Bu günlerde CHP'de il başkanlığı seçimleri yapılıyor. Zonguldak il kongresi de 6 Ocak Cumartesi günü yapılacak. Kongreye az bir zaman kalmış olmasına rağmen belirsizlik sürüyor ve ortaklık toz duman.
Geçtiğimiz günlerde sekiz ilçe başkanı il başkanı olacak kişiyi belirlemek için Ereğli'de bir araya geldi. Bu toplantı sonrasında yerel başında çıkan haberlere göre; Merkez ve Gökçebey ilçe başkanları dışında diğer ilçe başkanları Umut Başoğlu'nu il başkan adaylığında destekleme kararı almışlar.
Bu durumda cevaplanması gereken bir çok soru ortaya çıktı! Çünkü CHP delegesine bu soruların cevapları verilmeli diye düşünüyorum.
Bu toplantıyı düzenleyen kimdi?
Umut Başoğlu'nun ismini kim ortaya attı?
Bu ismi ilçe başkanlarının kulağına kim fısıldadı?
İlçe Başkanları bu toplantıya gitmeden önce, yönetimlerinin ve il delegelerinin görüşlerini aldı mı?
Sorduğum ve cevapları partililer tarafından bilinen bu soruları yine ben cevaplayayım!
İlçe Başkanları toplantısının yapılmasını isteyen Milletvekili Şerafettin Turpçu'dur.
Umut Başoğlu'nun ismini ilçe başkanlarına fısıldayan da Şerafettin Turpçu'dur.
İlçe Başkanları ne yönetimlerinin ne de il delegelerinin il başkan adayı konusunda görüşünü almamıştır. Bu nedenle ilçe başkanlarının yaptığı destek açıklamasının hiçbir değeri yoktur. Bu durumda Umut Başoğlu ilçe örgütlerinin değil Şerafettin Turpçu'nun adayıdır.
Siyasette birinin adayı olmak zor iştir ve oldukca yıpratıcıdır. Gelecek günlerde Başoğlu'nun da önüne gelecektir.
Şimdi sizleri iki yıl öncesine götüreyim!
Hiçbir siyasi tecrübesi olmayan Ebru Uzun merkez ilçe, Ahmet Altun ise il başkanı yapıldı. Uzun delege seçimlerini kaybettiği halde tekrar aday oldu, Altun ise Turpçu'dan destek alamayınca aday olmayacağını açıkladı. En önemlisi ise her iki başkanın özgür iradeleri ile hareket edememeleriydi. Bu durumu kendileri de ifade ettiler. En çokta bu nedenle eleştirildiler. Ve ne yazık ki şimdi siyaset sahnesinde yoklar.
İki yıl sonra yani bugünlerde il başkanlığına örgütlerde uzun süre görev yapmış Başoğlu, Turpçu il başkanlığına getirilmek isteniyor. Başoğlu, Uzun ve Altun gibi kendisine direktif verilmesini, uzaktan kumandalı il başkanı asla olmaz. İl başkanı seçildiği taktirde (ki bence Merkez İlçe doğru bir aday gösterdiğinde zayıf bir ihtimal) gelecek günlerde il başkanı milletvekili anlaşmazlığına şahit olacaksınız. Bu durumda zararı yine parti görecektir. Doğru olan il başkanlığına aday olacak kişileri, kişiler değil örgütler belirlemeli ve önermelidir.
Merkez ilçe yönetimi ilçeler arası koordidasyonu sağlayacak teçrübede, birleştirici, örgüt içinde çalışmış, parti tüzüğü ve yönetmeliğine bağlı, bağımsız, kaliteli birini bulup il başkanı adayı göstermelidir. Aday belirleme işini diğer ilçelerinde görüşü alınarak merkez ilçe başkan ve yönetimi il delegelerinin de nabzını tutarak yapmalıdır.
Bu aday daha önce il başkanlığı yapmış, tekrar il başkanı olmak için yanıp tutuşan biri de asla olmamalıdır.
*****
Milletvekillerinin ilk görevlerinden biri parti içinde birlik ve beraberliği en üst seviyede sağlamaktır. Geçtiğimiz hafta içinde Kilimli ilçe Başkanlığında yaşanan ve CHP'de olmaması gereken bir olaya değinmek isterim.
CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş il başkanlığı seçimlerinden önce sosyal medya hesabından ilçe başkanlıklarını ziyaret proğramı yayınladı. Bu durum yerel basında Turpçu ile Demirtaş arasında “kılıçların çekilmesi” olarak yorumlandı.
Perşembe günü saat 13.00 de Demirtaş Kilimli İlçe Başkanlığına gelip ilçe yöneticileri ve partililer ile görüşürken diğer milletvekili Turpçu, Demirtaş'ın toplantısının bitmesini bir kahvehane de bekliyordu. Daha sonra ilçe başkanlığına giderek benzer bir toplantı da kendisi yaptı.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım!
Parti içinde bütünlüğü sağlamakla görevli iki milletvekilinin bu davranışı parti örgütlerine ve üyelerine nasıl yansıyacaktır. Ayrı düşüncede olsalar bile iki milletvekilinin örgütlerin karşısına birlikte çıkması çok mu zordur. Bir partide Milletvekillerinin bir araya gelememesi kamuoyuna nasıl izah edilecektir.
Bir başka önemi konu ise şudur!
Eğer bir milletvekili örgütte toplantı yapacaksa üyeler, ilçe başkan ve yönetimi, o ilçedeki belediye başkanları hazır bulunması parti hiyeyarşisi gereğidir. Milletvekilleri toplantı sonrasında belediye başkanlarının ayağına gidiyorsa burada bir yanlışlık var demektir. Çünkü Milletvekilleri parti hiyeyarşisi bakımından belediye başkanlarının üzerindedir. Sonrasında kürsülere çıkıp “belediye başkanları örgütü dinlemiyor” diye yakınmak ne kadar doğrudur taktirlerinize bırakıyorum.
Tüm bu yaşananlardan sonra “2019 çok önemli bir yıldır. Önce yerel, sonra genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak, belkide ülkede rejim değişecek o nedenle doğru işler yapmalıyız” gibi sözler sarf etmenin inandırıcılığı yoktur. Çünkü CHP içinde yaşananları gördükçe bu sözlerin inanarak yürekten söylendiğine kimse beni ikna edemez. Çünkü CHP içinde herkesin gizli bir gündemi var. Her biri de bu gündemi gerçekleştirmek için çaba harcıyor. Partiyi, şehri, ülkeyi, gelecek günlerdeki karanlığı düşünen biri inanın yok. Yaşananları gördükçe gelecek günler için umutlarım azaldı. CHP'de bu olumsuzluklar bu günlerde asla yaşanmamalıydı..
Tüm insanlığa yaşanılası bir yıl diliyorum.
TURGUT GÜVEN
Yayın Tarihi: 01.01.2018