TERÖRLE MÜZAKERE DEVAM EDİYOR..!

 

Terör ya da terörizm, siyasal, dinsel veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere; resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımıdır. Terör uygulayan organize gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist denir.

                Terörün ve terör örgütünün tarifi bu.. Terörün amacı ne olursa olsun haklılığı olamaz, terör örgütleri desteklenemez, terör ile müzakere asla edilemez..

                17 Şubatta Ankara’nın kalbinde terör,  kurduğu kahpe tuzakla 29 can aldı.. Bu saldırının üzerinden bir gün geçmeden yayın yasağı konuldu. Yasak bu akşam saatlerinde kaldırıldı..

                Günlerdir bu konuşmaları resmi açıklamalar dışında yazamayan medya kuruluşları artık ulaştıkları gerçekleri , gelişmeleri haber yapabilecek, doğruyu ve yanlışı eleştirecek.. Tabi yandaş medyadan bahsetmiyorum..

                Bu yasak neden konuşmuştu derseniz benim cevabım toplumu ve tüm dünyayı  diledikleri gibi yönlendirmek için derim..  

                Terör eylemin 18.31 de gerçekleşmişti, en üst yetkili ağızlar bu eylemi PYD terör örgütünün yaptığını patlamadan iki saat sonra duyurdular.. Saat 21.30 sularında da PYD’li teröristtin kimliğini Suriye Amude doğumlu Salih Neccar olduğu açıklandı..

                Böyle bir hız Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile yok..

                Yine etkili yetkililer bu sonuca nasıl ulaştıkları konusunda ellerinde sağlam bilgiler olduğunu, patlamanın gerçekleştiği yerde teröristtin parmak izini bulduklarını söylemişlerdi..

                Hatta yine aynı yetkililer yabancı ülkelerin büyükelçileriyle bu bilgileri paylaşmışlardı.. Amaç PYD’nın terör örgütü olduğunu kanıtlamaktı.. Ancak yabancı ülkelerin hiçbiri bu açıklamaları doğru bulmadı, deliller onları ikna etmedi..

                Bana göre de PYD, YPG adına ne derseniz deyin, Suriye’de resmi güçler dışında kim eline silah alıp bir amaç için kan döküyorsa  terör örgütüdür..

                Ancak 29 Ekimde terör örgütü saymayıp sınır kapılarını açtığınız,  PYD liderini Ankara’da ağırlayıp “bölge sorunlarına çözüm arasanız” şimdi ne kadar terör örgütüdür diye bağırırsanız bağırın kimseyi inandıramazsınız..  Bu terör örgütü şimdi Suriye de ABD ve Rusya tarafından kullanılıyor..

                Konumuza dönelim..!

                Ankara'da 29 kişinin ölümü, 60 kişinin yaralanmasıyla ilgili soruşturma kapsamında, medyadaki görüntüler üzerine Musa Sömer adında bir vatandaş saldırganın kendi oğlu Abdülbaki Sömer olduğunu yetkililere bildirdi..

                Baba Musa Sömer’den alınan NA örneği, canlı bombanın cesedinden alınan DNA örnekleriyle eşleşince gerçek siyasi iktidarın yetkilileri tarafından iddia edildiği gibi olmadığı anlaşılıyor..

                Terörist Abdülbaki Sömer  PKK üyesi.. Eylemi bir süre sonra TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) isimli terör örgütü üstleniyor..  TAK, PKK’nin yan kolu..

                Yetkililer şimdi ağız değiştirerek PKK, PYD fark etmez demeye başladılar.. 

                Bu durumda şu soru gündeme geliyor.. Peki; yabancı ülkelerin büyükelçileri aracılığıyla tüm Dünyaya açıkladıklarınız ne olacak? Bu açıklamalarla inanılır bir devlet nasıl olunacak?

                Bundan sonraki gelişmeler ise terör karşısında dahi birleşemediğimizi gösteriyor..

                Mecliste bulunan siyasi partiler terör karşısında ortak deklarasyona bile imza atamıyor..

                Ankara’daki patlama sonunda 29 kişinin ölümüne 60 kişinin yaralanmasına sebep olan terörist Abdülbaki Sömer ‘in yakınları taziye çadırı kurabiliyor..  Taziyeye  HDP Van milletvekili Tuğba Hezer de katılıyor..

                Önce şunu soralım..!

                Terörün zire yaptığı günlerde Ankara’da canlı bomba olup 29 cana kıyanların yakınları taziye çadırı kurma cesaretini nereden buluyor..?

                Sorduğum soruyu ben cevaplıyayım.. !  Bu cesaret yıllarca barış süreci adı altında terörle müzakere etmekten buluyorlar..

                Milletin vergilerinden maaş alan ve dokunulmazlık kazanan DBP İl Eş Başkanları Ökkeş Kava ve Caziye Duman, aynı yerde basın açıklaması yapıyor..  Açıklamaya, HDP Van milletvekilleri Tuğba Hezer ve Lezgin Botan da katılıyor..

Açıklamada hükümeti eleştiren Ökkeş Kava, "Bugün sabah saatleri ile birlikte onlarca eve polis baskın düzenlemiş, baskınlar sonucu arkadaşlarımız gözaltına alınmıştır. Biz İl Eş Başkanların evlerine baskın düzenlenerek, aramalar yapılmaktadır. Şunu herkes çok iyi bilsin ki biz bu politikalar karşısında tek bir adım bile geri atmayacağız. Korkmuyoruz, kaçmıyoruz, saklanmıyoruz" diyebiliyor..

Bu durumda ben şunu derim..!

Milletvekili sıfatını kazanmış ve meclise girmiş, PKK’nın siyasi uzantıları olan bu milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmayıp konuşturan AKP;  hala terör örgütü ile müzakereye devam ediyor..

 

TURGUT GÜVEN