Uzun zamandır sizlere Karaelmas Haber’deki köşemden yazdım… Bu günden itibaren ise Kariyer gazetesindeki köşemde olacağım.. Buna geçişe “transfer” demek bazı su kurnazlarının aklına akçeyi getirebilir, akçeli işler bu güne kadar benim işim olmadı.. Bu geçişe, başka bir söylemle Zonguldak ve ülke gündemine aynı yapının bir başka penceresinden bakış diyebilirim..

                Zonguldak ve ülke sorunlarını aklımızın erdiği, yüreğimizin yettiğince bu köşeden yazmaya sorunlara ortak çözümler üretmek için işaret fişekleri atmaya devam edeceğim.. Bu fişeklerden çözümler için ipuçları yakalayanlar olacağı gibi, dokunduğum, kızdırdığım ve tansiyonlarını yükselttiklerimde olacak..

                Böyle durumlarda bardağın dolu tarafı benim bakacağım alan olur.. Yani yazdıklarımdan ipuçlarını bulanlar ve benimle birlikte Zonguldak ve ülke sorunlarına çözüm arayanları dikkate alırım.. Yazdıklarıma kızanlar ve tansiyonu yükselenler ise daha önce olduğu gibi yine umurumda olmayacaktır.. Birilerini üzeceğim, darıltacağım diye, doğru bildiğim gerçekleri yazmaktan geri durmayacağım..

                Kısacası yukarıda yazdığım gibi, aynı binanın farklı penceresindeyim.. Çizgim, duruşum, sorunlara ve gündeme bakışım gelişecek ama değişmeyecek..

                Diğer bir bakışım ise şudur; Kariyer Medya kendisine yeni bir sayfa açtı.. Zonguldak basın arenasında açtığı bu yeni sayfanın doğal olarak mücadelesini vereceklerdir. Bu sayfada içinde ve mücadelede onlarla birlikte olacağım.. Amacım sadece ise katkı sağlamaktır.. 

                Bu açıklama ve girişten sonra yeniden merhaba..!  

               **  **  **

               7 Haziran seçimleri sonrasında Zonguldak’a geldim.. Geldiğim günden bu güne seçimlerin değerlendirmelerini ve koalisyon senaryoları üzerine dost ve arkadaşlarla çeşitli sohbetler ediyoruz.. Bir anlamda “koalisyon toto” durumundayız..

              Çoğu zaman Zonguldak ülkenin diğer şehirlerinden farklı demişimdir. Farkı da şudur;  diğer şehirler gelişirken, şehrimiz Zonguldak geriliyor.. Geniş imkanlardan, yoksulluğa doğru yuvarlanıyor.. İnsan içinde, şehir içinde varlıktan yokluğa geçmek kolay iş değildir..

               Yoksulluğa, imkansızlığa gidişte bu şehirde yaşayan her insan, gücü oranında suçludur..

                Neden…!

               Öncelikle bu şehrin geçmişine sahip çıkmayı bilmiyoruz.. Bu şehir madencinin “kazmasının ucundan” karnını doyurdu, bu şehir o kazmanın ucundan büyüdü, yine o kazmanın ucundan gençlerimiz eğitim gördü, olabildiyse “adam oldu”..  Madencinin her salladığı kazmanın bu şehre sağladığı getirdiği geniş imkanları saymakla bitiremeyiz..  

              Çağdaş toplumlar geçmişlerini geleceğe taşımak ve kendisinden sonraki kuşaklara öğretmek için anıtları ve tarihi eserleri çok iyi korurlar.. Bu tip yerlere aşırı önem veriyor, adeta gözü gibi bakıyor..

              Ya biz..!

              Cumartesi günü (27 Haziran) yıllar önce Adliye yanında kurulmuş Zonguldak’taki maden ocaklarında yaşamını yitiren şehitler anıtındaydım.. Anıtta, şehrin duyarlı ve sorumluluk sahibi insanları hummalı bir çalışma içindeydi..

             İşin garibi, bu çağrı anıttaki terk edilmişliği, ahde vefasızlığı Zonguldak’a gelip aday adayı olduğunda basındaki kiralık kalemlerin “Zonguldaklı değil” diye eleştiren Deniz Yavuzyılmaz’ın aklıma gelip yapmış olmasıydı..   

            Anıtta şehit madencilerin düşen isimlerini tekrar yerine yapıştırmak, en önemlisi ise bizlerde emeği, hatta hakkı olan o insanlara vefa örneğiydi yapılan..  

             Emeği geçenlerin tamamını kutluyorum..

             İşte bu şehir geçmişine sahip çıkmayı bilmediğinden kaybediyor.. Geçmişine sahip çıkma kültürü olmadığından Zonguldak maden ocakları birilerinin iştahını kabartıyor.. Geçmişine sahip çıkmadığı içindir ki siyasetçi madenlerin özelleştirilmesinden gerinerek, sorumsuzca ve ahlaksızca söz edebiliyor..

             Bu saldırılar karşısından dik durmak, geçmişimizi bilerek, şehrimiz Zonguldak’a sahip çıkmaktan geçer.. Geçmişe sahip çıkmak, aynı zamanda o anıtta isimleri yazılı olan, kendi geleceği kadar bu şehrin geleceği için de çalışırken yaşamını yitiren insanlarımızın da huzuru olacaktır..

            Bu çağrıya en çok ihtiyacı olan ise Zonguldak basını oldu.. Deniz farkında mı bilmiyorum ama basındaki bu birliği sağladı.. Zonguldak basını önemsiz bir kaçı dışında bu çağrıya uydu ve görüntü aldı, sayfalarında haber yapıp yer verdi..

            İşin özü şu..!

            Zonguldak basını bir çok  konuda farklılık göstermesi gayet doğaldır.. Ancak Şehre ve geçmişine sahip çıkma konusunda bir araya gelmelidir diye düşünenlerdenim..

 

          TURGUT GÜVEN