Bir önceki “Erdinç Kargidan’ı izlerken” başlıklı yazımın son bölümünde aşağıdaki cümleleri yazmıştım..

                “Geçtiğimiz hafta yerel basında “Ali Baba’nın çiftliği seçime yetişecek! Hafta sonu çalıştılar” başlığı ile bir haber çıktı.

Bu haberin yorum bölümüne Kilimli ilçe yöneticilerinden biri iddialara çok sinirlenmiş ve iki yorum yazmış.

Benimde iş arkadaşım olan bu ilçe yöneticisi diyor ki! (imla hataları kendisine ait ben de düzeltmedim)

İlk yorum!

“az önce yazdım haber düştü mü bilemiyorum vakifbanktan kredi çekti ali bşk ben inandım filiz başkan anlattı.”

2.yorum!

“Ayıp ya ben ilçe yöneticisiyim ilçe bşk anlattı başkanım niye bunları çalıyorsun diye sordum olurmu filiz hanım vallahi vakifbanktan kredi çektim demiş çok üzülüyorum böyle asılsız haberlere çok”

İşte bu Kilimli CHP’nin ne hale getirildiğinin kanıtı ve rezaletin son perdesidir” diye yazarak bitirmiştim.!

Yazıda adını yazmadığım ilçe yöneticisi benimde iş arkadaşım olan CHP Kilimli İlçe Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Doğan’dı. Beni telefonla aradı ve söz konusu gazetede çıkan yorumların kendisine ait olmadığını, böyle bir yorum yapmadığını söyledi.. Sözünü ettiğim köşe yazımın altında “Pusula gazetesinde yazılan yorumlar bana ait değildir Bu konu hakkında da bir bilgim yoktur” açıklamasını yaptı, bende yayımladım.

Doğan’ın bu açıklamasına tabi ki inanıp inanmamak size kalmış. Konuyla ilgili irade belirtip siz okuyanları etki altında bırakmak da istemem.

Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim..

Doğan Kilimli ilçe yönetiminde. Yerel basında CHP’li Kilimli belediye başkanı hakkında sürekli iddialar gündeme geliyor ve ben bu iddiaların tamamen doğru olduğuna inananlardanım. Kilimli ilçe yönetiminde iletişimden sorumlu ilçe başkan yardımcısı her kimse basında çıkan bu haberleri yakında takip edip yönetim kurulunu bilgilendirmesi gerekiyor mu? Evet gerekiyor..

Sözünü ettiğim yazı ben yazmadan bir hafta önce yayınlanmış ve haberin altında ilçe yönetiminde bulunan Mustafa Doğan adıyla yorumlar yapılmış. Yorumda yazılan cümlelerin aynısını ilçe başkanı hanımefendi sağda solda partililerle paylaşıyor aynı kelimelerle belediye başkanı Ali Efendiyi savunuyor.

İlçe yöneticisi adına yapılan yorumlara bu süre içinde açıklama gönderilmiş mi? Hayır!

Bu durumda sözünü ettiğim yorumları benim köşeme taşımam kadar doğru bir şey olamaz. Bende öyle yaptım.

Yaşananlar CHP Kilimli İlçe başkanlığının nasıl yönetildiği acısından kötü bir örnek oluşturuyor.

Bu açıklamalardan sonra şimdi gelelim asıl konumuza.

Mustafa Doğan CHP İlçe Yönetiminde ve Ali Efendinin aday olması için çaba harcayanlardan biri. Bu bir tercih nedenidir, aday olarak desteklediğine göre Kilimli halkına yaptığı hizmetlerden memnundur, herhalde Bartın’da ki çiftlik çalışmalarını takdirler karşılıyordur. Bu onun sorunu..

Ancak kendisini çok ilgilendiren, geçtiğimiz yıllarda kendisini sıkıntıya sokan bir olayı Kilimlideki CHP üyelerine ve bu partiye oy veren seçmenin adı geçen insanları tanıması açısından yazmayı da görev sayıyorum.

7 Haziran 2015 seçimlerinin öncesi. O günlerde Mustafa Doğan Kilimli ilçe yönetiminde sayman görevini sürdürüyor. Kilimli ilçede seçim döneminde partiye yapılan bağışlar ve harcamalar konusunda bir tartışma yaşanıyor. Parti üyesi bir arkadaşımızın iddiaları ilçe başkanı hanımefendiyi çok sinirlenmesine ve sinir krizi geçirmesine sebep oluyor. Eline geçen çanta, sandalye ne varsa sağa sola fırlatıyor ( hakkını yemek istemem en iyi yaptığı iş budur) ve acil servislik oluyor.

Bu olay bana anlatıldığında birkaç gün sonra benim gibi Ankara’da yaşayan Kilimli CHP’de yaşanan olayları takip eden ve iyi bilen arkadaşım Zeki Kırdar ile TBMM’nin yolunu tuttuk.

O tarihte CHP Zonguldak Milletvekillerinden Şerafettin Turpçu’nun makamına gittik. Tesadüfen orada 2015 seçimlerinde aday olan Harun Akın’da bulunuyordu..

Zeki ve ben Kilimli ilçede yaşanmış bu olayı ve sonrasını anlattık. Her ikisine de Kilimli ilçe yönetimine ne kadar seçim yardımı yaptıklarını sorduk. Akın, ilçe başkanı Hanımefendiye 8000 TL verdiğini söyledi. Bu paranın hesaplarda olduğunu ve nasıl harcandığını Doğan sonrasında bana anlatmıştı..

Turpçu ise 20.000 TL verdiğini söyleyince kime verdiğini sordum. Seçim giderlerine harcanması için Belediye Başkanı Ali Efendiye verdiğini söyledi. Tabi ki ilçe başkanı veya saymanına verilmesi gereken paranın bu şahsa neden verdiğini de sorguladık.

Sonrasında Zonguldak’a geldim ve Kilimli sahil parkında bu olayı en ince ayrıntısına kadar Mustafa Doğan’a anlattım. Ali Efendiye verilen paranın hesabını senden soruyorlar bilgin olsun dedim.

İlçe yönetimi ve Mustafa Doğan hesabı kendisinden sorulan bu paranın akıbetini Ali Efendiden sorma cesareti gösterdiler mi bilmiyorum.  Ancak anlattıklarımla bir gerçek ortaya çıkmış ve Doğan rahat nefes almıştı ama ilçe kongresinde bu gerçeği anlatıp kendini aklamayı seçmedi.

Şimdi bunu neden yazdığıma gelince.

Sözünü ettiğim parayı Ali Efendinin partiye harcayıp harcamadığını da sizin takdirlerinize bırakıyorum. Ancak ben bu şahsın partinin başarısı için seçim döneminde tek kuruş harcadığını sanmıyorum, son kuruşuna kadar partiye harcadım dese de inanmam.

Çünkü dürüst olan bir kişi bu para kendisine verilmişse İlçe Başkanına vermesi gerekirdi. Vermediğine göre bu paranın nereye ve nasıl harcandığını belgeleriyle ortaya koymalıydı ki suçlanmasın. Yaptı mı hayır..

İşte Kilimli İlçe yönetiminde birkaç kişi ve o günlerde yapılan suçlamalarla zor durumda kalan Mustafa Doğan hala böyle birini belediye başkanı olması için çaba harcıyor.

Biz bu ülkede yapılan her yolsuzluk ve hırsızlık net olarak ortadayken AKP’ye oy veren seçmene neden kızıyoruz ki! Sözünü ettiğim kişilerin AKP’ye oy veren seçmenden bir farkı var mı?

İşte CHP ilçe örgütü bu kişilerin elinde ve adayları da malum kişi…  

TURGUT GÜVEN

Yayın Tarihi: 28.11.2018