Geçtiğimiz Salı günü Ankara’da CHP gönüllüleri olarak bir araya gelenlerin toplantısına katıldım… Toplantının gündemi “CHP,  AKP ile koalisyon yapsın mı, yapmasın mı?” idi..

                Aslında bu toplantı 3 Temmuz Cuma günü saat 18.00’de planlanmıştı.. Gönüllü grubu toplantıyı CHP’li Çankaya Belediyesine ait Maltepe’deki Yılmaz Güney sahnesinde yapacaktı.. Toplantı  saatine yarım saat kala Çankaya Belediyesi yetkilileri hiçbir gerekçe göstermeden salonu vermekten vazgeçtiler.. Toplantı çağrısını alan, içlerinde bu partide belediye başkanlığı, Milletvekilliği hatta meclis başkan vekilliği yapmış kişiler kapıda kaldı..

                Çankaya Belediyesinin yapılmasını engellediği toplantı o nedenle 7 temmuz Salı günü bir başka salonda (İnşaat Mühendisleri Odası) yapıldı.. Konuşmacıların büyük bir bölümü bu koalisyonun kesinlikle yapılmaması yönünde görüş bildirdiler ve CHP Genel merkezine ulaştırılmak üzere hazırlanmış bir metni de imzaladılar..

                CHP tabanı AKP ile koalisyona kesinlikle karşı.. Ancak CHP üst yönetiminde partiye kapıdan değil, Genel Başkanın daveti ile bacadan girip partiye üye olduktan bir gün sonra genel başkan yardımcılığına terfi edenlerin AKP ile koalisyona sıcak baktıkları söyleniyor..  Hatta bu kesimin isteklerinin parti tabanında yer bulması için çalışma içinde oldukları da biliniyor..

                Parti tabanının küçük bir bölümünde de bu düşünce var.. Söyledikleri şu; halka bir çok doğru taleplerde bulunduk bunları gerçekleştiremezsek, halk bize bir daha oy vermez, güven kaybı yaşarız..

                Şimdi geriye dönüp koalisyonlar tarihine bir bakalım..!

                1974 yılınca CHP+MSP koalisyonu yapıldı.. Bu koalisyonun büyük ortağı CHP idi ve MSP’nin (MSP, AKP’nin kökleridir) uzlaşmaz tutumları nedeniyle bir çok şey yapılamadı.. Kıbrıs  Barış Harekatı sonrasında uygulanan ABD ambargosunun faturası CHP’ye çıkarıldı.. ABD ambargosu sonrasında oluşan kuyruklardan MSP’yi sorumlu tutan bir kişi gördünüz mü?

                Yıl 1992, DYP+SHP koalisyonu yapıldı.. Türkiye’de yapılmış en iyi koalisyondu.. Süleyman Demirel, Erdal İnönü ikilisi döneminde doğru işler yapıldı.. Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı oldu, Erdal İnönü  SHP Genel Başkanlığını Murat Karayalçın’a bıraktı.. Bu değişimden sonra Tansu Çiller’in Başbakan,  Murat Karayalçın’ın Dışişleri bakanı ve başbakan yardımcılığı yaptığı bu koalisyonun tüm olumsuzlukları SHP’ye yazıldı… Yapılanları DYP yaptı, yapılanmayanları SHP yapamadı oldu..

                Sonuç SHP ve CHP birleşti, bu koalisyon sürecinin sonunda 1999’da CHP baraj altında kaldı..

                Bu iki örnek koalisyonlarda başarılı olamadığımızın kanıtı niteliğinde..

                Şimdi ise AKP koalisyonu tartışılıyor… AKP parti değil bir cemaat görüntüsü veriyor.. Cemaatlerde uzlaşma olmaz, yukarıdan gelen aşağıda tartışılmadan yerine getirilir.. Böyle bir yapı ile berber olup,  bu ülkeyi kurtaracaksınız.. Kiminle AKP ile.. 13 yıl boyunca muhalefetin verdiği 4000 önerge bu cemaat kafalılarca reddedilmişken mi?

                Ayrıca bu ülkede eğitimi, sağlığı, adaleti, parlamenter sistemi vs. kim bu hale getirdi.. AKP..! Şimdi düşünebiliyor musunuz, AKP’nin bozduğu, aslında istediği gibi yaptığı düzeni CHP ile koalisyon yapıp CHP’nin istediği gibi düzeltecek…  Üstelik Cumhurbaşkanlığı makamında bu sistemi bozan şahıs oturuyorken..

                Kısa ve öz CHP’nin AKP ile koalisyon yapması ayı ile yatağa girmesine benzer.. Yanlış anlaşılmasın ayı olan CHP değil AKP; kimin sağlam çıkacağını bir düşünün…

                Peki, bu tehlike  koalisyon isteyenlerce görünmüyor mu sorusu aklınıza gelebilir..  Bence de görünüyor ancak amaç farklı..

                Başta CHP Genel Başkanı olmak üzere partiye onun vasıtasıyla bacadan giren ekip, koalisyona girildiğinde CHP’nin 07 Haziranda aldığı %24.9’luk sonucun tartışması yapılmayacağını düşünüyor.. Geçtiğimiz Pazar günü, komşumuz Yunanistan da referandumdan istediği sonucu alamayan muhalefet partisinin lideri, seçim sonuçları açıklandıktan bir saat sonra istifa etti.. Bizimkiler bundan bile ders almıyor hatta utanmıyorlar..

                Sürekli yazıyorum..! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkanlığı döneminde girdiği beş seçimden parti oyları düşmüştür.. Bu durumda  yapılması gereken şudur..! Kemal Kılıçdaroğlu önümüzdeki kurultayda genel başkanlığa aday olmayacağını şimdiden açıklamalıdır..

                Parti tüzüğünün emri olmasına rağmen bir çok ilçe ve ilde seçim sonuçları masaya yatırılmış değil.. Genel Başkan seçim sonuçlarına “demokrasinin zaferidir” diye bakarsa, örgütlerin tartışmasına gerek var mı?

                7 Haziran seçimlerinden AKP 1.parti çıktı başarılı..!

                MHP oyunu % 3 artırarak çıktı başarılı..!

                HDP seçim barajını geçti başarılı..!

                CHP, AKP tek başına iktidar olamadığı için demokrasinin zaferi… Böyle bir anlayış olabilir mi?

                Bana göre işin özü şudur.. Bu ülkede parlamenter sistem ve kuvvetler ayrılığı çökmüş, ülke diktatörlüğe doğru yol almaktadır.. Tük halkı genel seçimlerde muhalefet partilerine %60 gibi bir imkân tanımış, bu imkân Meclis Başkanlığı seçimlerinde MHP tarafından yıkılmıştır…

MHP daha önce yaptığı gibi AKP’nin iktidarını sürdürmek için her desteği vermekle görevlidir.. Bunun en önemli sebebi bürokraside “Fettullahcı örgütlenme” tasfiye edilirken, bu kadrolar MHP’li bürokratlarca doldurulmaktadır..

Gelecek günlerde ise ya AKP+MHP koalisyonu, ya da MHP’nin dışarıdan destekleyeceği AKP azınlık hükümeti kurulacaktır..

 Bitti…!!!

 

TURGUT GÜVEN