Dinci, gerçek yüzünü, düşüncesini kendini güvende ve güçlü hissettiğinde ortaya koyar..

AKP oylarıyla TBMM Başkanı yapılan İsmail Kahraman’ın siyasal yaşamına baktığınızda “dinci” biri olduğunu görürsünüz.. Böyle biri Türkiye Cumhuriyeti Meclisinde değil başkanlık, kapısından içeri bile girememeli..

TBMM;  kafasında, yaşamında,  laikliği, demokrasiyi özümsemiş ve kanıksamış insanların içinde olması gereken bir çatı olmalıdır.. 

Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bu çatı altında kurulmuştur.. TBMM gazidir ve bu gibi bir başka meclis dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur..

TBMM başkanı böyle bir çatı altında ileri geri konuşamaz.. O nedenle bu tip insanlara hangi makamda olursa olsun asla saygı göstermiyorum..

İki gün önce ne demişti hazret.. “ Laiklik ilkesinin yeni anayasada yer almaması gerektiğini, Yeni Anayasanın önce insan demelidir”  dedikten sonra ekliyor, “1982 Anayasası'nın herhangi bir yerinde "Allah" ifadesinin geçmediğini” belirtiyor.

                Bu sözleri sarf eden meclis başkanı bence sözüne hiç ama hiç  güvenilmeyecek biridir..

                Neden..!

                Bu kişi milletvekili ve meclis başkanı olurken ettiği yeminin bir yerinde “demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma;” cümlesi var mı?

                Hazretin dün yaptığı açıklama bu yemine ters mi?

                Bu yemin hangi cümlelerle bitiyor..

                “ büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim''.

                Meclis Başkanında bu değerler demek ki sadece sözde..                 

                Tepkiler karşısında bu gün ne diyor hazret..

                "Yersiz, lüzumsuz ve halkı kamplaştırıcı tartışmaların önüne geçmek için, laiklik kavramı, kötü niyetli yorumlara yol açmayacak şekilde, açık ve net bir biçimde tarif edilmeli, istismar edilmesinin önüne geçilmelidir.

Esasında; laiklik her türlü din ve inanç mensuplarının ibadetlerini özgürce icra etmelerini, dini kanaatlerini açıklayıp bu doğrultuda hayatlarını tanzim etmelerini güvence altına alır. Bu bakımdan laiklik, özgürlük ve toplumsal barış ilkesidir.

                Yukarıdaki yeni sözler iki gün önce sarf edilen sözlerle bir benzerliği var mı?

                Bu tam bir dinci davranışıdır.. Güçlüyken söyler, tepki aldığında geri vitese takıp yanlış anlaşıldım ben onu demek istemedim derler.. Bunu yaparken de asla utanıp sıkılmazlar..

                Bu tip siyasetçilerin geçmişte yaptıkları açıklamalara bakın tamamına yakını bu şekilde davranmıştır..

                Devlet adamı sözünün arkasında durur.. Sözünün arkasında duran insanlara da saygı duyulur.. İki gün önce dediklerinin arkasında duramayan insan için dilimizde çok uygun sözlerde var ama yazmayayım siz anlayın..

                Sözüne güvenilmeyen, sözünün arkasında olmayan bu tip siyasetçiler halktan nasıl oy alır.! Sorgulanması gereken budur..

                Hazrete tepki gösterilmeseydi, hatta “meclis başkanının açıklamalarına katılıyorum” gibi açıklamalarla destek olunsaydı eğer; sözleri şöyle devam edecekti..

                “Yeni Anayasa dini esaslara dayanmalıdır, çünkü biz %99’zu Müslüman bir ülkeyiz” .

                Çünkü bu kişilerin gönlünde yatan budur..

                Şeriat düzeni..

                AKP, Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu için yargılanmadı mı?

Kapatılmaktan 1 oy fark ile kurtulmadı mı?

O mahkeme sürecinden sonra bu kişilere herhalde beyin nakli yapılmadı, kafa aynı kafa..

Tüm bunlardan sonra, “Laiklik tehlikededir diyemem, çünkü altını doldurmam lazım”  diyen 1937 de laiklik ilkesini anayasaya yazan partinin genel başkanı değil mi?

Salıdan salıya grup toplantısında konuşmayı muhalefet sanan bu kişi ve kadrosundan  CHP  kurtulmadıkça “demokratik laik, sosyal hukuk devleti” tehlike altındadır..

Benim için İsmail Kahraman neyse, bir ABD projesi Kemal Kılıçdaroğlu’da odur..

Yaşadıklarımız ülkede güçlü bir CHP olmayışındandır.. Dinci o nedenle kendini güçlü hissediyor..

Yazımı bir soruyla bitireyim..!

AKP’nin Zonguldak milletvekilleri ve yerel politikacıları;  Meclis Başkanlarının yaptığı açıklamaya nasıl bakıyorlar.. Her seçimde kendilerine oy verenleri ve Zonguldak kamuoyuna bu konuda bir açıklama yaparak aydınlatmaları gerekmiyor mu?

Bekliyorum..

TURGUT GÜVEN