Bugün size bir masal anlatacağım.
Günlerden, haftalardan bir gün...
Aylardan ve hatta geçmiş yıllardan bir gün.
Bir otomobil, bir ilçenin karanlık caddelerinden geçerken kimliği belirsiz kişiler tarafından kurşun yağmuruna tutulur.
Otomobilde bir kadın ve bir erkek vardır.
Kadın olan etiket sahibi olma peşinde, erkek olan ise var olan etiketinin değerini bilmemektedir.
Şanşlı olduklarından mı yoksa tetikçiler korku salmak istediklerinden midir bilinmez, her ikisi de bu saldırıdan yara almadan kurtulurlar.

Ama şimdi olmadı ki...
Direkt masalın sonunu anlatmış olduk.
Neyse olan oldu bir kere.
Biz de masalın başına dönelim öyleyse.

Kadın hırslıdır, ihtiraslı ve bir o kadar da isteklidir.
İtibarsız ya, itibar kazanmak için bir 'etiket' sahibi olması gerekiyor.
Ama olamıyor.
Tüm seçenekleri zorluyor.
Belediye Meclis Üyesi aday adaylığı, Milletvekili aday adaylığı, Belediye Başkan aday adaylığı...
Muhtarlık seçimleri dışında hepsine aday adayı olmuş, yine de bir şey olmayı başaramamış.

Son bir şans, yaşadığı şehirden kazandığını, yaşadığı şehre harcayan kadın, yaşamadığı ilçeye bir umut tekrar döner.
Bu sefer tüm tabuları yıkmaya karar verir.
'Ya milletvekili olacağım, ya milletvekili olacağım...' der.
Ve tüm tabuları yerle yeksan eder.

Kadın önce İl Başkanına yazılır,
İl Başkanı bu yazılıya seve seve katılır.
Yazılıda kalsa da önemli değildir.
İl Başkanı için yazılıyı yapacak kadındır önemli olan.
Ama bilmediği bir şey vardır.
O da benzer yazılıya kendisinden önce bir belediye başkanının da katıldığıdır.
İşte masalın en heyecanlı bölümü tam da burada başlıyor.

AKP'Lİ Başkan Satılmış Gebeş'te PHUKET ADASI'na Gitmiş! İYİ DE NEDEN? AKP'Lİ Başkan Satılmış Gebeş'te PHUKET ADASI'na Gitmiş! İYİ DE NEDEN?

Milletvkili olma hayali kuran kadın her şeyi mübah görmeye başlar.
İl Başkanı ve Belediye Başkanını aynı anda idare etmeye başlar.
Fakat ilçenin en görkemli otelinde tertip edilen resepsiyonda foyası ortaya çıkar.
İl Başkanı ve Belediye Başkanı neredeyse yumruğa birbirlerine girecekken araya girenler kavgayı önler.

Milletvekili olmak için her şeyi mübah gören kadının elinden tutup otelden çıkan belediye başkanı, kadınla makam aracına biner.
Yol üzerinde meşhur elektrikleri kesik bir mekana giderler.
Mekanda elektrik olmadığından mumlar yakılır, loş bir ortam oluşur.
Şimdi sizler 'ne romantik bir ortam' diyeceksiniz ama değil.
Mekan sahibine ''dışarı çık'' denir ve menfaati için İl Başkanı ve Belediye Başkanını aynı anda idare eden kadın siyasetçi 'şamaroğlanı' misali ardı ardına tokatlar yer belediye başkanından!

Bir iki kadeh sonra barışırlar istemeye istemeye...
Sonrası mı?
Yazının ilk paragrafını masalın sonu oluyor zaten.

Sonuç ne oldu derseniz?
Kadın 'etiket' sahibi bir 'siyasetçi' olmayı umarken 'yosma' diye anılmaya başlandı.
İl ve Belediye başkanı ise aynı kadın tarafından idare edildiklerinden 'godoş' olarak anılır oldular.

İl ve Belediye Başkanı tarafından demet demet çiçekler gönderilse de kendisine,
O siyasi arenada tek bir başarı sağlayamayan kadın bir daha ne o il başkanıyla ne de belediye başkanıyla bir araya gelmedi.
Sanki her şey rüya gibiydi.
Yoksa gerçekten rüya mı gördü birisi?