SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ, ARTIK SUSUN.!

 

                İstanbul Dolmabahçe’de 44 canın acıları dinmeden, bu kez Kayseri de yirmi yaşlarında 14 canı daha teröre kurban verdik!

Bu acının ne olduğunu, o canlardan birini toprağa koyan anne babaya sorun, inanın bu acının tarifi yoktur!

Bırakın şehit oldu, şaadet şerbeti içti, vatan sağ olsun avuntularını! Bakanların emniyet müdürlüklerini ziyaretlerinde “şehit olmaya hazır olun” sözlerinin bir anlamı yok. O zaman “önden buyurun” derler adama..   

Yirmi yaşında ki bir insanın canından bahsediyorum.

O acıyı yaşayan anne ve babaya “kanı yerde kalmayacak, hesabı sorulacak veya intikamı alınacak” söylemlerinin hiçbir hükmü olamaz. Oğlunu kaybetmiş bir anne-babayı bu sözler teselli edemez.

Sözün bittiği yerdeyiz. Ama kimse bu sözün ayrıtında değil. Can kayıpları üzerinden prim yapma peşinde olanları ayırabiliyoruz, acıyı yüreğinde taşıyanı da.

Terörün acımasızlığına teslim mi olalım?

Tabi ki hayır!

Sorumluluk içinde hareket edilmeli.

Palavra dolu nutuklara gerek yok. Her terör saldırısı sonrasında siyasilerimizin söylemlerine bakınız. Halk korumasız gezerken, 3000 koruma ile meydan okumak kolaydır. Halkın içine giremeyen kafanın terörü önleme aklı olamaz.

Küçük çocuğun yaşıtından yediği yumruk sonrasında karşısındakini sinir etmek için “acımadı ki” demesine benziyor. Siyasilerimizin durumunu bu!

Külhanlığın canını toprağa vermiş anne ve babaya, dul kalan eşe, yetim çocuğa bir faydası yok, bu söylemden vazgeçilsin.

O anne- baba ve ülke insanı başka canlar yanmasın ister. Devleti yöneten siyasi iktidardan kesin çözümler bekler.

Olay sonrası canlı bombanın ve terör örgütünün kimliği, katliamı yapış şekli çok acıyı yüreğinde duyanlar için önemli değil. Önemli olan bu bilgilere canlar kaybedilmeden önce ulaşıp o manyağı durdurabilmek.

Olay sonrası sosyal medyayı yavaşlatmanın, yayın yasağı getirmenin belki siyasi iktidara faydası olabilir, ancak yaşadığımız terörü durdurmaya hiçbir faydası olduğu görülmemiştir. Terör demokrasi içinde yok edilir, yasaklarla değil.

Her terör saldırısı sonrasında saatler süren güvenlik zirveleri sonuç vermeli artık.

Ülkeyi yönetenler üstü kapalı mesaj vermeyi de bırakmalı. Artık ülkemizde yaşanan teröre destek olan ülkelerin adını açıklamalı ve gereken yapmalıdır. Terör örgütlerinin emperyalizmin amacına hizmet eden taşeron maşalar olduğunu söylemekle bu işler düzelmez. Bu devletlerin adı açıkça söylenmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.

Ülkeyi yönetenlerin “terör örgütlerinin ortak saldırısı altındayız, seferberlik ruhu içinde mücadele etmeliyiz” ve “terörle işbirliği yapan ülkeler şunu bilsinler ki terör bir süre sonra kendilerini de vuracaktır” itiraf niteliğindeki bu söylemler iyi anlaşılmalıdır. 

Terör örgütleri ülkemize karşı neden işbirliği içindedir?

Terörün beslendiği Orta Doğu ülkelerinde komşu devletlerin iç işlerine müdahale ederek acaba hatalar mı yaptık?

Ayrıca yukarıdaki söylemlerden söyleyenlerin de ders alması gerekmez mi?

Bakınız ülkemizi yönetenlerin son yıllardaki en büyük yanlışı Halep olayına şaşı bakıştır.

Dört yıl önce işgal edilmiş Suriye’nin önemli şehirlerinden biri olan Halep rejim karşıtları ve terör örgütlerince işgal edildi.

Ülkemizi yöneten siyasilerimizin hiç birinden Halep’in işgaline karşı ses çıkmadı. Halep Suriye güçleri tarafından dört yıl sonra geri alındı. Siyasilerimiz “insanlık suçu işleniyor, katliam yapılıyor, çocuklar kadınlar öldürülüyor” diyerek dünya kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyor. BM’yi göreve çağırıyor.

Sosyal medyada paylaşılan Suriye de katliam resimleri ve videolarının ise sahte olduğunu CNN tv açıkladı.

Suriye de rejim karşıtlarının içinde kimler vardı? El Nusra, Çeçen ve dinci terör örgütleri..

Ne demişlerdi, teröre bulaşmamak gerek.

Hala MİT tırları gizemini koruyor. Terörle işbirliği yapan ülkeleri uyarırken sanırım tecrübe konuşuyor demek yanlış olmaz..

Terör uzmanlarının önemli bir söylemini düşünmenizi öneririm!

Terörü önlemek için, terör eyleminin yapılış şeklini iyi analiz edip, istihbarat çalışmalarını geliştirmek gerek.

Bir de sorumlu olanların “ben terörle mücadelede başarılı olamadım” demesi lazım. Yoksa iktidar ne olursa olsun benim elimde olsun kafasıyla çok daha fazla canlar yanacak.

TURGUT GÜVEN