Kadın Kolları ilçe Başkanı Aysel Çakır’ı uydurma gerekçelerle iki kez (üstelik ilçe yönetim kurulu üyelerini bile aldatarak ve istifa tehdidi birlikte) görevden alınmasını sağlayamayınca su kurnazı ilçe sekreteri İbrahim Kurtocağı bu kez farklı bir yöntem denedi.
Dedim ya İbrahim’de numara bitmez diye. Bakmayın öyle çeyrek porsiyon olduğuna şeytanlığa gerçekten kafası çalışır.
Taktik yine aynıydı her zaman yaptığı gibi kendisi sahne gerisinde kalıp bir başka safı kullanacaktı! Düşündüğü şuydu kadın kolları yönetim kurulu üyelerini tek tek istifa ettirip Kadın Kolları yönetimini düşürmek. Yönetim kurulu üyelerine telefon ediliyor istifa etmeleri için ricada bulunuluyor, İbrahim tarafından hazırlanmış istifa dilekçesi evlerine gidip imzalatılmak isteniyordu.
Bu yöntemle ilçe başkanı hanımefendinin akrabası olan bir yönetim kurulu üyesi istifa ettirilmişti. Kadın kollarında ki diğer yönetim kurulu üyeleri bu uygulamaya karşı çıkınca İbrahim yine amacına ulaşamadı.
Bakınız bu yolla yönetimi düşürme girişimi parti suçudur. İlçe başkanı ve İlçe Sekreteri bu suçu resmen işlemişlerdir. Bu suç, kesin ihraç gerektirir.
Bu arada İlçe Başkanı Hanımefendinin ve su kurnazlarının beklemedikleri bir gelişme yaşandı. Bunca baskı ve linç girişimine daha fazla dayanamayan Aysel Çakır ve yönetim kurulu üyeleri topluca istifa dilekçesini yazıp İl Kadın Kolu başkanı Merve Kır’a vermişti.
Diğer taraftan bakarsanız bu davranışlar, kadına şiddettir. Ayrıca başkanı Kadın olan bu ilçede üzerlerine yürünerek, bağırarak, hakaret edilerek kadına şiddetin alası yaşanmıştır. Yok, canım daha neler diye düşünenler hangi davranışlar kadına yapılan şiddet kapsamına girdiğine baksın araştırsın gerçeği görecektir.
İstifa sonrası ise korkuları istifa edenlerin basına yapacakları açıklamaydı. İbrahim de herhalde boş duracak değildi! Bu konuyu gelecek yazıya bırakayım.
Bir ayrıntıyı da sizlerle paylaşmak isterim. Kilimli CHP ilçe Başkanlığında yaşananları günlerdir yazıyorum. İlçe yönetimine yakın olan kişiler tek taraflı yazdığımı ve bulundukları ortamlarda bunu söylediklerini biliyorum. Ancak gerçeği araştırmak nedense işlerine gelmiyor.
Oysa yapmaları gereken çok basittir! Önce bağımsız akılla düşünmeleri gerekir. Sonra ilçe kadın kolu eski yönetimindeki kadınlara yukarıda yazdığım neden istifa ettiklerini sormak.
İlçe yönetiminde bulunan arkadaşlar ise il kadın Kolu başkanına yazılan gerekçeler ile karar defterinde imzaladıkları gerekçeleri karşılaştırsınlar.
Kadın kollarına girmek için çırpınan kadınlar Aysel Çakır’ın partideki masa ve dolaplarındaki kilitler kırılıp kırılmadığını, partide çalışırken izne ayrıldığını söyledikleri sekretere sorsunlar. Kadın kolları ilçe başkanının masa ve dolap çekmeceleri kırılıp açılıyor ama ilçede kimse bunu bilmiyor olabilir mi?
Parti içinde demokrasi daraldığında haksızlıklar başlar. Haksızlıklar başladığında hakları gasp edilenler güçsüz olanlardır. Benim yerim kim olursa olsun güçsüzden ve haklıdan yana olmaktır. Kilimli CHP ilçe başkanlığında neler yaşandığını en ince ayrıntısına kadar biliyorum. Benim gibi parti üyeleri de biliyor ve ne yazık ki bu haksızlığa sessiz kalıyor.
Kadınların durumu ise oldukça vahim! Nedenine gelince. CHP’de kadınların büyük bir bölümü ne yazık ki siyaseti bilmiyor. Parti tüzüğünü ve yönetmeliğini okumuyor. Örnek gözünüzün önünde duruyor! Partiye 10 yılımı verdim diyen ilçe başkanına baksınlar.
Bakın açık ve net yazayım. Kilimli ilçede yeniden kadın kolları kuruldu. Handan Atik Kadın Kolları ilçe Başkanı olarak atandı. Kendisine tüm samimiyetimle yürekten başarılar diliyorum. Ancak koltuğunu korumak için her tavizi vermeye hazır olan bir ilçe başkanı, yönetimindeki üç su kurnazı ve birçok saf yönetim kurulu üyeleri ile başarılı olması mümkün değil.
Handan Hanım geriye dönüp bir baksın, ilçe başkanı hanımefendi kendi gibi ne kadınları harcadı. Kendisinden önce kadın kolu ilçe başkanı olan Aysel Çakır’ı da aynı ilçe başkanı hanımefendi partiye davet etmişti.
Ayrıca haksızlığa uğramış, adeta linç edilmiş bir kadının yerine üstelikte atamayla gelmek doğru bir davranış değil. Doğru davranış o kadınların uğradığı haksızlıklara karşı çıkmaktır. Ayrıca yıllardır tüm ülkede Kadın Kollarında yaşananları yakından bilirim. Kadın kollarında her kim bu şekilde göreve geldiyse bir süre sonra aynı haksızlıklara uğramış ve istifa etmek zorunda kalmıştır, sonları hüsran olmuştur.
Bir başka vahim konuysa şudur! Eski kadın kolları yönetimindeki üyelerin, yeni yönetimde yer almaları siyaseten etik değildir. Neden, çünkü Aysel Çakır’a yapılanların canlı şahitleri bu insanlardır. Eski başkanlarına ve kendilerine yapılanlara inkâr edebilirler mi? O haksızlıklara kendileri de uğramadılar mı?
Çelişkiye bakar mısınız? Şimdi yeni yönetime aldıkları bu kadınları bir süre önce telefonla arayarak istifa ettirmek isteyen kimdi? İbrahim’in senaryosunu uygulayan İlçe Başkanı hanımefendi değil mi? Eeeee istifa ettirmek istediği kişileri tekrar yönetime almayı izah edebilir misiniz? İşte bu kafadaki biri ne yazık ki Kilimli de CHP gibi bir partinin ilçe başkanı.
Kimse “referandumda çalışmak için” gibi bir gerekçenin arkasına saklanmasın. Referandumda çalışmak için yönetimde olma şartı yoktur. Kendisini sorumlu hisseden her insan referandumda çalışır, buna engel yoktur. Tekrar yönetimde yer almak nankörce bir duruştur ve sadece yönetimdeyken sizlere haksızlık yapmış su kurnazlarının işine yarar.
Aklınıza şu gelebilir.! Kilimli ilçede kadın kolları olmasın mı? Evet, olmasın! İstifa ettirdiklerine göre demek ki Kilimli’ye kadın kolları lazım değil. Ayrıca keyfi ve uydurma gerekçelerle bir yönetim yok ediliyorsa zaten kadın olan ilçe başkanı bu görevi de üstlensin.
Gelelim partiye ömrünü verme konusuna.!
1973 yılından bu güne parti içindeyim. Bu tarihten itibaren tüm siyasi gelişmeleri yakından takip ederim. Hiçbir ortamda ben partiye yıllarımı verdim (alacağım varmış) gibi bir söz etmedim, etmem de. Çünkü bu parti bana çok şey öğretti. Öncelikle çağdaş bir ideolojiye bu parti sayesinde öğrendim. İş hayatımı bana bu parti verdi. Bu parti imkânlarıyla en az 30 il gezdim. Yine bu parti sayesinde güzel insanlar tanıdım arkadaş, dost oldum. Bu parti sayesinde özgür bir ülkede yaşıyorum.
Neden bu konuya girdiğime gelince yazayım ki anlayın!
Kilimli ilçede su kurnazı İbrahim’in parti içinde kullandığı ilçe başkan yardımcısı Mithat Torlakoğlu diye biri var. Şimdi bu şahsiyetten bahsetmemek olmaz, boru değil, koskoca ilçe başkan yardımcısı, doğrusu haksızlık da yapmak istemem.
Çelenk koymayı çok sevdiği için eski Kadın Kolları Başkanını “seni protokollere sokmayacağım” ( protokolde girmek ne demekse), geçen yıl ise “bayramdan sonra ilçe başkanını düşüreceğiz” diyen şahıs budur.
Dağıtılan yardımların kimlere verildiği sorulduğunda, hani delikanlılığı tutup kadının üzerine yürüyen bu beyefendinin söylediği şu! “Ben bu partiye kırk yılımı verdim” palavrası.
Bakalım söylediği gerçek mi?
Eski Belediye Başkanı Gültekin Parlar rahmetli olunca(1996) Kilimlide yerel seçimler yenilendi. DYP adayı Ali Aslankılıç belediye başkanı seçildi. İşte o seçimde CHP’den tabanları yağlayan Torlakoğlu, Ali Aslankılıç’ın 2014 de CHP’ye gelmesiyle partiye dönen, aynı kişinin kontenjanından ilçe yönetimine giren şahıstır.
Güvendiği dağların adamı olarak yönetici yapıldıktan sonra yürüyüşü bile değişen ve havalara giren bu şahıs, İbrahim’in en ince ayrıntısına kadar düşünüp sahneye koyduğu senaryoların uygulayıcısı, yani tetikçisidir.
Bir önceki İlçe yönetiminin hesaplarını irdeleyip kahve köşelerine taşıyan, ilçe Başkanının bayram sonrası düşürüleceğini söyleyen şahısta budur.
İlçe Başkanı Hanımefendi de partiye 10 yılını verdiğini söyleyenlerden. Çok basit bir karşılaştırma yapıp Karadon Müessesinde çalıştığı dönemle siyasete girdikten sonraki dönem arasında kendisini tanıyan insan sayısını bir yan yana getirsin bakalım, partinin kendisine ne kazandırdığını en iyi kendisi görecektir.
Bunları haklıymış gibi söylemek tek kelimeyle CHP’ye nankörlük ve vefasızlıktır.
Devamı yarın..
TURGUT GÜVEN
Yayın Tarihi 28.02.2017