 23.02.2017