CHP Zonguldak'ta kongre süreçlerini bitirdi. Mahalle delege seçimlerinden bu güne onlarca yazı yazdım. Her birinde rehberim parti tüzüğü ve yönetmeliğine uygun olarak parti içi demokrasiyi geliştirmeye yönelikti.

            Siyasette kişisel çıkarları, beklentileri olanlar yazdıklarımı okuduğunda kendilerine ne faydası olup olmadığına bakıyor. Eğer işlerine geliyorsa en delikanlı köşe yazarı benim; menfaatlerine dokunuyorsa istenmeyen adam ilan ediliyorum. Hemen peşinden “yazdıklarımla partiye zarar veriyor AKP'nin ekmeğine yağ sürmüş oluyorum” eleştiriyle karşılaşıyorum.

            CHP içinde kendi aklına güvenmeyip başkasının aklıyla hareket eden kuklalara, siyaseti ticari gelecekleri için araç görenlere, dün dediği doğruyu kişisel çıkarı için teryüz edenlere, parti kimliğini şahsi çıkarı için kullananlara her ortamda karşı olmuş, bu kişilerle aynı ortamlarda bulunmamaya gayret göstermiş biriyim. 

            İl Başkan adayı olan Halil Furat'a şiddetle karşıyım, o makama gelmemesi için defalarca yazdım. Çünkü bu şahsiyetin en iyi tanıyanlardan biri de benim. Neden il başkanlığı yapamayacağını her CHP üyesi geçmiş döneme baktığında görebilir.

            Bakınız bu konuda geçmişte yaşdığım bir olayı tekrar yazayım. 2011 Genel seçimleri öncesinde Furat, Osman Yayla'nın il başkanı olduğu il yönetimde görev yapıyordu. Yayla milletekiliğine aday olmak için istifa edince il başkanlığı makamı uzun süre boş kaldı. Aradan bir süre sonra Genel merkezin “seçim yapmayın”genelgesine rağmen il yönetim kurulu kendi içinde  Furat ve Tümer Peker arasında seçim yapmış Peker seçimi kazanmış ancak genel merkez henüz onaylamamıştı.

            O dönemde bende CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Zühal Samlı'nın danışmanı olarak Genel Merkezde görev yapıyordum. Üstelik o günlerde Furat'ında hemşehrisiydim! Furat bir gün beni aradı ve “genel merkezde bir hemşerim var bana hiç faydası yok,” gibi laflar etti. Peşinen yazayım insanlar benim hemşerimdir. Yine aynı günlerde CHP Genel Merkezini boşalan il başkanlığı için Zonguldak'tan gelip gidenler oluyordu. Bunlardan biri de şimdi Milletvekili olan Şerafettin Turpçu yanında Ali Hızır Ar ve Yavuz Boz ile birlikte bizim odamızla bitişik konumdaki Murat Karayalcin'ın ziyaretine geldi. 

            Ali Hızır Ar benim odama gelip bir süre görüştük ve geliş sebeplerinin Yavuz Boz'un il başkanı olması için Karayalcın vasıtası ile Genel Merkezde bazı kişilerle görüşmek olduğunu söyledi. Görüşme sonrasından hiç bir bilgim olmadığını da söylemiş olayım.

            Aynı günlerde Genel Merkez Kadın kolları Diyarbakır'da bir bölge toplantısı düzenlenmişti. Toplantı öncesinde Kadın Kolları Genel Başkanı Zühal Samlı ile birlikte örgütlerden sorumlu Genel Başkan yardımcısı Gürsel Tekin'nin makamına çıktık. Zonguldak'lı olduğumu bilen Tekin benden bazı bilgiler istedi ve kendisine ulaşan bir kaç isim hakkında sorular sordu. Tanıdığım bu insanlar hakkında kendisine gereken bilgileri verdim ve notlar tuttu. İl yönetimi kendi içinde seçim yapmış ve Peker seçimi kazanmıştı “Peker'in il başkanlığıa  nasıl bakıyorsun” dedi. “Kendisinin siyasi bir birikimi olmadığını, bankadan emekli olur olmaz il yönetimine girdiğini, il başkanlığı için siyasi bir tecrübesinin olmadığını” anlattım. Furat'ı sorduğunda “örgüt içinde tecrübe kazandığını yıllardır parti içinde emek verdiğini, Peker'den çok daha iyi il başkanlığı yapacağına inandığımı” söyledim. İl yönetimi içinde il başkanlığı yapabilecek başka bir isim var mı diye sorduğunda dürüstlüğüne ve bilgisine güvendiğim “Burhan Özkan'ınadını verdim.  Örgüt dışında üç isim istediğinde ise Deniz Dilaver, Şükür Kargidan ve Nuri Genç'ın isimlerini mesleklerini de yazarak kendisine verdim. Genel Merkez, il örgütünün kendi içinde yaptığı seçim sonrasında bir başka ismi atamanın yönetim içinde huzursuzluk yaratacağını düşünerek Peker'i il başkanı atadı.

            Ben geçmiş yıllarda Furat'ın il başkanı olması için ismini en üst makamlara vermiş biriyim. Sanırım bu siyasette yaptığım en büyük hatalardan biridir. Bunu yaparken hemşerim olduğundan değil (bende yörecilik yoktur) Furat'ın Peker'den daha iyi il başkanlığı yapacağını düşündüğüm için adını verdim.Sonrasında ise Furat Haberal'ların desteğiyle il başkanı oldu. Göreve geldikten sonra müthiş yanlışlıklar yaptı. Akçeli işlere adı karıştı bu konuda kendini aklayamadı. Yönetimine bile doğru bilgiler vererek ikna edemedi, sorulduğunda bilgi vermek yerine bağırıp çağırdı, sağa sola küfürler savurdu. Zeki Çolak'ın nasıl partiye tranfer edildiğini arasındaki ilişkilerle ilgili konuşulanları yazdığımda ise bir gece kafası çekip telefonda şahsıma küfürler etti.

            Bunları neden yazdığıma gelince! Eğer ben birine karşıysam o kişinin bir yerlere gelmesini istemiyorsam mutlaka geçmişinde  yanlış işleri vardır. Şahsıma edilen küfürü kendisine binlerce kez iade ettim, yaptığı ahlaksızlığı acizliği olarak görüyorum.  Yüreği olan telefonda değil karşı karşıya geldiğimizde yüzüme eder.

            Karşı oluşumun tek ve yegane sebebi geçmiş dönemlerde yaptığı il başkanlığı, yerel seçimlerde taraf olarak bu şehrin başına Muharrem Akdemir ve şaibeli meclis üyelerini bela etmesidir. İl başkanlığı yaptığı dönemlerde partiye verdiği zararları parti üyesi ve delegeside görmüş ve boyunun ölçüsünü alıp, son yapılan kongrede biletini eline vermiştir.           

            Benzer yazıları daha önce de yazdım, tekrarlamanın, benzerlerini yazmanın bir sakıncası olduğunu da düşünmüyorum. Kahin falan da değilim. Gaipten haberlerde verme aymazlığı içinde hiç değilim. Ancak parti içinde yanlış tercihler yapıldığında gelecekte olacakları siyasi bilgime, tecrübeme güvendiğimden, ayrıca sahnedeki insanları tanıdığımdan yanılmıyorum. En önemlisi ise siyasi beklentim yok. Gelecekte ne il, ne ilçe, ne belediye başkanlığına, ne de milletvekili adayı olmayı düşünmüyorum. Düşünmememin sebebi bilgi yetersizliği değil, mevcut siyasilerin çoğunu arka cebimden çıkarırım. Sistem benim gibi bağımsızlığına düşkün, kimsenin adamı olmayan kişilerin önünü açmaz.

            Daha önce bu köşeden yaptığım uyarıları dün gibi hatırlıyorum, hepsi arşivimde saklı.  Yaptığım uyarıların tamamına yakınının gerçekleşmesi beni her zaman üzmüştür. Yaşanan olumsuzluklar sonrasında “böyle olacağını ben söylemiştim” ukalalığını hiç bir zaman yapmadım.

            İlginç bir kısır döndü içindeyim. Siyaset yapanların bir çoğu muhalefetteyken yazdıklarımı takdir ederken, haspelkader yönetimlere girip benzer yazdıklarımı değil beğenmek, partiye zarar vermekten, AKP çıkarlarına hizmet etmekle suçluyorlar. Oysa benim çizgimde, dolayısıyla yazdıklarımda bir değişiklik yok. Yanlışa kim yaptıysa yanlış, doğruya kim yaptıysa doğru diyen biriyim. 

            Cumartesi günü kongreyi kazanarak il başkanı olan Umut Başoğlu'nu tanırım. Aday oluş şeklini doğru bulmadım. Yönetim kurulunda Turpçu'ya bağlı kişilerin kendisine ileride sorun yaratacağını düşünüyorum. Bu oluşumun gelecek günlerde İl Başkanı, Milletvekili anlaşmazlığı yaratacağını, bu anlaşmazlığın partimize zarar vereceğini düşünüyorum. Dilerim yanılan ben olurum.

            Son olarak, seçimlerin blok listeyle yapılması CHP içinde birlik ve beraberliğe, tahammülsüzlüğe, parti içi barışa ve demokrasiye vurulmuş  bir darbedir. Bu parti içinde birbirine kinle bakıp, düşman gibi hareket edenlerin tek sorunu ayrı düşünseler bile insan gibi oturup konuşmamalarındandır.

            Bu gerçekleri görmeden, CHP içinde parti içi demokrasiyi gerçekleştirmedikten ve Mustafa Kemal'in gösterdiği hedefe yoğunlaşmadan CHP'yi kurtaramak mümkün değildir. CHP Kurtulmadan ülkenin AKP faşizminden, tek adam yönetiminden kurtarmak mümkün değildir.

 

            TURGUT GÜVEN

 

         Yayin Tarihi:10.01.2018