Ç. Şekerci Köşe

Bülent Kantarcı'nın Ahmet Çolakoğlu Ziyaretinin Arkasındaki Sır Perdesi

Bülent Kantarcı'nın Ahmet Çolakoğlu Ziyaretinin Arkasındaki Sır Perdesi

Zaman zaman siyasette bazı hamleler kamuoyunda şaşkınlıkla karşılanabilir.
Hele ki Türkiye gibi siyasi gerilimlerin sıcak seyrettiği bir ülkede, farklı partilerden gelen isimlerin bir araya gelmesi, “neden?” sorularını da beraberinde getirir.

Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın, AK Parti Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu’nu ziyaret etmesi de, tartışma yaratan bir gelişme oldu.
Ancak bu ziyareti anlamak için; Kantarcı’nın siyaset tarzını anlamak gerekir.
Bülent Kantarcı, sadece bir siyasetçi değil. Aynı zamanda özel sektörde yıllarca yoğrulmuş, çözüm odaklı düşünen, yönetim tecrübesi olan bir iş insanı.
Bugün Çaycuma’da birçok somut hizmete imza atmasının ardında da bu pratik zekâ ve yöneticilik birikimi yatıyor.

Siyaseti bir kavga alanı değil, çözüm zemini olarak gören yaklaşımıyla da farkını ortaya koyuyor.
Bu nedenle, bir CHP’li belediye başkanının, iktidar partisinden bir milletvekilini ziyaret etmesini sadece siyasi bir yakınlaşma olarak görmek yersiz olur.
Bu ziyaret, aslında yerel yönetimlerin varoluş gayesinin halka hizmet olduğunu ortaya koyuyor.

Bugün Türkiye’de iktidarda olan parti AK Parti. Ankara’da birçok kilit karar, bu siyasi irade tarafından alınıyor.
Hal böyleyken, siz bir belediye başkanı olarak Ankara’ya gittiğinizde; “Ben CHP’liyim, sadece CHP’lilerle konuşurum” diyebilir misiniz?

Seçmen, sizi siyasi kimliğinizle seçer; ama oyunu verirken sadece rozetinize bakmaz.
Aynı zamanda ilçesine hizmet edecek kişiyi arar.
Eğer siz, “Ben muhalefetteyim, bu yüzden hiçbir hizmet alamam” derseniz, bunun arkasına sığınamazsınız.
Hizmet üretememenizin mazeretini halk kabul etmez.
Çünkü halk, çözüm ister.

Yerel yönetimlerde “kavga siyaseti”nin hiçbir getirisi yoktur.
Belediyecilik, günlük hayatı doğrudan etkileyen bir alan olduğu için vatandaş ideolojik çatışmalardan çok, yapılan işe bakar.
Asfaltı, suyu, parkı, temizliği, sosyal hizmeti görmek ister.
Bir yatırım gerekiyorsa, bir proje için destek aranıyorsa, elbette ki bir CHP’li belediye başkanı da iktidar milletvekilleriyle temas kuracaktır.
Bu bir zafiyet değil; aksine, halk için mücadele etmenin başka bir yoludur.
Kantarcı da tam olarak bunu yapıyor.

“Ahmet Çolakoğlu için neden ‘Çaycuma’nın değerli evladı’ dedi?” yorumları yapılıyor.
Çünkü siyaset, özellikle yerel siyaset, duvar örmekle değil; köprü kurmakla yapılır.

Bugün yüzlerce siyasi tutuklu, özgürlükleri kısıtlanan muhalifler, demokrasiye dair büyük tartışmalar varken, yerelde bir uzlaşı adımı atmak elbette eleştiriye açıktır.
Ancak bu eleştiriler yapıcı olmalı. Yoksa “neden görüştün” sorusunun karşılığı, hizmet bekleyen halka “kusura bakmayın, siyaset yapıyoruz” demek olur ki, bu da seçilmiş bir yöneticiye yakışmaz.

Yerel siyaset, ideolojilerin ötesine geçmeyi gerektirir.
Bülent Kantarcı da bu gerçeği bilerek, sorumluluk bilinciyle hareket ediyor.
Halkın yararına olan her talebi, iktidara iletmek ve takip etmek onun görevidir.
Eğer bu talepler karşılıksız kalırsa, bunu da halkın takdirine sunmak yine onun hakkıdır.

Siyaset, eğer halka hizmet etmiyorsa hiçbir anlamı yoktur.
Kutuplaşmayı değil, iş birliğini seçen Kantarcı; Çaycuma için daha büyük kazanımlar elde edecek mi?
Bunu da zaman gösterecek.