SERMAYE YALAN OLUNCA DEVREYE DİN İMAN GİRER!

 

                Kilimli halkı hangi sözüne inanacak!

                2014 Yılında yakasına CHP rozeti takılarak Kilimli Belediye Başkanı yapılan Ali Efendi (Aslankılıç’tan) bahsediyorum.

                Almış eline mikrofonu “beş yıl bir şey yapamam dedim, borç 213 milyon.. 108 milyonunu ödedim kaldı 105 milyon.”

                Bir durup düşünün!

                Beş yılda borcun yarısı 108 ödediyse, demek ki Ali Efendi önümüzde ki beş yıl tekrar seçilirse borcun kalan kısmını ödeyecek.

                2014 yerel seçimlerinde dağıttığı seçim kitapçığının 2.sayfasında “2009 yılında 16.5 milyon borçla bıraktığım belediye 197 milyona ulaşmış” demiş.. Şimdi ne diyor 213 milyon.. Aradaki fark 16 milyon TL..

                Hangisine inanacağız?

                Peki, 2014 yılında dağıttığın seçim kitapçığında 197 milyon borç olduğunu biliyordun ve onlarca vaatte bulundun. Geldin belediye başkanlığına borç 16 milyon fazla.

O zaman soralım! Tüm seçim vaatlerini 16 milyon fazla borç yüzünden mi yapmadın? 

                Dün mikrofon elinde ambarında 55 trilyonluk (milyon)  malzeme bırakmıştım diyor..

                2014 Yerel seçimlerinde dağıttığı kitapçıkta ambarında 45 trilyonluk (milyon) malzeme şantiyenin önünde 16.5 trilyonluk (milyon) parke taşı vardı diyor.

Hangisi doğru, boru değil 10 milyonluk malzemeden bahsediyoruz. Aradaki farkı biri Bartın’da ki çiftliğe taşımış olmasın.  

Ancak benim kafam şu parke işine takıldı..

 Bu parkeler Alacaağzı sahilinde çöplüğe dökülmüş olmasın. Hani bizim şu Şerif Cihan’ın gördüğü ve fotoğraflarını çekip yayınladığı. Alacaağzı çöplüğü. Hani senin çaktırmadan tonlarca çöp döktüğün. Tüm Kilimli halkının görüp bildiği ama İçişleri Bakanlığından gelen müfettişlerinin görmediği çöplük. Şerif Cihan’ı hatırlarsın karikatürünü çizdi zannedip  telefonda  küfür ettiğin ve  aynı iadeyi aldığın arkadaş.. Sonra uyuşmazlık mahkemesinde özür dilediğin.

Düşünün bir belediye başkanı bu şehrin tek sanatçısına telefon açıp küfür ediyor. Sonrada başı önünde özür diliyor.. Ve bu şahıs yakasında CHP rozeti ile tekrar aday yapılıyor. Bu ayıp sadece onu aday yapanlara değil, kendilerinden sonra gelecek nesillerine bile sorulacaktır.

Bir tek doğru olsa yüz yalanını sileceğiz de sende oda yok!

                Lütfen şimdi dikkatle okuyunuz!

                Mikrofon elinde konuşuyor..

                “Şimdi 2009’da bu arkadaş yine adaydı, o zaman CHP’nin adayıydı 2009’dan 2014 de kadar bu arkadaş kalkıp da bir sefer o belediyeyi eleştirdi mi? Eleştirmedi! Niye eleştirmedi muhalefetten belediye başkan adayıydı. “

                Açıklamasını yapayım.. 2009 yerel seçimlerinde Ali Efendi DYP, Erdinç Kargidan CHP, Seçkin Özdemir AKP adayıydı.. Ve Özdemir Kilimli Belediye Başkanı seçildi.

                Erdinç Kargidan ayıp etmiş gerçekten, 2009’dan 2014 de kadar belediye başkanı Özdemir’i hiç eleştirmemiş)))))  Olur mu böyle şey..

 Peki, o zaman soralım balkonda bu konuşmayı yaparken arkasında duran ilçe başkanı hanım efendi bu süre içinde bir tek eleştirisi var mı? Oysa bu görev ilçe başkanına düşer, belediye başkan adayına değil.

Hadi diyelim ki bu görev Ali Efendinin dediği gibi CHP Belediye Başkan adayı Erdinç Kargidan’ın dı. Peki, DYP belediye başkan adayı Ali Efendi değil miydi? 2009-2014 yılları arasında koltuğunu bıraktığı Seçkin Özdemir için tek kelime etti mi? Hayır.

Bu görev Kargidan’ın oluyor da Ali Efendinin neden olmuyor anlamış değilim

Başka bir şey hatırlatayım size. Belediye başkanlığını kaybettikten sonra 2009-2014 yılları arasında geçen beş yıl içinde Ali Efendiyi Kilimli Cadde ve sokaklarında göreniniz var mı? Yok.

Kilimli Cadde ve sokaklarına ne zaman çıktı biliyor musunuz? 2014 Yılında yakasına CHP rozeti takılıp aday yapıldığında.. Ancak o partinin ve rozetin kıymetini bilemediği gibi beş yıldır da nankörlük yapıyor. Suç ortakları da yanında..

Mikrofon elinde konuşmaya devam ediyor.

“Niye eleştirmedi biliyor musunuz? Çünkü kapalı kapılar ardında ağabeyleriyle beraber her türlü işlerini gördüler. Ama seçimlere bir sene kala benim hakkımda başladı afişlere yapıştırmaya, yazı yazmaya benim hakkımda bunlara başladı. Neden biliyor musunuz? Eskiden şeytanlar arkada görülüyordu şimdi şeytanlar Hacıvat ve Karagöz gibi perdenin arkasına indiler. Sebep ne? Sebep büyük. Şimdi Kilimli de Ali Kaybetsin, Çatalağzı’nda Adnan kaybetsin orda santrali yapalım.”

Her seçimde taktik aynı, karşısında düşman yaratmak.. Bahsettiği ağabey dediği eski dostu Erdoğan Demir. Neden araları açıldı ayrı düştüler bilinmiyor. Belki de kayıkçı kavgasıdır ettikleri..

Bakın bununla ilgili geçmiş bir olayı hatırlatayım..

Ali Efendinin ilk belediye başkanı olduğu dönemler. TTK ekonoması ve kulübü arazisiyle birlikte satılıyor. Bir grup insan bir araya gelmiş ekonoma arazisini almaya çalışıyor.. Ali Efendi karşı, almaya kalkanları tehdit ediyor, inşaat izni vermem diyor..

TTK kulübünün arsasına o yıllarda arkadaşı dostu E.Demir talip ona ses çıkarmadığı gibi “başkan burayı belediye alsın” diyenlere kulaklarını kapatıp arkadaşı alsın diye yardımcı oluyor.

Kulüp binası alınıp briket duvarla çevrilirken biraz da Cumhuriyet alanından çalınıyor ama hazret buna da sessiz kalıyor.

Yetti mi yetmedi. O arsanın önünde bulunan Atatürk büstü arsanın önünde engel görülüyor ve kaldırılıp şu anki yerine taşınıyor. Şimdi şeytan dediği arkadaşına kıyak işte o yıllarda böyle çekiliyor. 

Sonra nedendir arkadaşı ile arası açılıyor ve Cumhuriyet alanına o arsanın önene bankalara bankamatik koyduruyor.. Cumhuriyet alanında bankamatik bulunan tek ilçe Ali Efendi sayesinde Kilimli oluyor.

Tecrübeyle sabittir. Eğer bir politikacı “Allah, din, iman” edebiyatı yapıyorsa bilin ki sermayeyi tüketmiş, doğru söylemeyi bırakmıştır.

                Her sözünün sonunda  “Allah korkusundan” bahsediyorsa bilin ki bu şahısta Allah korkusu değil yaptığı yanlışların korkusu başlamış demektir.

                Kilimlide de yaşanan farklı değil. Belli ki sermaye Allah, din olmuş..

 

                TURGUT GÜVEN

                 Yayın Tarihi: 06.03.2019