‘SİYASETÇİ MAKAMDAN GÜÇ ALMAMALI’

"Siyaset kim için ve nasıl yapılmalı hususu çok tartışmalıdır. Herkesin olumlu veya olumsuz düşüncesi ve fikri vardır. Saatlerce konuşulabilir ve tartışılabilir.

Siyaset, yaşanmışlıkların ve önyargıların harman olduğu bir alandır. Etrafımıza baktığımız zaman, siyasetin yalan söylemek ve gerçekleşmeyen vaatlerde bulunma algısı yaygındır. Toplum genelinde oluşan bu anlayışı görmek, çok üzücüdür. Bu algıyı düzeltmek, parti veya sivil toplum kuruluşlarında yöneticisinden üyesine kadar siyaset yapanların sorumluluğu olduğunu da unutmamak gerekir.

Siyasetçinin kişilik analizini yaparsak; halka gerçekleri ve doğruları söylemeyi davranış tarzı haline getirmeli, açık ve net olmalı, yapılabilecek işler için vaatte bulunmalı, gerçekleşmesi mümkün olmayan istek ve talepler için vatandaşa sözler vererek beklentiler yaratmamalıdır. Siyasetçi, hep doğruların ve gerçeklerin peşinde olmalıdır. Sözüne güvenilir olmalıdır.

Siyasetçi bilge olmalıdır. Dünya ve ülke olaylarını ve gelişmeleri takip ederek incelemeli, analizler yaparak kendisini geliştirmeli ve kendisini daima güncellemelidir. Farklı fikirlere açık, diyalogcu, uzlaşmacı ve doğruları açık bir şekilde halka aktarmalıdır. Siyaset, şahsi çıkar ve menfaat elde etme aracı olarak kullanılmamalıdır. Halkın yararına, ülke kalkınmasını ve toplum refahını öncelemelidir. Sosyo-kültürel ve ahlaki değerleri göz ardı etmemelidir. Toplum yararı ve kul hakkını gözetmelidir.

Siyasetçi, bulunduğu makamdan güç almamalı, aksine makama güç katmalıdır. Siyaseti meslek olarak görmemelidir. İş veya meslek sahibi olan, şahsi çıkar gözetmeyen, liyakat sahibi bireylerin siyasetin içinde yer alması ülkemize en büyük katkıyı verecektir. Böylece, siyasetçi üzerindeki kötü algı zaman içinde yok olacaktır.

Toplumda siyasetçiye olan güven, ancak böyle yaratılabilir.

Unutulmamalı ki, siyaset halk için yapılır." dedi.