Siyasette kullanılan ötekileştirici, ayrıştırıcı dil meyvelerini veriyor.
Siz seçim alacaksınız diye bu memleketin genç evlatları birbirine giriyor.
Genç insanlar hastanelik oluyor.
Yazık sizin yapacağınız siyasete.
Bu kadar kin ve nefret içerisinde hizmet olur mu?
Hizmet aşkı bu mudur?
Kim inanır sizin hizmet aşkınıza?
Seçim almak için komşunuza, yıllardır aynı sudan içtiğiniz, aynı havayı soluduğunuz kardeşinize, hemşerinize terörist diyebiliyorsunuz mesela.
Bir oy uğruna çok rahat iftira atabiliyorsunuz.
Bu şekilde alacağınız seçim de sizin olsun, yapacağınız iş de yerin dibine batsın.
Bu memleketin gençlerini birbirine düşürdünüz. Gençler rakip partinin gençlerine düşman gözüyle bakıyor, düşman gibi davranıyor.
Neden olduğunu sorgulamaya gerek yok!
Sürekli kullanılan; ‘bunlar, şunlar’ dilinin sonu ne olabilirdi ki?
Eskiden bir partinin yöneticileri diğer partiye gönül verenlerin oylarını alabilmek için kibar, seviyeli davranırlardı.
İtici, ötekileştirici, düşmanca tavır sergilemezlerdi.
Ama şimdikiler malesef bu düşmanlıktan besleniyor, saflarını sıklaştırıyorlar.
Tekrar söylüyorum;
Yerin dibine batsın bu gençleri birbirine düşüren siyasetiniz.
Bu gençleri birbirine düşman eden siyasetiniz yerin dibine batsın.
Bu ülkede kardeşliğin, dostluğun temellerini sarsan siyaset kahrolsun.
Çok iyi tanıdığı, beraber büyüdüğü, aynı suyu içtiği komşusuna terörist muamelesi yaptıran siyaset yerin dibine batsın.
O gençleri birbirine darp ettirecek duruma getiren siyaset yerin dibine batsın.
Dün, Kozlu’da CHP’li aday Cengiz Bank’ın broşürlerini dağıtan gençler saldırıya uğradı. Darp edilen gençler hastaneye kaldırıldı.
Bugün ise İYİ Parti’li genç Kilimli’de darp ediliyor. Yoğun bakıma alınıyor.
Bu gençlerimize Allah korusun bir şey olursa, sizin o koltuklarda oturmanızın ne anlamı var?
Yarın seçim bittiğinde o komşunuz ile aynı havayı solumaya devam edecek, bir itiyacınız, müşgülünüz olduğunda size yine o komşunuz koşacak.
Filler tepişirken karıncaları ezmeyin.