Siyasetten uzak bir hafta sonu yazısı yazmak geldi içimden. Aslında tanığı olduğum güzel bir konser gecesine, o geceye  emeği geçen güzel insanlara da haksızlık etmek istemedim açıkçası..

                Diğer taraftan siyasi gündem nedeniyle şehrimizde yaşanan sanat ve kültür etkinliklerinden kısaca güzel uğraşlardan da uzak kaldığımızın farkındayım. Bu eksiğimizi de tamamlama gereği duydum.

                27 Şubat Çarşamba akşamı Atatürk Kültür Merkezinde harika bir Türk Sanat Müziği (TSM) konseri izledim.

                Konser davetiyesinin üzerinde “Yaprak yaprak düştü aşk”, güfte Beste Selma Aydın TSM Konseri ve Zonguldak marşı yazılıydı. Şef ise uzun yıllar görüşme imkânımız olmasa da dostluğumuzu sürdürdüğümüz güzel insan Levent Özger di.

                TSM severim ve her fırsatta dinlerim. Sevmemin nedeni siyah-beyaz tek kanallı tv dönemlerine kadar gider. 70’li yıllarda babam haftada bir gün yayınlanan TRT sanatçılarının sunduğu TSM konserini bazen çilingir sofrası eşliğinde izlerdi. Sanırım bilinçaltımız bu şekilde oluştu TSM sevgimiz buradan geliyor.

                AKM salonu tamamen doluydu ve Zonguldak insanı bu geceye emek verenlerin tamamını bol bol alkışladı. Müziğini ve sözlerini ilk kez duyduğu eserleri muhteşem seslerden dinledi.

                Sahnede saz sanatçıları ve solistler akıllıca yerleştirilmişti. Selma Aydın profesyonel sunucuları aratmadı diyebilirim. Sanırım konserin ağır yükünü çekenlerden biriydi. Kendisini ortaya çıkardığı güzel konser ve eserler nedeniyle kutlarım..

                Kulağım iyi sayılır saz sanatçıları kusursuzdu diyebilirim. Bence yeni eserleri hatasız icra etmeleri yoğun emek harcadıklarının da kanıtıydı.

                Solistlerden Şef Bestekâr Suat Yıldırım oldukça güçlü bir ses. Müzik dışında sahnedeki espri dolu sohbeti izleyiciler tarafından da beğenildi diye düşünüyorum.

                Sinan Sezer, Hamza Başören ve Ahmet Aydın eserleri icra ederken oldukça rahattılar ve izleyicileri mest ettiler diyebilirim.

                Sibel Dilsiz, Hazal Doğan, Yonca Baş ve Nilgün Çayırlı kadın sesinin en güzel örneklerini verdiler. Her biri ayrı tonlarda güçlü sesler olduklarını gösterdiler. Alkışları fazlasıyla hak ettiler.

                Ve Suzan Üren..

                Kendisini yıllar önce ilk kez TTK Karasu kampında izlemiştim. Yıllar sonra ise 27 Şubatta AKM’de izleme imkanı buldum.. Gecenin kendisi içinde farklı bir anlamı olduğu ilk bölümün sonunda ortaya çıktı. Suzan Hanım her sanatçıya nasip olmayacak bir şekilde doğum gününü izleyicisi ile sahnede kutladı. Kendisine hayal ettiği her güzelliğin yeni yaşında gerçek olmasını dilerim. İzleyenlerin kulaklarındaki pası sildi diyebilirim. Konuşmasında Martın sonu bahar söylemi salonda karşılığını buldu. Konserde de olsak siyasetin yoğun günlerinde olduğumuzu bize hatırlattı..

Ve eskimeyen dostum Şef Levent Özger..

Kendi benzetmesiyle konserin Alain Delon’uydu . Onun Kilimli Halkevinde Udu ile verdiği bize özel konserleri aklımdan geçirdim. Harika, güzel günlerdi.

Yoğun emek harcayarak öğrencileri ile izleyici karşısında sınav vermek, karşılığında eserleri dinleyenlerin alkışları sanırım bu işi yapanların ödülüdür.  Levent Hocanın da bu ödül ile mutludur düşünüyorum.

Kendisini konserden bir gün sonra Gazipaşa da rastlayıp kutladım, bu yoğun emek ve ortaya çıkan muhteşem konser birkaç kez daha kutlanmayı hak ediyor, bende öyle yaptım.  

Konser davetiyesinde sözlerini okuduğum Zonguldak Marşı ise oldukça fazla ilgimi çekmişti. Konserin finali bu marş ile yapıldı. Şehrimizin artık bir marşı var. Bir Zonguldaklı olarak emeği geçenlere teşekkür ederim.

Küçük bir eleştiri, konserde sanırım 30 eser seslendirildi. Eser sayısı 20 ye çekilmeli diye düşünüyorum..

Bir başka eleştiri ise yerel basınımıza. Bu tip emek yoğun kültür ve sanat etkinlikleri,  basınımızda yeterince yer bulamaması bu şehrin kan dolaşımını yavaşlatır diye düşünüyorum. Zonguldak’ta kültür ve sanat etkinliklerinde emek harcayanların bu tip desteklere çok ihtiyacının olduğunu tahmin ediyorum.

Yazımın sonunu Suzan Hanım gibi siyasetle bitireyim!

Şehrimizde Levent Özger gibi birkaç hocanın daha amatör bir ruhla ve kendi imkânlarıyla bu tip çalışmalar yaptığını biliyorum. Bu güzel insanlar hem bu şehrin halkı hem de yerel yönetimlerce desteklenmeli diye düşünüyorum.

Bu konuda CHP Zonguldak Belediye Başkan adayı Şenol Şanal’ın projesini biliyorum.. Bu tip kültür ve sanat çalışmalarına maddi, manevi destek olacağını bu çalışmaları Nazım Hikmet Konservatuvarı adı altında toplayacağını ve bu şehirden hoş sedaların yükseleceğini umuyorum.

Bu şehir her güzelliği hak ettiği gibi bu güzel uğraşılardan çıkan eserlere de çok ihtiyacı var.  Güzellikleri sürekli hale getirmek içinde yukarıda saymaya çalıştıklarımın kıymetini bilmek ve emeklerine saygı göstermek gerekli ki aşk yaprak yaprak düşmesin.  

 

TURGUT GÜVEN

Yayın Tarihi:02.03.2019