Eğer bir olayın çözülmesini, gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyorsan karıştırışın.. Ankara’da Cumartesi yaşanan katliam sonrası siyasi iktidarında yaptığı tam da bu..
Hatırlayınız iktidara geldiği günden bu güne AKP’de sahnede bulananlar bir olay veya toplumun tepki verdiği bir açıklama karşısında iyi polis kötü polis rolüne soyunur kafalar karışırdı..
Aslında AKP’li politikacılara bu öğreti hocaları Necmettin Erbakan’dan miras.. Şöyle ki hocalarının zamanında da Bosna’ya yardım adı altında toplanan paralar, ülke ülke dolaşmış sonunca birinin cebine girmişti.. Amaç ortalığı karıştırıp iz sürenleri şaşırtmak..
Bunlardan hocalarından öğrendiğini yapıyor..
İktidara mensup olanların açıklamasına bakalım..
Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş “Ankara'daki patlamanın Suruç'taki bombalama eylemi ile bir benzerlik gösteriyor.. Örgütler arasında zaman zaman paslaşmalar, taşeron örgüt kullanımları da oluyor. Olayın arkasında yabancı devletler olabilir”
AKP sözcüsü Ömer Çelik ise “zafiyet varsa gereken yapılır” açıklaması yaparken, katliam sonrası bomba açıklamayı ise Başbakan Ahmet Davutoğlu yaptı.. “Türkiye’de bulunan canlı bombaların isim listesi elimizde, ancak eylem yapılmadıkça tutuklayamıyoruz”
Şimdi bu açıklamayı neresinden tutacaksınız ki.. Bu açıklama sosyal medyada eleştiri yanında alay konusu da oldu.. Yorumlar şöyle;
Davutoğlu elimizde canlı bombaların listesi var derken 128 kişinin öldüğü bu eylemi üstlenmiş olmuyor mu? Madem biliyor takip etmediler mi? Diye sormuş haklı olarak..
Bir başkası alay etmiş..
“Olayı çözdüm.. Levent Kırca öldü ya..! Ruhu direk Ahmet Davutoğlu’na geçti..))”
Bir başkası ise nasıl yakalanacağını yazmış;
“Canlı bombanın Sayın Cumhurbaşkanını eleştirine tüvit atmasını bekliyoruz.. Başka türlü yakalama yetkimiz yok” demiş…
Eeee böyle saçma bir açıklamayı yaparsanız bu eleştirilere ve mizahına katlanacaksınız.. Ciddi bir ülkede bu açıklamayı yapan başbakanın siyasi hayatı o an biter..
Bu ülkede saçma sapan, uydurma belgelerle insanlar yıllarca cezaevlerinde tutulurken hukuk devleti olduğumuz Başbakanın aklına gelmiyor ama, söz konusu nerede olduğu bile bilinen canlı bomba olduğunda hukuk devleti olduğumuz akıllara bir anda geliyor..
Şaka gibi değil mi?
İşte aynı siyasi partiden üç farklı açıklama.. Toplumun kafası işte böyle bilerek ve isteyerek karıştırılıyor, değişik ip uçları açıklanarak olay karmaşık hale getiriliyor, sonuç çözümsüzlük..
AKP döneminde her olay böyle oldu..
Başbakana göre ise, daha önceki olay çözülmüş.. Yaptığı açıklamada Suruç’ta ki canlı bombayı adalete teslim etmişti.. Sanırım bundan sonra siyasi fıkralar “Davutoğlu bir gün” diye başlayacak..
Şaka bir yana Başbakan bu tip olayların çözümü denildiğinde parçalanmış bombacılar teşhis edildiğinde olay çözülmüş diye düşünüyor olmalı..
Biri başbakana bombacı Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün arkasındaki güçlerin kim olduğu ortaya çıktığında ve adalete teslim edildiğinde olayın çözülmüş olduğunu anlatması gerek..
Suruç bombacısı Şeyh Abdurrahman Alagöz intihar eylemlerinden aylar önce Adıyaman Emniyeti’nce takibe alındığı biliniyor.. Demek ki bombacının bilinmesi olayı çözmüyor.. Eylem yaparken bile engel olamamışsınız… Zafiyet kesin..
Alagöz’ün annesi AKP il kongresi için 14 Aralık 2014 günü Adıyaman’a gelen Başbakandan, “Çocuklarımızı kurtarın” diye yardım istiyor.. Ayrıca, Bombacı Alagöz eylem öncesi gece kaldığı otelde asker kaçağı olduğu için polis tarafından yakalanıyor ve tebligat yapılıp serbest bırakılıyor.. Bitmedi; eylem günü bombayı patlattığı yerde iki saat dolaşıyor..
Suruç’taki katliam işte böyle bilinerek göz göre göre gerçekleşiyor..
Bunlar daha iyi günlerimiz.. Gelecekteki kötü günlere hazırlıklı olun..
TURGUT GÜVEN