24 Haziran seçimlerine kısa bir süre kaldı..

            İki hafta sonra bu gün bu saatlerde üç aşağı beş yukarı işin aslı ortaya çıkacak.

            Seçim alanlarına, mitinglere, partilerin çalışmalarına, insanlarla konuştuğumda anlıyorum ki AKP gidici. Yeter ki sandık hilelerine dikkat edilsin. Son on beş günde bu gidiş biraz daha netleşecek.

            Şu konuya da belirteyim!

            Tüm siyasi partiler ışığı yukarıdan yani liderlerin yaptığı mitinglerden bekliyor. Bu durum bence en çok CHP’nin işine yarıyor. Çünkü mitinglerin yıldızı tartışmasız Muharrem İnce

            Yerel siyasete gelince!

            CHP gündeminde gazeteci Taylan Özbay’ın isim vermeden iki kişiyi hedef aldığı yazı tartışılıyor.

            Taylan Özbay’ı tanımıyorum. Zaten benim tanıyıp tanımamam da önemli değil. Halkın Sesi Gazetesinde bir ara “misafir kalem” olarak köşe yazmış. Yine aynı gazete yaptığı haberde Özbay’ı yazar ve yayıncı olduğunu yazmış.

            Özbay’ın birinci tarif ettiği ilk kişi Ekrem Kerem Oktay..

            Kerem Oktay hem TOBB Başkanı Rıfat Hısarcıklıoğlu, hem de Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı. Şu an Ankara 1.bölge 6.sıradan aday gösterilmiş. Ankara 1.bölge CHP’nin en güçlü olduğu yerlerden biri. E.Kerem Oktay’i CHP sıralarında Milletvekili olarak görmemiz mümkün. Kılıçdaroğlu bu tip sağdan devşirme insanları sever. Buna benzer en az beş isimde ben yazabilirim.   

            Özbay Ekrem Kerem Oktay’ı tarif ederken birçok ipucu vermiş. Örneğin TOBB Başkanı Rıfat Hısarcıklıoğlu’nun danışmanı, son yapılan CHP kurultayında Kılıçdaroğlu’nun listesinde olduğunu,  bugün seçilmesi garanti bir sıradan, Ankara’dan milletvekili adayı gösterildiği yazmış.. Yani adres belli Ekrem Kerem Oktay.

            Ancak bence bu isim vermeden yazma şekli doğru değil. Neden yazmamalı konusunda aşağıda değineceğim.

            İkinci tarif ettiği kişi de isim vermeden yazmış olmasına rağmen il yazdığı kişi kadar net değil. Ancak Zonguldak yerelinde bu ismin Deniz Yavuzyılmaz olabileceği gündemde ve sosyal medyada tartışılan konulardan biri.

            Siyasete ilk adımını 2014 yılında attığından başlayarak o yıl yapılan ve Muharrem İnce’nin de genel başkan adayı olduğu kurultayda her iki genel başkan adayına farklı cümlelerle mektup yazdığını iddia ediyor..

            2014 yılında Muharrem İnce’nin genel başkan adayı olduğu kurultayı takip edenlerden biriyim. Yine o günlerde Yavuzyılmaz’ı tanıyordum. Kurultayda Parti Meclisine aday olduğunu, genç ekibiyle kurultay sonuna kadar nasıl çalıştığını bilenlerden biriyim.

Yavuzyılmaz’ın her iki genel başkan adayına mektup yazdığını tabi ki bilemem. Diyelim ki yazdı böyle bir ikiyüzlülüğü yapan Yavuzyılmaz neden Taylan Özbay’a bu konuda bilgi versin ki! Siz olsanız üstelikte bir gazeteciye böyle bir bilgi verir misiniz? Eğer bu davranışını normal ve olağan bir durum gibi görüp Taylan Özbay’a anlatan Yavuzyılmaz herhalde benden de saklamazdı..

Taylan Özbay  “genel merkezden iki genel başkan adayının PM aday listelerini temin etti, her iki listeden de birer kişiyi silip, kendi adını yazdı, sahte listeler bastırdı, kurultay günü kapıda dağıttı, hiçbir listede adı yokken, sanki her iki listedeymiş gibi gösterdi kendini” diyor.

Bakınız bu ifade baştan aşağı doğru değil, hatta koca bir yalan..

Neden!

Öncelikle adayların özellikle muhalefet adayının PM listesi genel merkezde olmaz. Kurultay salonunda dağıtılır herkes de görür. Sözü edilen kurultayda Özbay’ın anlattığı gibi bir olay yaşanmadı. Bu kuyruklu bir yalan.  

Ben Deniz’i tanıdığım günden bu güne Beşiktaş taraftarı olduğunu biliyorum. Galatasaraylı olduğunu ilk kez Özbay’ın bu yazısından öğrendim.

Sonrasında yazdıklarıyla Deniz Yavuzyılmaz’ın Zonguldak’ta ki siyasi çalışmaları arasında bir paralellik var ve bu nedenle sözü edilen kişinin kendisi olduğu düşünülüyor.

Şimdi gelelim bu tip yazı yazmayı neden doğru bulmadığıma.

Gazetecinin görevlerinden biri kafa karıştırmaktan çok bu tip ikiyüzlü insanların maskesini indirmektir. Taylan Özbay yazının son bölümünde Ankara’da birlikte yemek yediği ve tavrını sevmediğini belirttiği kişinin adını neden vermez?

Ankara 1.bölge 6.sıra adayı böyle biridir, Zonguldak 2.sıra adayı şöyle biridir neden demez veya diyemez!

Elindeki kanıtlar mı yetersizdir, yoksa gazetecinin kişisel beklentilerimi vardır.  “Şimdilik bu kadar yazıyorum, devamı da gelebilir daha zor duruma düşersin” mi demek istemektedir! Veya birilerimi bu yazıyı yazmasını istemiştir!

İsim verilmeden, tarif ederek yazıldığında bu ve benzer soruları arttırmak mümkün. Yukarıda dediğim gibi gazetecilik bu değil. Bana göre yapılan üstü kapalı bir tehdit, belki de tetikçiliktir.

Bu konu yerel basına, hemen akabinde sosyal medyaya düşünce CHP içinde kısır bir tartışma başladı. Söylenen se şu; şimdi zamanı mı?   

Evet, bence tam zamanı.

CHP üyeleri her konuyu, her zaman tartışacak kapasitededir.. CHP’de saklı gizli, kapalı kapılar ardında kalan hiçbir şey olmamalıdır. CHP üyesi seçime on beş gün önce değil, beş dakika önce bile her konuyu konuşabilme olgunluğunda olmalıdır. Eğer bu tartışmalar yapılmaz ise doğru çözüm, doğru görüş, doğru kişiler nasıl bulunacaktır.

Hep demiyor muyuz “açık, net ve şeffaf olacağız” diye!

Her zaman demiyor muyuz “temiz siyaset yapacağız” diye!

O zaman “şimdi bu konunun tartışma zamanı değil” ne demektir.

CHP üyesi tartışmayı karalamak için değil, doğruyu, güzeli bulmak için kullandığı sürece hiçbir sorun olmayacaktır. CHP’de tartışma kültürü vardır ve CHP’nin olmazsa olmazlarından biridir. Tartışmalar hedefe kilitlenmenin ve hedefe varmanın göstergesidir.

 

TURGUT GÜVEN

Yauın Tarihi: 11.06.2018