CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu’nun basın toplantısında değindiği önemli konular haklı olarak yerel basınımızın manşetlerinde yerini aldı..

                Turpçu basın toplantısına CHP’li il ve ilçe kadın ve gençlik kolları başkan ve yöneticileri yanında belediye başkanları da katıldı..  Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ve AKP ile dans eden Saltukova belediye başkanı Zerrin Güneş araziye uyanlar arasındaydı.. Zerrin Güneş hanımın marifetlerine gelecek günlerde değineceğimi de bu arada belirtmiş olayım..

                Turpçu basın toplantısında altı çizilecek önemli sözler söyledi..

 “Din üzerinden siyasetin, ülkemizi hangi felaketlere sürükleyeceğini de bir kez daha ortaya koymuştur. Devlet çökme tehlikesi yaşamıştır.”

Emperyalizm tüm dünyada ve Türkiye’de fay kırıklarından girerek, din, mezhep, etnik kökenleri kullanarak kendi çıkarları için kullanmaktadır. Tarikatlar bu anlamda emperyalizmin beslendiği alanlardır.”

“iki sarhoş/iki ayyaş” lafından biz Kurtuluş Savaşı Kahramanlarımız Atatürk ve İnönü’yü kastettiğinizi biliyoruz. “15 YILDIR NEYİN SARHOŞLUĞUNU YAŞIYORSUNUZ DA ÜLKEYİ YÖNETİP, ÜSTÜNE `KANDIRILDIK, ALDATILDIK` DİYEBİLİYORSUNUZ?”

“Bu konu iktidarın şuan söylediği gibi “kandırıldık, aldatıldık” deyip geçiştirilecek bir konu değildir.”

“Mustafa Kemal Atatürk, bu yaşananlardan sonra AKP Genel Merkezi`ne dev posterini adını hiç anmayanlara kendiliğinden astıracak kadar büyük bir insandır.”            

“Cumhuriyet döneminde “dini baskı vardı” lafı tam bir safsatadır.”

“Tekke ve Zaviyeleri kapatan, emperyalizme bayrak açan, din bezirgânlarının elinden bu kozu alan Atatürk işte bu yüzden bu kadar büyük bir liderdir…”

Biz herkesin inancını özgürce yaşadığı, Anadolu Müslümanlığının hakim olduğu eski Türkiye’yi özlüyoruz.

Unutulmamalıdır ki darbeye teşebbüs edenlerle, iktidara sahip olanlar, uzun bir ortaklığın iki tarafıdırlar. Bugün aralarındaki kavga AKP`yi demokrasi kahramanı yapmaz.

ÇÖZÜM, BÜYÜK ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ÇİZDİĞİ YOLDUR, CUMHURİYETİMİZİN KURUCU DEĞERLERİDİR. LAİKLİK VE ÇOĞULCULUĞU ESAS ALAN DEMOKRATİK DÜZENDİR.

Köşeme taşıdığım bu açıklamalar yaşadığımız süreçte oldukça önemli.. Bu açıklamaları önce CHP il ve ilçe yöneticilerinin , sonra belediye başkanlarının bazılarının okuyup anlamaları gerekir..   

Turpçu’nun basın toplantısında değindiği ve altını çizdiği en önemli konu ise Zonguldak Valisi Ali Kaban’nın şehirdeki uygulamaları ve Belediye başkanı Muharrem Akdemir’e  yaptığı göndermeydi.. 

Turpçu, “Zonguldak’ta seçilmiş bir belediye başkanımız vardır. Zonguldak’ın trafiği ve imarı belediye meclisimizin alacağı kararlarla yürütülür. Ben atanmışları seçilmişlerin üzerinde görmüyorum.

Deniz kenarına cami olmaz. Ben mimarım. Milletvekilliği bir kenara mimar olarak bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Acılık Camii’ni güzelleştirebilirler ama halkın gezebileceği yerlere cami yapılmaması lazım. Belediye Meclisi ve başkanı varken bunlara geçit vermemelidir. Cami tabiî ki yapılacaktır ama sahile yapılmasının mantığı yoktur. “

Bu açıklama basın toplantısının en önemli anlarıydı ve ders niteliğindeydi. Bir şehri düzenlemek valinin değil, belediye başkanı ve seçilmiş belediye meclisinin görevidir.. Demokrasilerde bu hak seçimle gelenlere verilmiştir  ve demokrasinin olmazsa olmazlarından biridir..

Hiçbir valinin özellikle imar konusuna şehri dilediği gibi yönetme hakkı yoktur.. Şehirde yapılacak her uygulama seçilmiş belediye başkanının görevidir.. Bu görevi belediye meclisi ile yapar..  Bu durum CHP örgütlerinin ve belediye başkanının pasifliğinden, pısırıklığından ve işi bilmemesinden  kaynaklanmaktadır..

Ancak, burada farklı bir durum daha var, yeri gelmişken ona değineyim.. Muharrem Akdemir’in pasifliği yanında bir de alışkanlığı var.. Valinin şehirdeki uygulamalarını, aşağıda bahsedeceğim alışkanlığı nedeniyle normal sanıyor olabilir..

Yakın bir geçmişte belediye meclis üyesi Turan Demirtaş’ın ihraç süreci yaşandı.. Disiplin kurulunun kararı  ve özellikle de  ARGE konusuna gelecek günlerde ayrıntılı bir şekilde değineceğim,. Kimin elinin kimin cebinde olduğunu bilgim dahilinde yazacağım..

Disiplin konusunda şimdilik sadece şu kadarını yazayım;  Demirtaş’ın savunmasının alınmaması nedeniyle suçlu olduğunu kimse iddia edemez. Savunma hakkı kutsaldır.. CHP İl Disiplin kurulunun bu tavrı faşist bir uygulamadır..

Demirtaş ve ARGE kurulmasına ret oyu veren belediye meclis üyelerinin asıl karşı çıktıkları ARGE’nin kurulmasından çok, meclis kararı alınmadan yapmaya kalkışan “bir atanmışa” tepkidir..

Açık ve net yazıyorum “bu atanmış” emekli edildikten sonra, hangi becerisi iledir bilinmez, tekrar göreve getirilen belediye başkan yardımcısı Erhan Darende’den başkası değildir..  Bakınız atanmış olmasına rağmen Akdemir tarafından birimlerin bir çoğu kendisine bağlanmıştır.. Böyle bir uygulama kabul edilebilir değildir, doğruda değildir..  

Sorulması ve cevaplanması gereken soru şudur..! Zonguldak Belediyesini seçilmişler mi atanmışlar mı yönetiyor.?  İşte yaşanan sorunun düğümlendiği yer tam da burasıdır..

Zonguldak kamuoyuna “belediyeyi kim yönetiyor” sorusunu sorun, belediye ile ilgili kişilerden alacağınız cevap büyük oranda  Erhan Bey olacaktır..

Bazı belediye meclis üyelerinin atanmışların uygulamalarından nemalanma düşüncesi ile yaşanan soruna sessiz kalmaları, sorunun sürmesine ve büyümesine katkı sağlamaktan başka bir işe yaramaz.  

İşte Akdemir de Zonguldak Belediyesini seçilmiş ile değil, atanmış belediye başkan yardımcısı ile yürütüyor.. Oysa belediyeyi de atanmışlar değil, aynı Turpçu’nun dediği gibi seçilmişler yönetmelidir..

 

TURGUT GÜVEN