NE YAZIK Kİ, KAYBEDEN CHP..!

 

CHP’de 2010 yılında genel başkan değişikliği yaşandı..

Deniz Baykal Genel Başkanlığı Kemal Kılıçdaroğlu’na bırakmak zorunda kaldı..

Partide birçok anlayış da “kurbağanın suda haşlanması” gibi sinsice değiştirilmeye başlandı... Genel Merkez bu değişimi destekledi, bu konudaki eleştirilere sessiz kalarak da onayladı..

Partinin sağa kaydırılıp ilkelerinden uzaklaştırıldığı iddiasının yanında, devşirme siyasetçilerin belediye başkanı, milletvekilliği hatta Cumhurbaşkanı adayı yapıldığı ise yaşanan somut gerçekler..

Sağdan devşirme bu kişilerin koltuğa oturduktan sonra yaptıkları açıklamalara ve işlere bakıldığında “90 yıllık bir parti kendi içinden aday çıkaramaz mıydı” demekle herhalde haksızlık yapmış olmam.

Bu girişten sonra Zonguldak’ta CHP’nin aday gösterdiği belediye başkanlarına bir bakalım… (CHP’den seçilen milletvekilleri de aynı durumdadır)

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir 2004 yılında belediye meclis üyesi seçilmeden önce hangi siyasi çizgideydi.? Daha önce CHP’nin kapısından içeriye hiç girmiş miydi?

Bu soruların cevabı hayırdır.. Çünkü Akdemir, Ali Koçal tarafından belediye meclis listesine yazıldıktan sonra CHP’li olanlardan..

Sonrasın da (2014) nasıl seçildi derseniz Halil Furat’ın “üstün başarısıyla” derim.. Seçildikten sonra CHP Zonguldak’ta, nasıl baş aşağı yuvarlanıyor bu şehirde her yaşayan görüyor..  

Çatalağzı Belediye başkanı Adnan Akgün bir önceki yerel seçimde (2009) DSP’den aday yapılmıştı.. Akgün siyasi geçmişinde hiç CHP’li olmamış..

Kilimli Belediye Başkanı Ali Aslankılıç eski DYP’li.. 2014 de CHP’den örgütün desteği alarak ön seçimle aday yapıldı.. 50 senelik sağcı CHP’ye karşı yıllardır mücadele etmiş biri..  

Yazının girişinde CHP’de anlayış değişikliği yaşanıyor demem işte bundan.. CHP Geleneğinden gelmeyen bu kişiler belediye başkanlığında başarılı olamıyorlar, çünkü örgütle bağları kopuk ve en önemlisi kendilerini “örgütün üzerinde” görüyorlar..

Kendini örgütün üzerinde görme anlayışı CHP’nin bir çok belediyesinde var.. Mesela Ankara’da Çankaya ve Yenimahalle belediye başkanları somut bir örnek.. Protokollerde kendilerine yer arayışlarına bakın ki dediğimiz anlarsınız..

Zonguldak’ta ise Muharrem Akdemir’in parti ile ilişkisi yok.. Sanki bağımsız seçim kazanmış havalarında.. Örgütle birlikte yönetmekten çok AKP’li vekillerle yönetme peşinde..

Çatalağzı’nda Adnan Akgün’ünde parti ile bağları zayıf.. Başka kurumlardan belediyeye transfer ettiği kişilere baktığınızdan bunu  anlamak mümkün.. Belediye başkanı olarak Çatalağzı halkında ve CHP örgütünde özellikle termik santraller konusunda hayal kırıklığı yarattığı bir gerçek.. Kaplan kağıttan çıktı..

Şimdi Kilimli de biraz durup geçmişte yaşananları gözden geçirelim.. Çünkü Kilimli de yazacağım konu ile ilgili beni haklı çıkaran bir “istifa” gelişme yaşandı… 

Kilimli’de Ali Aslankılıç ön seçim sonrasında aday yapıldı ve belediye başkanlığını az bir farkla kazandı.. Kendisine ön seçimde destek olan CHP’lilerin bir çoğu bugünlerde pişman olup “özür dilese de” atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti..

O günlerde kendisine destek olan CHP’li arkadaşlarla konuştuğumuzda “belediye meclis üyelerini çok sağlam partililerden yapacağız ve Ali Başkanı denetim altında tutacağız” söylemlerinin havada kaldığı belediye meclis üyeleri listesi ortaya çıkınca anlaşıldı..

Gelmek istediğim yeri son cümlede belirteceğim..!

Sizce Kilimlide CHP belediye meclis üyeleri listesini kim yaptı..?

Tabi ki, Ali Aslankılıç..

Meclis listesinde kaç CHP’li var..? 15 kişilik listede bana göre 4 kişi.. Onların bile CHP’liliğini tartışırım.. Çünkü bir çoğu geçmiş yerel seçimlerde partisine oy vermemiştir..

Ali Cesur, Mustafa Köktürk, Naci Çoban, Aşkın Keskin, Ahu Ayarman, Bahri Bayrak, Mehmet Çağlar, Handan Atik, Şemsettin Yavuzyiğit, Nil Girgin, Mesut Şalvarcıoğlu ve Ceyhun Girgin belediye meclis üye listesine yapılmadan önce Kilimli ilçe başkanlığının kapısını açmışlar mıdır..?

Tamamı yerel seçim öncesinde CHP tüzüğünün 12.maddesine göre parti üyesi olmuştur..

Çok inanmasam da, bu kişilerin arkasında bir kitle var ve seçim kazanmak amacıyla belediye meclis listelerine bu özellikleri ile girdiler diyelim.. Peki, seçildikleri günden bu güne CHP’li olmaya çalıştılar mı? Parti ile ilişkilerini geliştirdiler mi? Partinin başarısı için çalışıyorlar mı? Belediye Meclis gündemini ilçe başkanlığına getirip görüş aldılar mı?

Bu sorulara “evet” demek mümkün değil..

 Hatta bir iddiada bulunayım..!

Yukarıdaki listede 2019 yılında AKP’den Kilimli Belediye Başkanı olmayı düşünen ve bu amacı için çalışan CHP’li belediye meclis üyesi var (dı) .. 

Geçtiğimiz hafta CHP’den istifa etti… Yarın ki yazım konusu bu istifa olacak..

Kilimlide yıllarını partiye vermiş kişiler belediye meclis üyeliği yapamaz mıydı.? Bu listeyi hazırlayan ve onaylayanlar CHP üyelerinin yıllar boyu verdiği emeği yok saymış ve çalmış olmuyor mu?

Bunları o günlerde dedik ama anlatamadık.. Şimdi haklısın denilmesinin hiçbir anlamı da yok.. Çünkü kaybedileni geri getirmiyor..  

Sonuçta şu çıkıyor, bu liseye o günlerdeki ilçe başkanı ve yönetimi itiraz edememiştir. Çünkü Ali Aslankılıç ön seçim sonrası aday olduktan, bir başka deyişle köprüyü geçtikten sonra  benim “kimseyi dinlemez” iddiam da haklı olduğunu adeta ispatlamıştır..

Şimdi ise Kilimli de belediye başkanı da ilçe başkanı da Ali Aslankılıç’tır..

Son cümleye gelince…

Belediye başkanlarının yaptıkları sonrasında kazanan sadece kendileri ve çevresindekilerdir... Kaybeden ise ne yazık ki CHP’dir.. ...

 

TURGUT GÜVEN