Taşeron işçilik 2002 yılı sonrası AKP iktidarının getirdiği yeniliklerden biri.. Günümüzde ki tarifi ise bence şu; işçilik değil, çağdaş kölelik..
Taşeron işçinin, iş güvencesi, sendikası, ikramiyesi, maaş ve gelecek garantisi var mı? Bunların hiç biri yok… Hatta bir çoğu kayıt dışı çalışıyor.. Yetkililerin gözleri önünde üstelik..
Taşeron işçilikle ilgili yasal düzenlemeler yapılacağının sözü her seçim döneminde gündeme gelir, ancak saman alevi gididir… Geçer gider ve unutulur..
Seçim dönemlerinde ise taşeron patronları aldıkları ihalelerin karşılığını işçilerin üzerinde yoğun bir siyasi baskı kurarak öderler.. Çalıştırdıkları işçileri AKP’ye oy vermeye zorlarlar.. Söylediklerin en belirgin palavra, iktidar değiştiğinde işsiz kalacaklarıdır..
Şehrimizde bu yazdıklarımın canlı örneği şu günlerde yaşanıyor..
Geçtiğimiz Cuma günü Çatalağzı Termik Santrali'nde(ÇATES) çalışan 138 işçi dört aydır maaşlarını alamadıkları için eylem başlattı.. Bu eylem şehirden yeterli desteği alabildi mi..? Bence hayır..
138 işçinin eylem de olmasına basit bir işmiş gibi bakmak yanlış olur..
138 işçinin evinde eşleri, çocukları belki de bakmak zorunda oldukları anne ve babaları var..
138 işçinin okula giden çocuğu, ödemek zorunda olduğu kira, elektrik, su, telefon, mutfak gibi sabit giderleri var..
138 işçinin ödemesi gereken borçları var..
Şimdi eylemdeki 138 işçinin kapsadığı alanı ve maaş alamadığında etkilediği kişileri düşünebiliyor musunuz..?
Ortalama bir hesapla maaş alamayan ve eylemde olan 138 işçinin dolaylı veya dolaysız etkilediği kişi sayısı 1500-2000 kişiyi bulur değil mi?
138 işçinin eylemiyle ilgili olarak son gelişme ise ÇATES yönetimi eylemci işçilerin çalıştığı taşeron firma ile sözleşmesini feshetti.
Bu kadar basit yani.. ÇATES yönetimi yani Bereket enerji (Elsan) için 138 işçinin yukarıda etkilediği sosyal alan umurunda mı?
Peki taşeron işçilerin hiç mi sahibi yok.. ÇATES’in yetkililerinin yaşananlarda hiç mi sorumluluğu, hatta suçu yok..
ÇATES Taşeron firmaya yaptırdığı işin karşılığını ödemiş mi?
Öderken çalıştırdığı 138 işçinin maaşlarını, sigorta primlerini, varsa başka hak edişlerini neden işçilerin banka hesaplarına değil de taşeron firmanın patronuna ödemiş..?
Bu kadar basit mi ben taşeron firmaya ödemelerimi yaptım deyip bu işten sıyırmak, sorumlu olmamak..
Ya 138 işçiyi çalıştıran firmanın patronu.. ÇATES’den yaptığı işin karşılığını aldığı halde işçilerin maaşlarını ödememek günümüzde nasıl bir anlayıştır..
İnsanlar dağ başında değil, artık şehirlerde üstelikte devletin gözü önünde soyuluyor..
Kimdir bu taşeron firmanın patronu..!
Adı soyadı nedir..!
138 insanı mağdur etme, eşini çoluk çocuğunu çaresiz hatta aç bırakma hakkını nerden ve kimden alıyor..
Sadece 138 içinin eşi çocuğu yakını mı mağdur olan.. Etkilediği diğer insanlar..
Altı gündür eylem yapan bu işçiler ortadayken, basında haber olurken neden bu gasbcının adı soyadı ne iş yaptığı yaşamı yerel basında yok…
Bu gasbcı zevkinde sefasında mağdur ettiği o insanlar umurunda olmadan belki de içimizde yaşıyor..
Bu gibi durumlarda çok kullanılan “alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” diye bir atasözümüz nedense aklıma geldi…
Peki, Zonguldak’ta devletin yetkililerinin yapacağı hiçbir şey yok mu?
Çalışma Müdürlüğü..! İş-Kur ..!
Ya şehrin mülkü amiri, VALİ… !
Bu şehrin mülkü amirinin bir gasbcı taşeron karşısında yapacak hiçbir şeyi yok mu?
Ya siyasiler..!
Milletvekilleri..!
Bu şehirde herkesin gözü önünde yaşanan bu hak gasbına nasıl sessiz ve kayıtsız kalıyorsunuz..! Bu durum karşısın da halk “vicdan yoksunu” sizlere nasıl oy verdim demez mi?
Bu durum karşısın da sorumlu olanlar yetkililer, siyasiler bir haramzadenin yakasına yapışamıyorsa yazıklar olsun…
TURGUT GÜVEN