Ülke gündemi dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiş darbe girişimi ile meşgul edilirken ben kendi gündemime devam etmeyi düşünüyorum.. Kurgu darbe karşıtlarının demokrasi sevdalarına gelecek günlerde, gerçekler su yüzüne çıktığında dönerim..
Zonguldak Valiliğin Çevre Müdürlüğü aracılığı ile yaptığı basın açıklamasına kaldığımız yerden devam edelim..!
Siyasi iktidar ülkenin genelinde yasaya uygun ancak, hukuka uygun olmayan işler yapıyor.. Bunun Zonguldak uygulaması bölgenin “termik cehennem” olarak ilan edilmesidir.. Üstelik bu bölge yandaş iş adamlarına peşkeş çekilmekte, herkesin gözleri önünde çevre katliamı yapılmakta, insan sağlığı hiçe sayılmaktadır..
Bir örnek vererek yine konuya dönmek isterim… Barış süreci adı altında PKK ile müzakere de terör örgütünün yaptığı eylemlere sessiz kalınması talimatlarını hepimiz biliyoruz.. O yıllarda valilere verilen talimatlar en yetkili ağızlarca televizyon kanallarından itiraf edildi..
Daha sonra bu suçların valilerin üzerine atılmaya çalışıldığını da bilmeyen yoktur sanırım..
Şimdi; devran döndüğünde bu hukuksuzluk siyasilere de, bu yasa dışı talimatlara uyan valilere de mutlaka sorulacaktır.. AKP iktidardan uzaklaştığında bu hukuksuzlukların hesabının sorulacağı bir yargılama süreci başlayacaktır.. Terör, yolsuzluklar ve daha bir çok yasa dışı uygulamaların mutlaka hesabı sorulacaktır..
Konumuza dönelim..!
Açıklamada “1- Görüleceği üzere Termik Santrallerin bölgemizde yapılmasına dair karar 1990’lı yıllarda verilmiştir. ÇED İzinlerinin verilmesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığının uhdesinde olup, Valimiz Sayın Ali KABAN’ın göreve başladığı Ağustos 2013 tarihinden bu yana hiçbir termik santrale de Bakanlıkça ÇED OLUMLU Kararı verilmemiştir.”
Şehrin valisi böyle bir açıklamaya neden gerek duyar.. Bu şehre gelen diğer valilerden bu güne kadar “bundan öncesi benim ilgilendirmez veya ben bundan sonrasından sorumluyum” anlamına gelen bir açıklama duydunuz mu?
İşte bu açıklamanın sebebi yukarıda yazdığın gelecekte hesap vermekten kaçmaktır.. Günü geldiğinde sayın vali, benim dönemimde çevre ve insan sağlığına zarar veren uygulamalara şu kadar ceza kestim ve hiç ÇED olumlu kararı verilmedi savunmasını yapabilmek içindir..
Çünkü bu şehirde siyasi iktidar kendi atadığı valinin bile elini kolunu bağlayarak suç işliyor.. Yarın bu suçun sorumluları olarak valileri göstermeyeceğini kimse iddia edemez..
2- En son geçtiğimiz yıl talep edilen 3 adet ÇED İzin başvuruları hususunda da takdir Çevre ve Şehircilik Bakanlığındadır. İzin verilip verilmeyeceği, şayet verilecekse hangi şirketlere verileceği, yerli veya ithal kömürden hangisinin kullanılacağı, yerli kömür desteklenecekse bunun nasıl bir prosedürle olacağı, tümüyle Bakanlığımızın takdirindedir.
Valiliğin kendini savunması 2.madde de aynen devam ediyor.. ÇED başvurularındaki taktirin, yakılacak kömürün, hatta santral yapımının hangi firmaya verileceği konularında bile ben sorumlu değilim, sorumluk Çevre ve Şehircilik Bakanlığına aittir deniyor..
Açıklamanın 3.maddesinde denetim yapılmadığı ile ilgili iddialar asılsızdır dedikten sonra kendi dönemine kadar 4, kendi dönemine 10 adet denetim yapıldığı anlatılıyor..
Bir Vali, tüm yapılanlar doğru, yasalara ve hukuka uygunsa böyle bir açıklamayı neden yapmak zorunda kalır..! Ben sorumlu değilim sorumlu şudur diyerek savunma yapma ihtiyacı duyar..
Açıklamada 5.madde ilginç.
5- Toplumda oluşturulan algının yerinde olup olmadığını belirlemek üzere, ölçüme esas denetimlerin kamuoyunca bilinen ve ciddi olduğu değerlendirilen bir çevre derneği ile ortaklaşa yapılması planlanmıştır. Hatta bu denetimin tümüyle onların yönetiminde yapılması talep edilmiştir. Bu çabanın amacı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün çalışmalarına duyulan bir şüphe ya da birilerinin aklanması olmayıp, itibar edilen bir çevre derneğinin inisiyatifinde ortak bir çalışmanın yürütülmesi ve durumun bütün açıklığıyla ortaya çıkması idi.
Açıklamada “ciddi olduğu değerlendirilen bir çevre derneği” TEMA Zonguldak il temsilciliği oluyor..
Ancak anlıyoruz ki TEMA bir süre sonra bu çalışmada bulunamayacaklarını ifade etmiş.. Bu durumda söz konusu çalışma Valilik Makamınca iptal edilmiş..
Valilik makamının 30 Haziran tarihinden yaptığı bu açıklama sonrasında TEMA’da açıklama yapıyor.. Bir başka deyişle TEMA valiliğin yaptığı bu açıklama karşısında açıklama yapmak zorunda kalmıştı.. TEMA yaptığı açıklamada ise ayrılığın “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı talep ettiğimiz entegre denetim ve ÇED izleme raporlarının ticari sır içerdiği gerekçesiyle bizimle paylaşılamayacağını yazılı olarak iletmesini “ gösteriyor..
Valilik ve çevre bakanlığı TEMA denetim ekibi içinde bulunsun ancak “entegre denetim ve ÇED izleme raporlarının” görmeyip figüranlık yapsın istiyorsa TEMA bunu neden açıklamıyor?
Çevrecilerin asıl midesini bulandıran konu bu.! Denetim ayrılığını TEMA’nın neden gününde duyurmadığı.. TEMA denetim ekibiyle yollarını (02.03.2016) tarihinde ayırmış ancak çevreciler bu ayrılığı valiliğin yaptığı 30.06.2016 tarihindeki açıklamadan öğrenmiş..
TEMA güvenilir bir sivil toplum çevre örgütü.. Ancak Zonguldak Temsilciliğinde bulunan kişiler Zonguldak’ta çevre katliamları yaşanırken nedense gerekli özveride bulunmuyorlar.. Hatta TEMA il temsilcisi hanımefendinin genel merkezin bir toplantısına gideceğini mazeret göstererek son ÇED toplantılarına katılmadığını da biliyoruz.. Hatta TEMA’nın bölgemizde faaliyet gösteren taş ocakları ile ilgilenmediğini de söylediği bize gelen bilgiler arasında.. Bu davranışları nedeniyle TEMA genel merkezinden fırçalandığı da biliniyor..
İşin özü şu; TEMA il temsilciliği bölgemizdeki davranışlarıyla çevre katliamı yapan kuruluşlara zaman kazandırıp üzerine gitmezken, çevrecilerin gözünü boyamaya çalışıyor.. Güneş balçıkla sıvanamıyor..
TEMA da kan değişikliği şart.. Hem de en kısa sürede..
TURGUT GÜVEN