Zonguldak Valiliği tarafından yıkılan TIR Parkı alanına cami yapımına da olanak sağlayan imar planının iptali istemiyle Zonguldak İdare Mahkemesine dava açıldı. Davayı açan “yürekli bir kadın” Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Zonguldak Temsilcisi Saniye Cicibaşoğlu.

                Amacın da; “kentin doğal, kültürel varlıklarını korumak, gelecek kuşaklara aktarmaktır.  Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Karşı çıktığımız cami yapımı değil, cami doğru ve ihtiyaç olan bir bölgeye yapılmamasıdır” diyor.

                Gerekçesi ise şu;  “Yapılan plan tadilatı her türlü şehircilik ilkelerine aykırı. Üst planlarla uyuşmadığı gibi mekânsal planlama mevzuatına da aykırı. Ayrıca zeminle ilgili ciddi sorunlar var.  Orası bir dolgu sahası ve zemin etüt raporuna göre sağlam zemin için 16 metrelik kazıklar çakılması gerekiyor” diyor.

                Cicibaşoğlu soruyor; “Böyle bir yere bizzat Vali Ali Kaban tarafından açıklanan 3500 kişilik bir camiyi kondurmak ne kadar mantıklı?” diye.

                Bırakın yerini bu şehrin camiye ihtiyacı mı var! Uygulanan politikalar sonucu göç veren bir şehirde yaşıyoruz. Göçler nedeniyle yapmayı düşündüğünüz o camiye cemaat kalmayacak. Bu şehirde önce göçü durdurmak için istihdam yaratmak gerek.

                Açıklamanın sonunda ise şu var; “Şehrin STK’larına, halka sormadan alınan kararlara yasalar nezdinde sonuna kadar karşı çıkacağız .”

                Bu gibi durumlarda şehrin sivil toplum kuruluşları (STK), hatta tüzel kişiliği temsil edenler nedense ortalarda gözükmezler. Asıl sorunda bu duyarsızlık ve yüreksizlikle başlar, şehrin valisi de “bir imamın” işaret parmağıyla gösterdiği yere cami kondurmayı düşünür.

                Zonguldak gibi toplum bilincinin yüksek olması gereken bir şehirde yapımı düşünülen Cami’ye sadece neden Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Zonguldak Temsilcisi Saniye Çicibaşoğlu karşı çıkıyor.

                Nerede bu şehrin diğer STK’ları! İktidarın piyonları gibi hareket eden Kent Konseyi nerede! Bostan korkuluğumu bunlar. Şehrin protokolünde yer kapma yarışındaki beyler neredeler!

                Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir camı yapımının gündemde olduğu meclis toplantısından çeşitli mazeretler uydurarak kaçmıştı. Kaçtı denildiği içinde kızmış içerlemişti. Kaçmadığını kanıtlamak isteseydi gider iptal için davayı kendisi açardı.

Akdemir, Adliyenin yolunu mu bilmiyor! Ben hatırlatayım Adliye limanda bundan sonra da sık gidecek gibi görülüyor.

Ya CHP’nin hayır diyen meclis üyeleri nerede! Hayır dediniz, gerçekleşmedi, yargıya gidip, kararınızın arkasında durmayı nasıl denemezsiniz?

                MHP’li belediye meclis üyeleri “cami ihtiyaç değil, ancak yapımına karşı çıkarsak bizi din karşıtı olmakla suçlarlar” demiş ve bu korkuyla “evet” oyu vermişlerdi.

                CHP Merkez ilçe ve il başkanlığı MHP’nin ürettiği bu saçma sapan ve yüreksiz gerekçeyi doğru kabul ettikleri için yargıya gitmedi!

                İşte CHP yıllardır ilkelerinden uzaklaşıp ülkede din kisvesi altında yapılanlara sessiz kalıp  karşı çıkmadığı için, ayrıca yönetimlere gelenlerin yüreksizliği nedeniyle ülke bu halde düştü.

                TIR parkında cami yapımına karşı çıkıp doğru gerekçelerle dava açan, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Zonguldak Temsilcisi Saniye Cicibaşoğlu yürekten kutluyorum.

Konu yargıya taşındı, bu şehirde hâkimler var mı göreceğiz.

****

Halkoylamasına 28 gün kaldı. Bana göre “hayır” cephesinde eksik işler oluyor. Hayırcılarda “bu halk bu anayasaya evet demez” anlayışı nedeniyle bir rahatlık görüyorum. Bunu davranışı tehlikeli buluyorum.

Genel başkanın yapacağı mitingler sınırlı tutulmuş. Buna ilaveten Muharrem İnce ve Deniz Baykal salon toplantıları yapıyor. Bular yapılması gerekenin bir kısmı ve doğru.

Ancak bu miting ve salon toplantılarına kim geliyor? Tabi ki “Hayır” diyecek olanlar. Örgütlerin görevi ise bu miting ve salon toplantılarına gelmeyenlerin ayağına gitmek kapısını çalmak!

Peki; örgütler bunu yapıyor mu? Hayır!

İl ve İlçe örgütleri bunu yapmıyor, ama çalışıyormuş görüntüsü veriyorlar.

Peki, İl ve ilçe örgütleri neden alanlara çıkamıyor!

Anlatayım!

Bir ordu her zaman savaşa hazır olmak zorundadır. Bunun içinde komutanlar askerlerini sürekli eğitir,  savaş taktiklerini öğretir, talim yaptırır askerini savaşa hazır tutar değil mi?

Aynı şekilde bir futbol takımı da maç öncesi antrenman yapar, çeşitli taktikler verir, futbolcularını maça hazır tutar.

İl ve İlçe örgütleri de bir ordu ve futbol takımı gibi her zaman hazır olmak zorundadır. Burada önemli olan örgütlerin seçime nasıl hazırlanacağıdır.

Önce örgüt seçimlerinin doğru olması gerekir. Sonra örgütler parti içi panel, bulunduğu il ve ilçede sorunların keşfi ve çözümleri konulu sohbet toplantıları, parti içi eğitim, çeşitli buluşmalar, özel günlerde düzenleyeceği etkinliklerle üyelerini hazır tutar.

Bu çalışmayı yapan örgütler sokağa çıkıp, kapı kapı dolaşmaya da dünden hazırdır. Zaten başarıda böyle yakalanır.  

CHP’de İlçe örgütleri yumurta kapıya geldiği bu günlerde üye toplantıları yapıp seçim komiteleri kurma telaşında. Toplantılara yönetim kurulu üyelerinin büyük çoğunluğu, üyenin yüzde beşi bile katılmıyor. Tabi ki bu sonuç kaçınılmazdır. CHP örgütleri bu çalışmayı yapmadığı zaman Kilimli de olduğu gibi su kurnazlarına becerilerini gösterme fırsatı doğar.

Bizde doğruları yazıp söylediğimiz için istenmeyen kişi oluruz. İşte ben ve benim gibi düşünenlerin CHP’yi her yanlışında uyarmasının altında bu gerçekler yatıyor. Eğer yazdıklarım üyelerin beğenisini kazanıyorsa benim için önemli olan budur. Yazdıklarımın yönetimler tarafından beğenilmesi gibi bir düşüncem yok. Benim için çoğu seçilmiş değil, atanmış kişilerdir.

Ayrıca bu başarısız örgütler koltuklarından kalkmasa daha iyi olur, bunları gören gider evet der.  Alanlarda ise “HAYIR” için çalışan gönüllü partili Atatürkçüler var.

Türk Halkının da diktatörlüğün önünü açacak olan Anayasaya “HAYIR” diyerek gereğini yapacağına inanıyorum.

 

TURGUT GÜVEN

Yayın Tarihi 19.03.2017