BİR ZAMANLAR KONAKLARI İLE ANILAN ŞEHİR ZONGULDAK
Zonguldak ili ve bazı ilçelerinde 17-19 ve 20. Yy arasında çok sayıda 2 ya da 3 katlı gösterişli konaklar yapılmıştı. Bunlardan ne yazık ki günümüze kadar gelebilen bir elin parmak sayısının geçmiyor. Kimisi zamana, kimisi tabiat şartlarına, kimisi ilgisizlik yüzünden yok oldular.
Geçmiş tarihlere fotoğraflara yansıyan ve günümüze gelmeyi başaran Konak tipli evlere baktığımız da 2 ya da 3 katlı kagir konak olduklarını ve dış cephelerinde, zemin kattan üst katı desteklemek amacıyla yapılmış ahşap sütunlar kullanıldığını görüyoruz.
Zonguldak geneline bakıldığında en fazla konağın Ereğli ilçesine yapıldığı görülüyor. Bunların ayakta kalmayı başarmış olanları Kültür Bakanlığı tarafından tescil edilmiştir. Ereğli’de Kültür Bakanlığı tarafından tescillenen Konak tipi evlerin başında Halil Paşa Konağı gelirken, Yalı caddesindeki, Sahil yolundaki, Bayır Sokağında ki, İstikbal caddesindeki, Konakdibi Sokağındaki, Akarca Sokağındaki, Kula sokağındaki, Tokmaklar sokağındaki, Kayabaşı Şakir Reis Sokağındaki ve İncekaş Sokağındaki evler tescil edilen konak ve evlerdir.

1 -  Halil Paşa Konağı: 
Ereğli ilçesinin Orhanlar Mahallesi, Yalı Caddesinde bulunan Halil Paşa konağı günümüze en sağlam gelmeyi başaran konakların ilk sırasında olup 19. Yy sonlarında, Padişah 2. Abdülhamit döneminde Sancak Beyi Halil Paşa Karamahmutoğlu tarafından antik parçalar ve eski bir kiliseye ait binalardan toplanan parçaların kullanılması ile yapılmıştır. Ereğli’de günümüze kadar gelmeyi başarmış olan bu konak en dikkat çeken mimari yapıların en başında gelmektedir. İki katlı olarak inşa edilen konak,  zemin kata vurulan sütunlar ile üst katı desteklemektedir. Konağın inşaatında denize bakması, güneşten yeteri kadar faydalanması düşünülerek iki katta altlı üstlü iki sıra pencereler ile aydınlatma sağlanmıştır.
Bir dönem ortaokul ve kız meslek lisesi olarak istifade edilen konak sonrasında zamana, tabiatın ve insanların azametine bırakılmış olup 10 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından 01.08.1998’de müze olarak faaliyet göstermek üzere halka açılmıştır.. Halil Paşa Konağı müzesinde Grek, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ışık tutan çok sayıda tarihi ve arkeolojik kalıntılar ve Roma, Bizans dönemlerine ait sikkeler bulunmaktadır.
2202 adeti arkeolojik,4695 adeti sikke, 587 adeti ise etnografik nitelikteki toplamda 7484 eserin sergilendiği konağın birinci katında pişmiş toprak amphoralar, ikinci katında ise yöreye özgü erkek ve kadın giysileri, ‘elpek’ kumaşı ile ipliği dokuma aletleri, bohça, dokuma türlerinin yanı sıra geçmiş dönemlerde kullanılan silahlar, takılar, mühürler, yazmalar gibi pek çok eser sergilenirken 3’üncü katta ise döneme  uygun döşenmiş müze-ev niteliğindedir. Geleneksel Ereğli ev düzenlemesine uygun olan katta sırasıyla oturma odası, misafir odası günlük oda ve yatak odası bulunmaktadır. 
Konağın bahçesinde de  Grek,RomaBizans ve Osmanlı Dönemine ait sütun başları,mezar stelleri,mezar taşları,sütun gövde ve kaideleri,çeşitli mimari parçalar,lahitler ve ünlü pandomim sanatçısı Krispos’un mezar anıtı sergilenmektedir. 

2- YAYLA KONAĞI
Tam olarak hangi tarihte yapıldığı bilinmeyen ve yapıldığı günden günümüze dek birçok kez el değiştirip restorasyon gören Yayla Konağının bulunduğu Yayla-Fener arası caddeler ve evler 1896 yılından sonra Fransızlar tarafından yapılmıştır. O dönemlerde Zonguldak kömür havzalarının işletmeciliğini alan Fransızların ağırlığı şehirde oldukça hissediliyordu. Zonguldak genelinde günümüzde harabe halinde olsa da birçok Fransız evi ayakta kalmayı başarmıştır. Fransız evlerinin yoğunlukta olduğu bu sokak ve mahallelere Fransız sokakları ya da Fransız mahalleleri deniliyordu.
Birçok kez el değiştiren Yayla Konağı tarihi kayıtlarda ilk olarak 9 Aralık 1906 yılında Hüseyin Bin İbrahim’den Auboyneau Efendi tarafından satın alındı olarak görülmektedir

.
1936 yılında ise Etibank’a bağlı Ereğli Kömürleri İşletmesi (EKİ) kurumu tarafından alınan konağın o dönemler de çevresinde Hastane, Kilise ve Kız okulu bulunmaktaydı. 1940 yılından itibaren günümüze dek misafirhane olarak kullanılan bir yapı olmuştur.
Yayla Konağı aynı zamanda Türkiye’nin ilk tenis kortuna da bahçesinde ev sahipliği yapmış olup ülke genelinden çok sayıda vatandaşın yanı sıra çok sayıda ünlü isim bu konağın bahçesinde tenis oynamak için konağa ziyarette bulunmuştur.
Yayla Konağı zemin üzerine iki katlı ve dikdörtgen bir yapı olup üst katlarında tuğla ve taş kullanılmıştır. Beşik çatılı olan konağın iç mimarisi ve yüzey süslemesi günümüze dek korunmuş olarak gelmiş olup görmeye değer bir göz keyfi sunmaktadır. 
Günümüzde halen misafirhane olarak kullanılan konak Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Envanterinde Ankara K.T.V.K.K.25.04.1989/787 kararla tescillenmiş olup 60 yataklı, 30 odalıdır.

3 – ALAPLI KONAĞI
Zongudak’ın Alaplı ilçesinde 260 yıl önce Sultan 1. Mahmut döneminde İstanbul’dan ilçeye gelen Hacı Bin Saidi Hüseyin (Hacı Hüseyin) tarafından yaptırılan tarafından yaptırılan 4 konaktan biri olan 260 yıllık Konak ayakta kalma mücadelesi veriyor.
Daha önce yaşanan doğal afetlerde zarar gören Konak aynı zamanda tarih düşmanları tarafından iki defa kundaklanarak yakılmış ve büyük hasar görmüştü. Tarihi kayıtlara bakıldığında ayakta kalma mücadelesi veren Konak’ın Osmanlı Dönemlerinde son yapılan ahşap konak olduğu bilgisine ulaşılıyor. 260 yıllık Konak günümüze gelirken kundaklana diğer 3 konaktan günümüze hiçbir kalıntı ulaşamamıştır. Doğanın ve insanların inisiyatifine terk edilen Konak günümüzde tamamen sahipsiz bırakılıp yok olmaya terk edilmiştir.

4 -  Devrek- Hatipoğlu Konağı
Devrek ilçesinde bulunan Tarihi 3 konaktan biri olan Hatipoğlu Konağı son 200 yıllık bir tarihe ışık tutuyor.
Devrek’in Gümüşpınar Köyü’nde bulunan ve Genç Osmanlı dönemi mimarisi izlerini taşıyan Hatipoğlu Konağı olarak bilinen zemin+2 katlı tarihi konak sahiplerinin rızasıyla Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararıyla “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı” kapsamında tescillendikten sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi. 14 ortaklı Hatipoğlu Konağının ortaklarında rızası ile ‘kültür ve turizm amaçlı’ olarak kullanılması adına girişimlerde bulunulması bekleniyor.
Devrek’te Hatipoğlu Konağı dahil olmak üzere günümüze kadar  3 tarihi konak ve 1 tarihi ev ulaşabilmiştir.
Gümüşpınar Köyü’nde Hatipoğlu, Bölücek Köyü’nde Çakmaklıoğlu, Devrek Merkez’de Hocalar Konağı olmak üzere 3 ve bir de Osmanlı mimarisini yansıtan Akarlar Evi bulunuyor.

5 - GÜNTEPE KONAĞI
Güntepe Konağı Üzülmez ve Kemerbaca mevki arasında kalan bir tepe üzerine kurulmuş olup hakkında çok fazla bir bilgi bulunmamaktadır.  Konuk evi olarak inşa edilen Konağın Atatürk’ün şehre geldiği zaman konaklaması için yapıldığı söylentileri olsa da bu söylentilerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı tam bilinmemektedir. Güntepe denilen mevkiinin Cumhuriyet’in ilanından sonra sık ziyaret edilen bir tepe olduğu bilgisine ulaşılırken Başta Celal Bayar olmak üzere çok sayıda üst düzey yöneticinin bu konakta kaldığı biliniyor.

DİĞER KONAKLAR
Zonguldak genelinde Osmanlı dönemleri başta olmak üzere farklı zamanlarda onlarca Konak yapılmış olup bunlardan çok azı günümüze gelebilmiş olup bu konakların birçoğu da Ereğli İlçesinde bulunmaktadır.

Ereğli’nin Sahil Yolunda bulunan 3 katlı tarihi ev taş ve su basman bir kaide üzerine 3 katlı olarak inşa edilmiştir. Evin aydınlatılması için ikinci kat çıkmalar kullanılarak dışa aşırılmış ve giyotin model pencereler kullanılmıştır.
Birçok tarihi evin bulunduğu Yalı Caddesi de tarihi yalılar nedeni ile bu isimle adlandırılmıştır. Burada bulunan yalı tarzı evler iki katlı olup kagir konaklardır. Buradaki evleri diğerlerinden ayıran en önemli özellik ise dışa çıkmalı pencereler ile aydınlatma sağlanmasının yanı sıra ağaç işçiliği ve tavan ile duvarlarda yapılan süsleme işçiliğidir.

Ereğli’nin Dışkapı Mahallesi Kirmanlı Sokağında bulunan, 19. yy’da Roman Bey adlı bir vatandaş teras katı ile

ve 4 katlı bu konağı yaptırmıştır. Üst katlara içten ahşap merdivenlerle çıkılan konakta her katta 4 oda bulunmakla beraber 2 ve 3. Katlarda ayrı mutfaklar bulunmaktadır.
Orhanlar Mahallesi Tokmaklar Sokağı’ndaki ev ise, yöresel mimari özelliklerini yansıtmaktadır. XIX. yüzyılın sonlarında yapılmış olan bu evin birinci katı kâgir, ikinci ve üçüncü katlar ise ahşap çatkılı olup, çatkıların araları tuğla dolgular ile doldurulmuştur. İkinci kat birinci katın üzerine boydan boya bir çıkma ile dışarı taşırılmıştır. Bu evde de ortadaki sofaların çevresine odalar sıralanmıştır. 

[ilgili-haber=9097]

[ilgili-haber=893]

[ilgili-haber=9111]